Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1228 E. 2022/1076 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1228
KARAR NO: 2022/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2022
NUMARASI: 2021/1031 Esas – 2022/209 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Şarköy İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 14.198,31 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiği, 01/10/2017, 700 TL, 16/05/2017, 2000 TL, 04/05/2017ü 3.180,93 TL, 20/04/2017, 1.157,00 TL, 18/05/2017, 2.229,96 TL, 11/05/2017, 358,17 TL, 15/06/2017, 1.875,47 TL olmak üzere toplam 7 adet fatura ile davalıdan satın almış olduğu elektrik malzemeleri siparişlerinin bedellerini davalıya ödediği halde bugüne dek tarafına teslim edilmediği, davalı tarafça buna ilişkin teslim tesellüm makbuzları da düzenlenmediğini, her iki tarafın ticari kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun sabit olduğunun görüleceğini, temerrüt nedeniyle sözleşmeden döndüğünü, davalıya tevdi etmiş bulunduğu alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalının herhangi bir geçerli sebep bildirmeksizin kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, makbuz karşılığı davalı şirketin temsilcisine elden 2.700,00 TL, 4.500,00 TL ve 1.300,00 TL ödendiğini, bakiye satış bedelinin tanık bulunmaksızın davalı şirketin temsilcisine elden ödediğini davalıya teslim edilmeyen meskur mallar için ödediği toplamda 14.198,31 TL’nin ispatlayabildiği 8.500,00 TL’si yönünden bu davayı açtığını beyan ederek davalının 8.500,00 TL alacak yönünden icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin de davalıya yükletilmesini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin yerleşim yerinin Bağcılar İstanbul olduğunu, müvekkili ile davacı arasında kurulmuş olan satış sözleşmesine müvekkilinin Bağcılar İstanbul’da bulunan merkezinde ifa edildiğini, davacının davayı yetkili olmayan yerde açtığını, yetkiye olan itirazlarının kabul edilmesini ve yetkili yer olan İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine dosyanın gönderilmesini talep ettiklerini, Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/234 esas sayılı menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasını, davacının müvekkiline borcu bulunduğunu, davacının müvekkiline borçlu olduğu halde davalı aleyhine icra takibi başlatmasının hukuki temelden yoksun ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle takibe itirazda bulunulduğunu, mallarını teslim edilmediği iddiasının gerçek olmadığını, menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporu ile bu iddianın gerçek olmadığını, menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporu ile bu iddianın gerçek olmadığının ortaya çıktığını, müvekkili tarafından malların tesliminin yapıldığını, faturaların alınıp defterine işlendiğini, ayrıca malların teslim edilmediğinin ispat yükünün de davacıya ait olduğunu, takibe dayanak tahsilat makbuzlarının davacının aksine müvekkiline borcu olduğunun ve ödeme yaptığının göstergesi olduğunu, bu ödemeleri müvekkilinin cari hesabına işleyerek borçtan düştüğünü, davacının dayanak yaptığı makbuzlarda tahrifat yapıldığını, 2.000 TL miktarlı 259 sıra no lu makbuzu 12.000 TL’ye çevirdiğini, ayrıca 700 TL miktarlı 253 nolu makbuzun tarihini de değiştirerek yeni bir ödeme yapmış gibi sunmaya çalıştığını, kendisi hakkında suç duyurunda bulunulduğunu, malın bedelinin ödendiğinin davacı tarafından kabul edildiğini, bedelin ödenmiş olmasının malın teslim alındığına dair karine oluşturduğunu beyan ederek yetkiye olan itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, bekletici mesele taleplerin kabulüne, davanın esasında yapılacak olan yargılama ile müvekkili aleyhine açılan huzurdaki davanın esastan reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerine ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” Davalı taraf yetki itirazında bulunmuştur. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı TMK hükümlerine göre belirlenir. (HMK m. 6/1-2).Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (HMK. M. 19/2-3).Davalı taraf cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuş ve İstanbul Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu dermeyan etmiştir. Davalının adresi Bağcılar/İstanbul’dur. HMK m. 6/1 genel yetki kuralı uyarınca dava İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekirken davanın yetkisiz mahkemede açıldığını anlaşılmaktır. Dava yetkisiz mahkemede açıldığından, davalının yetki ilk itirazının kabulüne, Mahkememizin yetkisizliğine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derecenin vermiş yetkisizlik kararının yerinde olmadığı, HMK’daki yetki kurallarının ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulandığı, HMK 6. Maddesine göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesine iken, HMK’nın 10’uncu maddesinde sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesininde yetkili kılındığı, Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğu, sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yeri olacağı, bu durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesine takip yapabileceği, müvekkilinin faturaya konu malların teslim edilmediğinden bahisle sözleşmeden dönerek ödediği bedel iadesi için Şarköy İcra Müdürlüğünde ilamsız takip başlattığı, bu halde müvekkilinin yetkili icra müdürlüğünde takibi başlattığının kabulüne gerektiği beyanıyla ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 6. Maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, aynı kanunun 10. Maddesinde ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesininde açılabileceği, TBK 89. Madde gereğince borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradeleri ile belirlenmemişse, para borçları alacaklının ödeme zamanında ki yerleşim yeri, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki tüm borçlarda ise doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edileceği, müvekkil şirket ile davacı arasında kurulmuş sözleşmenin elektrik malzemeleri satışı olduğu satış sözleşmesinin TBK 89. Maddesinin 3.fıkrasına uygun olarak müvekkil şirketin Bağcılar/İstanbul ifa edildiği, şirket merkezinin … Mah. … Cad. No:1/A Bağcılar-İstanbul olduğu bu nedenle ilk derecve mahkemesinin yetkisizlik kararının yasaya uygun olduğu, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mahkemenin yetkili olup olmadığı noktasındadır. Davanın açıldığı Şarköy Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla )Mahkemesince yargı çevresinde Ticaret Mahkemesi kurulduğu gerekçesiyle dosyanın Tekirdağ Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve bu gönderme kararı üzerine dosyada yargılamaya devam eden ilk derece mahkemesi, davalı tarafın yetki ilk itirazında bulunup İstanbul Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu dermeyan etmesi üzerine HMK 6/1 genel yetki kuralınını uygulamış ve mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun genel yetkiye ilişkin 6/1. Maddesine göre dava, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi sözleşmeden doğan davalarda yetkiye ilişkin 10. maddesine göre de sözleşmeden doğan dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.Takip konusu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu haliyle davaya konu alacak sözleşmeden kaynaklanan para alacağı niteliğindedir. Türk Borçlar Kanununun 89/1. maddesine göre para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre eldeki dava, davacı alacaklının yerleşim yerinde açılmış olup, davanın açıldığı/devredildiği mahkeme uyuşmazlığın çözümünde yetkilidir. Hal böyle iken ilk derece mahkemesince HMK’nın 10 ve TBK’nın 89/1 maddeleri göz ardı edilerek yetkisizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir.Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.Bu karar uyarınca Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesince, derdest eldeki dava yönünden gönderme kararı verilmiş ise de görev kamu düzenini ilişkin olup,yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gereklidir. Anılan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararında, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği , eldeki derdest davaların devri ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı gibi bu konuda çıkan uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesi Yargıtay 11 H.D. ‘nin 2022/509 Esas- 2022/2410 Karar sayılı ve 25/03/2022 tarihli ilamı ile de davanın açıldığı tarih itibarıyla görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin derdest davalar yönünden yeni kurulan ya da yetki çevresi genişletilen Ticaret Mahkemelerine devir yada görevsizlik kararı ile verilmeksizin yargılamaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam edeceğine karar verilmiş olup eldeki davada Şarköy Asliye Hukuk Mahkemisinin görevli olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Şarköy Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA,2- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.11/10/2022