Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1174 E. 2022/874 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1174
KARAR NO: 2022/874
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/552 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2022
İlk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbire itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP:İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı borçlularından … Ltd. Şti. arasında imzalanan GKS’lere istinaden aynı sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacı borçlu …, kendi adına kayıtlı Beylikdüzü ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan tarla nitelikli taşınmaz üzerine müvekkil banka lehine 09.12.2015 tarih, … yevmiye nolu 2.000.000,00-TL tutarlı 1.dereceden ipotek tesis ettirmiştir. İpotek tesis işlemine ilişkin davacı borçlu …’ın eşi diğer davacı … tarafından 08.12.2015 tarihli Kredi Sözleşmesi Eş Muvafakatnamesi ve 13.04.2017 tarihli Kredi Sözleşmesi Eş Muvafakatnamesi (Ticari) imzalandığını, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan 08.12.2015 ve 13.04.2017 tarihli GKS’lerden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine mezkur ipoteğe ilişkin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini, İpotekli taşınmaz olan Beylikdüzü ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan tarla nitelikli taşınmazın satış işlemlerinin yürütüldüğü İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası talimatı ile Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında 22.12.2020 tarihinde ihalesi yapılmış üçüncü şahsa satıldığını, satış işlemlerinin yürütüldüğü İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlulara gönderilen icra emri gereği İstanbul 15 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/947 Esas, 2019/1216 Karar sayılı dosyasında borca, icra emrine, kefalet ilişkisine, ipotek işlemine vs ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş ve mahkeme kararının kesinleştiğini, genel kredi sözleşmelerine istinaden müvekkil bankaya borcun ifası uğruna teslim edilmiş 18.04.2019 vade tarihli 13.04.2017 tanzim tarihli ve 18.04.2019 vade tarihli 08.12.2015 tanzim tarihli senetlerde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, Kambiyo takibine ilişkin İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/473 Esas sayılı dosyasında açılan takibe itiraz davasında 2020/355 Karar sayılı ve 25.02.2020 tarihli kararı ile davacı borçlu …’ın ve diğer takip borçlularının borca, kefalet ilişkisine, ipotek işlemine vs ilişkin açmış oldukları davanın reddine karar verilmiş, akabinde borçluların istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21 Hukuk Dairesi’nin 2020/2756 Esas, 2020/2877 Karar sayılı kararıyla yerel mahkeme kararının onandığını beyanla ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulünü talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından, kefalet ve ipoteğin geçerli olmadığından bahisle, ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, ” Kredinin teminatı olarak ipotek ettirilen davacı …’a ait taşınmazın satışı ile alakalı davacı …’dan alınan muvafakatnamedeki imzalara itirazın olması ve imza, yazı incelemesinin yargılamayı gerektirmesi ve İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/947 E. Sayılı icra emrine itiraz dava dosyasında da; davacı tarafın ipotek belgesinde müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını, sözleşme düzenlenirken de sözleşme onayı alınmadan, imzası alınmadan sözleşme düzenlendiği belirtilerek takibe itiraz etmişse de bu itirazların ipoteğin kurulmasına ilişkin olup ipoteğin esasına yönelik olarak icra hukuk mahkemesine itiraz edilemeyeceğinden, yetkili icra hukuk mahkemesince ipoteğin geçerli olup olmadığı hususunun tartışılmasının mümkün olmadığını belirterek şekli inceleme yaparak karar verildiği, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Şirketinin yöneticisi veya ortağı olmayan …’ın şirketin kullandığı krediye müştereken ve müteselsilen kefil olduğu hususu da gözetildiğinde; İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından HMK 394/2. Maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden birini ileri sürmediği ve mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca karşı tarafın iş bu tedbir sebebiyle uğrayacağı zararlar teminat altına alınmış olup teminat miktarı da uygulamada istikrarlı şekilde ilk derece mahkemelerinde karar altına alınan ve üst mahkemeler tarafından da uygun bulunan oranlar olup yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davayı yöneltme ve yaklaşık ispat kuralı ile dahi ispat edemediği iddiaları ile ihtiyati tedbir talep etme sebebi alacaklı bankanın alacağına kavuşmasını engellemek, takip dosyamızdan yapılmakta olan satışları sürüncemede bırakmak olduğunu, ihtiyati tedbir talep eden tarafın iddialarını en azından yaklaşık ispat kuralları ile ispat etmesi gerektiğini, davacı taraf kötü niyetle ileri sürmüş olduğu haksız ve mesnetsiz iddialarını yaklaşık ispat kuralları ile dahi ispat edemediğini, davalı banka ile dava dışı borçlularından … Tic. Ltd. Şti. arasında 13.04.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 08.12.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, Davacı … da bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kefalet işlemine ilişkin davacı borçlu …’ın eşi diğer davacı … tarafından 08.12.2015 tarihli Kredi Sözleşmesi Eş Muvafakatnamesi ve 13.04.2017 tarihli Kredi Sözleşmesi Eş Muvafakatnamesi (Ticari) imzalanmış olup, söz konusu muvafakatname gerek icra takip dosyamızda gerek de eldeki dava dosyada mevcut olduğunu, Söz konusu genel kredi sözleşmelerine istinaden davacı borçlu …, kendi adına kayıtlı Beylikdüzü ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan tarla nitelikli taşınmaz üzerine müvekkil banka lehine 09.12.2015 tarih, … yevmiye nolu 2.000.000,00-TL tutarlı 1.dereceden ipotek tesis ettirdiğini, davacılar tarafından işbu taşınmazın aile konutu olduğu iddia edilmiştir ancak aile konutu niteliği davacılar tarafından yapılmış olan açıklamalar ve ileri sürülmüş olan iddialar kapsamında sabit olmadığını, mezkur taşınmaz iddia edildiği gibi aile konutu niteliğine sahip olsa bile tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmediğinden müvekkil bankadan söz konusu hususu bilmesi beklenemez Görüldüğü üzere gerek kefalet sözleşmesi gerek ipotek tesis işlemi kapsamında yürütülen işlemler tamamen usul ve yasaya uygun olup davacının iddialarının asılsız olduğu ortaya konmuştur. Kaldı ki, söz konusu muvafaktaname ekinde davacı …’a ait kimlik fotokopisi de bulunmakta olup bu hususun söz konusu imzanın … tarafından atılmış olduğunun müvekkil banka tarafından teyit edildiğini gösterdiğini, davacının alacaklı bankanın alacağına kavuşmasını engellemek, satış işlemlerini sürüncemede bırakma amacıyla hareket etmekte olup hukukun sağladığı imkanları kötüye kullandığını, davacının/davacıların gerek huzurdaki davayı gerekse yukarıda açıklamış olduğumuz ve müvekkil banka lehine kesinleşmiş olan davaları açmaktaki amaçları, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ve davacı borçlu tarafından teminat olarak verilmiş olan taşınmazların üzerine koyulan ipoteklerin konu edildiği İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından usul ve yasaya uygun şekilde yürütülmekte olan satış işlemlerini sürüncemede bıraktığını, Davacı/davacıların söz konusu kötüniyetli davranışları hukuk düzeni tarafından TMK m 2 gereğince korunmadığından mahkemece de korunmamalı ve sonuç olarak haksız ve mesnetsiz olarak talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, menfi tespit davasında İİK’nın 72/3. maddesi kapsamında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde verilen ihtiyati tedbire vaki itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Dava dışı … Tic. Ltd. Şti. İle davalı … A.Ş arasında 13.04.2017 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırılmış ve bu krediye davacı … kefil olmuştur. Dava dışı .. Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalı … lehine 08.12.2015 ve 13.04.2017 tarihlerinde 1.000.000,00 TL ve 1.500.000,00 TL bedelli, 18.04.2019 vade tarihli bonolar keşide edilmiştir. Davacı …’da bonoların ön yüzünü keşideciden sonra imzalamaıştır.Davalı takip alacaklısı tarafından, davacı takip borçlusu ve diğer senet sorumluları hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, 1.700.886,69 TL tutarındaki alacağın tahsili istemiyle dava konusu bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatılmış, bunun üzerine menfi tespit davası açılmış ve talep üzerine mahkemece “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı takip dosyalarında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin İİK’nun 72/3. maddesi gereğince tedbiren dava kesinleşinceye kadar durdurulmasına,” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilince, menfi tespit davası içerisinde verilen ihtiyati tedbirin hukuka aykırı olduğundan bahisle incelemeye konu itirazı yaparak ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72/3. Maddesi, İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir, şeklinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davalarında genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükü senet borçlusundadır. Dava konusu bonolarda ihtiyati tedbir isteyen … avalist, aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı ise lehtar konumundadır. 6102 sayılı TTK’nın 702/2. maddesinde düzenlenen “aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir” hükmü gereğince aval veren davacı şekle ait noksanlık dışında borçlu bulunmadığı yönünde herhangi bir itirazda bulunması mümkün değildir. Bu sebeple alacaklı banka ile imzalanan kredi sözleşmesine verilen kefalet ve ipoteğin geçerli olmadığı iddiası, ihtiyati tedbir isteyen davacı hakkında kefil sıfatıyla değil avalist olarak talepte bulunulmuş olması karşısında, ihtiyati tedbire konu edilen “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve bu dosyadan yazılan talimatla açılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında sorumluluğun kaynağının kambiyo ilişkisi olması nedeniyle yerinde değildir. Mahkemece, kredinin teminatı olarak ipotek ettirilen davacı …’a ait taşınmazın satışı ile alakalı davacı …’dan alınan eş muvafakatnamesindeki imzalara itirazın olması, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Şirketinin yöneticisi veya ortağı olmayan davacı …’ın şirketin kullandığı krediye müştereken ve müteselsilen kefil olduğu hususu da gözetildiğinde ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından HMK 394/2. Maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden birini ileri sürmediği, verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiş ise de, bahsi geçen gerekçe somut olaya uygun düşmemektedir. Zira, yukarıda izah edildiği üzere mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verdiği icra dosyası kambiyo senedine dayalı olup, ipotek ve kefalet ile ilgisi bulunmamaktadır. Davacı … bonolarda avalist olup, avale kefalete ilişkin hükümlerin uygulanması mümkün değildir. Talebe konu kambiyo senedi(bonolar) açıkça bir borç kaydı içermektedir. Kambiyo senedine aval veren de lehine aval verdiği kişi gibi borçtan sorumludur. Bu haliyle, dava dosyasının bulunduğu aşama itibariyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve bu dosyadan yazılan talimatla açılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası bakımından ihtiyati tedbir isteyen davacılar, söz konusu takip dosyalarına ilişkin olarak davanın esası yönünden kendilerinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edebilmiş değillerdir. Bu nedenle mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece kefalet ve ipoteğe ilişkin eş muvafakatindeki imzaya itiraz edilmiş olduğundan bahisle eldeki dava dosyasında ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/552 Esas sayılı dosyasında 15/02/2022 tarihinde verilen ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-İhtiyati tedbir kararına vaki itirazın KABULÜ İLE; Mahkemece 01/10/2021 tarihinde 2021/552 esas sayılı dosyada verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.