Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1172 E. 2022/1343 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1172
KARAR NO: 2022/1343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2022
NUMARASI: 2022/166 Esas – 2022/167 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı/karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili tarafından karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı-karşı davalı ile müvekkili şirketin 06.08.2018 tarihli protokol ile … Tic. A.Ş’ nin konveyörlü kazanına uygulanmak üzere, … Tic. A.Ş.’ nin, frekans sabit 28 khz, ayarlanabilir 10 kwatt güç kapasitesinde 9 adet sonda üretmesi; … Tic. A.Ş.’ nin de bunun karşılığında montaj dahil 10.000,00-Euro + KDV ödemesi konusunda anlaştıklarını, sondaların monte edileceği konveyörlü kazanın teknik çizimi sonrası fiziki imkân ve şartlar ile yer sıkıntısı göz önüne alınarak amaçlanan işlevin gereği olarak, 9 adet sondanın içerisinde bulunan elektronik kristal ve komponentleri, toplamda 10.000 wattlık olmak üzere, her biri sözleşmeye uygun 4 adet sonda içerisine sıkıştırılarak bu şekilde davacı-karşı davalının kazanına monte edilmesi konusunda anlaşıldığını, sondaların bu şekilde kazana monte edilerek davacı-karşı davalıya teslim edildiğini, davacı-karşı davalı tarafından 10.000,00-Euro ödeme yapıldığını, davacı-karşı davalı, müvekkil şirkete sondaları AR-GE projesi kapsamında kullanacağını ve projenin ilgili bakanlıkça onaylanması halinde ürün bedeline ilişkin düzenlenecek faturanın KDV’den istisna tutulacağını bu nedenle faturanın sonra düzenlenmesini isteyerek müvekkili şirketi beklettiğini, ancak karşı tarafça KDV istisnasına ilişkin gerekli belgelerin sunulmaması üzerine, vergisel anlamda sıkıntı yaşamamak adına ödenen ürün bedellerine ilişkin olarak 20.12.2018 tarihli … seri no’ lu 11.800,00-Euro bedelli faturayı düzenleyerek davacı-karşı davalı şirkete Büyükçekmece … Noterliği’ nin 24.12.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iletildiğini, davacı-karşı davalının, faturaya haksız şekilde itiraz ederek iade ettiğini, sondalara ilişkin olarak da mesnetsiz, gerçekle ilgisi olmayan ayıp iddialarında bulunduğunu, davacı-karşı davalı şirketin fatura bedelinin tamamını ödememesi üzerine hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe davacı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine yasa gereği yapılan başvuru sonucunda İstanbul Arabuluculuk Bürosu’ nun … Büro No ve … Arabuluculuk No’ lu dosyası ile alacağın müzakere edildiğini, ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin taraflar arasında imzalanan protokol gereği üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmiş olmasına rağmen, davacı-karşı davalı taraf ürün bedellerine ilişkin faturanın tamamının ödemediğini, bu nedenle, karşı dava ile davacı-karşı davalının, bahse konu faturadan kalan bakiye 1.800,00-Euro bedelin, faturanın karşı tarafa iletildiği ihtarname tarihi olan 28.12.2018 tarihinden itibaren işlemiş Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile tahsiline ve müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı – karşı davacının, ikame ettiği karşı davada, dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurma şartını yerine getirmemiş olup bu durum karşı davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin, davalı – karşı davacının kestiği faturaya süresinde itiraz etmiş ve ayıplı mala ilişkin kalan bedeli ödemeyeceğini, ödenen bedelin de iade edilmesi gerektiğini davalı – karşı davacıya ihtar etmiş olduğunu, müvekkili şirketin, süresinde yaptığı ayıp bildirimi doğrultusunda ayıptan doğan def’i hakkına dayanarak KDV bedelini ödemekle yükümlü olmadığını, makinenin alımının Sanayi Bakanlığı ar-ge proje destekleri kapsamında KDV teşvikli olarak yapılmasının planlandığını, makinenin ayıplı olması sebebiyle sözleşmeden dönmek zorunda kalındığını, KDV teşviğinden faydalanılamadığını, KDV bedeli sorumluluğunun davalı-karşı davacı üzerinde olduğunu, davalı – karşı davacının ikame ettiği karşı davasında kendi kusuru sebebiyle faydalanılamayan KDV bedelini talep ettiğini, anılan nedenle, haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayın, davacının istirdada dayalı menfi tespit davası olduğu, davanın konusunu para alacağının tahsili hususu oluşturmakta olduğundan, uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya “Dava şartı arabuluculuk son tutanağı” nın sunulmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davadaki talebinin ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak talebine dayanmakta olup bu kapsamda, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’ un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereği dava açılmadan önce konu uyuşmazlık hakkında arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olup bahsedilen yasal düzenlemeler gereği, davacı tarafından taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olan bakiye 1.800,00-Euro fatura alacağının ödenmemesi karşısında, İstanbul Arabuluculuk Bürosu’ na başvuru yapılarak dava şartı arabuluculuk süreci başlatılmış, dolayısıyla yasal zorunluluk yerine getirilmiş ve İstanbul Arabuluculuk Bürosu’ nun … Büro No ve … Arabuluculuk No’ lu dosyasında düzenlenen son tutanaktan da görüleceği üzere süreç anlaşamama olarak sonlandırılmakla yerel mahkemenin, uyuşmazlık hakkında dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığından bahisle kurulan gerekçeli kararının hatalı olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacının, alacak davası olarak karşı davasını ikame ederken itirazın iptali davası öncesi yapılan arabuluculuk son tutanağını sunmuş olup huzurdaki davası için zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunmadığını, ilk derece mahkemesi kararı bu yönden doğru olup istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, Türk Lirası üzerinden talep edilen icra takibinde vaki itirazın iptal edilmesi öncesinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde düzenlenen tutanağın, euro para birimi üzerinden açılmış işbu alacak davası için kullanılabilmesinin mümkün olmadığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili, davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, karşı davada dava şartı olarak arabuluculuğu başvurulup başvurulmadığı noktasındadır.Taraflar arasında ticari satım sözleşmesi bulunmakta olup, Mahkemenin 2021/311 esas sayılı dosyasındaki asıl davada ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi talep edilmiş, eldeki dava ise karşı dava olarak açılmıştır.Yargılama sırasında 01/03/2022 tarihli celsede verilen karar gereğince; karşı davanın tefriki ile mahkemenin yukarıda yazılı esasına kaydı yapılmış ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Karşı dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu malın 20/12/2018 tarihli faturadaki satış bedelinin KDV’si olan 1.800,00 Euro alacağa ilişkindir. Davacı tarafça daha önce bu alacağın tahsili istemiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 20/12/2018 tarihli fatura gereği cari hesap alacağı olarak 10.875,96 TL asıl alacağın tahsili istemli olarak icra takibi başlatılmış ve itiraz üzerine bu takip durmuştur. Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak arabuluculuğa başvurulmuş ve 10/10/2019 tarihinde arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki uyuşmazlıkla, karşı dava olarak açılan uyuşmazlık aynı olup, itirazın iptali yerine alacak davası açılmış olması taraflar arasındaki uyuşmazlığın şeklini değiştirecek nitelikte değildir. Karşı davaya konu uyuşmazlık için itiraza uğrayan icra takibi kapsamında daha önce arabuluculuğa başvurulmuş olup, KDV alacağının alacak davasında talep edilmesi halinde tekrar arabuluculuğa başvurulmasına gerek yoktur. Hal böyle iken mahkemece tefrik edilen karşı dava yönünden dava açılmadan önce arabuluculuğu başvurulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.19/12/2022