Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/120 E. 2022/533 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/120
KARAR NO: 2022/533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2021/902 Esas – 2021/1012 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Yatırım Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi’nin akdedildiğini, sözleşme hükümleri gereğince, müvekkili şirket tarafından, davalının talimatıyla davalı nam ve hesabına yatırım işlemlerinden kaynaklı çeşitli işlemler gerçekleştirildiğini, 12/11/2020 tarihinde sistemde meydana gelen teknik sorun neticesinde davalının hesabına fazladan para transferinin gerçekleştiğini, bu durumun davalıya Bakırköy … Noterliğinin 23/06/2021 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının haksız itirazının reddine, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” davacı ile davalı arasında düzenlenen yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisinde olmakla, Mahkememizin görevsizliğine nedeniyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı arasındaki yatırım işlemlerinin, tüketici işlemi olmadığını, dava konusu işlemlerin davalı tarafından kar elde etmek amacıyla ve yatırım amaçlı olarak yapıldığından ticari iş niteliğinde olduğundan görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının hesabına geçen fazla paranın aidesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Davacı tarafça dosyaya 28.03.2020 tarihli … T. A.Ş. Ve … A.Ş. Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılık, Repo-Ters Repo ve Yatırım Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi sunulmuştur. Davacı tarafından davalı muhataba çekilen Beşiktaş … Noterliği’nin 23.06.2021 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile varat, hisse senedi alımından ve/veya bedelli sermaye arttırımı rüçhan hakkı kullanımı, kredi işlemleriyle saklama komisyon ve komisyon alacağının ödenmesi ihtar edilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığından bahisle tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun(TKHK)’un 3/1 maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi satıcı; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. TKHK’un 73/1. Maddesinde de, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceği de 83’üncü maddesinin ikinci bendinde açıklanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 49’uncu maddesi “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığı altında finansal hizmetlerin, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade edeceği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu belirtilmiştir. Tüketici sözleşmesinde iki taraf mevcut olup, zıt amaçların güdülmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla satıcı ve sağlayıcı tanımında da yer verildiği gibi satıcı ve sağlayıcının işlem yaparken ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi, karşısında yer alan kişinin ise bunun tersine bir amaçla yani ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmesi gerekir (Aydoğdu, M.; Tüketici Hukuku Dersleri, Ankara 2015, s. 59,60). Tüketici mahkemesinin görevli olması için öncelikle uyuşmazlığın bir tüketici uyuşmazlığı olması gerekir. Hangi tür uyuşmazlıkların tüketici uyuşmazlığı olduğu ise dava konusu işlem veya uygulamanın taraflarından birinin tüketici, diğerinin ise girişimci/satıcı/sağlayıcı olmasına göre belirlenmektedir (Topuz, G.; Tüketici Mahkemeleri, Ankara 2018, s.37). Her ne kadar 6502 sayılı TKHK’nın 49’uncu maddesi finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler yatırım hizmetlerini de tüketici hukuku kapsamı içine almış olsa da, bu durum uyuşmazlığın tek başına tüketici mahkemesinde görülmesi için yeterli değildir. Aynı zamanda işlemin taraflarından birinin tüketici ve işlemin de tüketici işlemi olması gerekir. Yani tüketici kabul edilen tarafın ticari veya mesleki amaçla hareket etmemesi şarttır. Bu durumda finansal hizmetlere ilişkin sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemenin görevinin belirlenebilmesi için müşterinin tüketici olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için davalı müşteri tarafından işlem yapılan yatırım araçlarının niteliği, işlem sıklığı ve işlem hacmi, bu işlemlerden elde edilen gelir vb. incelenerek davalının işlemlerinin basit bir yatırım işlemini aşan ve kar amacı güden nitelikli yatırım işlemi olup olmadığı önem arz etmektedir. Ancak mahkemece bu hususlar değerlendirilmeden görevsizlik kararı verilmiştir. Bu nedenle mahkemece, davacının delilleri toplanıp, davalıya sözleşme kapsamında açılan yatırım hesabına ilişkin işlem ayrıntısını gösterir şekilde ekstre istenerek az yukarıda sayılan kriterler kapsamında işlemin tüketici işlemi olup olmadığı hususu sözleşmenin konusu ve ihtarname içeriği de nazara alınarak tespit edildikten sonra mahkemenin görevi tayin edilmelidir. Dolayısıyla mahkemece eksik araştırma ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022