Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/121 E. 2022/564 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/121
KARAR NO: 2022/564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARASI: 2021/53 Esas – 2021/871 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketi temsilen … ile davalı … arasında 2015 yılından itibaren davacının bazı gayrimenkul ve alacaklarının davalıya devredilmesi ile davaya konu ilişki temelinin kurulduğunu, taraflar arasında, davalının üzerinde bulunan taşınmazın (ayrıca fiilen banka üzerinde olan ancak müvekkil şirkete ait olan diğer taşınmazlarla birlikte) üçüncü kişiye satışından dolayı ve daha önceki -yukarıda izah edilen- hukuki ilişki gereği cari hesap bakiyesi bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkiye dayalı mutabakat gereğince, davalının, davacı şirkete 231.500 TL borçlu olduğu konusunda taraflarca mutabakata varıldığını, davalının cari hesap bakiyesi olan 231.500 TL’nin müvekkiline ödenmesi hususunda davalı tarafa noter ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının, imzaladığı mutabakata rağmen ödemeden kaçındığını ileri sürerek 231.500 TL’nin taraflar arasında mutabakata varıldığı tarih olan 11/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu borcu ödeyerek, sona erdirdiğini, dava konusu 11/09/2019 tarihli belge aslını davacıdan teslim aldığını, sözkonusu belge aslının müvekkilinin elinde olmasının borcun ödendiğinin kanıtı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı, nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda yapılan araştırmada, davalının İstanbul Ekmek Fırıncıları Sanaatkarları ve Ekmek Satıcıları Esnaf odasına kayıtlı olduğu, vergi dairesine yazılan müzekkere cevabında davalının 2015 yılından sonra vergi kaydının bulunmadığı, 2015 yılına kadar bilanço esasına göre defter tuttuğu, ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davalının gerçek kişi ticari işetme kaydının bulunmadığı, netice itibariyle davalı tacir olmadığından davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmaya İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında TTK md. 89 kapsamında cari hesap sözleşmesinin bulunduğunu, ilk derece mahkemesinin önceki 27/10/2020 tarihli kararında davanın, zorunlu arabuluculuğa tabi ticari dava olduğu kabul edilmişken, istinafa konu 02/12/2021 tarihli kararında ise işbu davanın ticari dava olmadığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, bazı gayrimenkul ve alacakların davalıya devredilmesi ve taşınmazların üçüncü kişiye satışından dolayı davalının davacı şirkete 231.500 TL borçlu olduğu konusunda taraflarca yazılı mutabakata varıldığını iddia ederek mutabakat belgesindeki tutarın ödenmesini istemiş, davalı ise mutabakat belge aslının kendisinde olduğunu, bunun da borcun ödendiğini gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesinin 27/10/2020 tarih ve 2020/659 E., 2020/385 K. sayılı kararıyla, davanın ticari dava olup zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 25.12.2020 tarih ve 2020/2150 E., 2020/498 K. sayılı ilamıyla; dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurulmuş olup, arabulucuk nihai tutanağının da yargılama sırasında ibraz edildiği gözetildiğinde, davacının dava açmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurma koşulunu yerine getirdiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kez ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararıyla, davanın ticari dava olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bir davada birden fazla dava şartının bulunması halinde dava şartlarının hangi sıraya göre değerlendirileceği önem kazanmaktadır. Somut olayda, mahkemenin görevi ve zorunlu arabuluculuğa ilişkinin dava şartlarının incelenme sırası ortaya konulmalıdır. HMK’nın 114. Maddesinde belirtilen dava şartları, öğretide üç ana başlık altında incelenmektedir: 1- Mahkemeye ilişkin dava şartları (mahkemenin görevli olması, yargı yolunun caiz olması vb.); 2-Tarafa ilişkin dava şartları (tarafların taraf ve dava ehliyetinin, dava takip yetkisinin bulunması); 3-Davanın konusuna ilişkin dava şartları (davayı açmakta hukuki yararın bulunması, tasarrufun iptali davasında aciz belgesinin alınmış olması, davanın derdest olmaması vb) (Pekcanıtez Usul, C:II, s. 927-950) Bu ayrıma göre, zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması, davanın konusuna ilişkin dava şartlarındandır. Dava şartlarının hangi sırayla inceleneceğine dair kanunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu konuda, usul ekonomisi gibi, yargılama hukukuna hakim olan ilkeler yanında, dava şartının niteliğinin de dikkate alınması gerektiği açıktır. Nitekim HMK m.115 f.1’in gerekçesinde, “…Genel dava şartlarının inceleme sırasının ne olacağı hususu ise pozitif bir düzenlemeye elverişli bir nitelik taşımaması sebebiyle, tümüyle doktrin ve yargı uygulamasına bırakılmıştır” denilmek suretiyle, bu konu öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır. Belli bir dava şartının yokluğu halinde diğerlerinin incelenmesine gerek kalmayacak ise ilk önce o dava şartının incelenip karara bağlanması gerekir. Mahkemeye ilişkin dava şartları en önce, tarafa ilişkin dava şartları ikinci sırada, davanın konusuna ilişkin dava şartları ise en son incelenmelidir (Prof Dr. Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku: Ders Kitabı, Ağustos 2017, Ankara, s.144-145; Pekcanıtez Usul, C:II, s. 954). Dolayısıyla mahkemeye ilişkin dava şartı niteliğinde olması nedeniyle, öncelikle göreve ilişkin dava şartının mahkemece değerlendirilerek, mahkemenin görevli olması halinde diğer dava şartının incelenmesi gerekir. Dava türlerine göre yasa koyucu tarafından getirtilen zorunlu arabuluculuk dava şartının görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği açıktır. O halde, ilk derece mahkemesinin bir önceki kararında, davanın ticari dava olduğundan bahisle zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine ilişkin kararının istinaf kanun yolu incelemesi sonucunda, arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğinden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmek suretiyle davanın ticari dava ve ilk derece mahkemesinin de görevli olduğu hususunun kesinleşmiş olduğunun ve taraflar lehine usulen kazanılmış hak teşkil ettiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a..3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022