Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1167 E. 2022/921 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1167
KARAR NO: 2022/921
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2022
NUMARASI: 2021/666 Esas – 2022/273 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili banka nezdinde “Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” imzaladığını, davalının bunu sözleşme uyarınca kullandığı, borçların vadesi geldiğinde ödeme yapmadığını, bunun üzerine banka tarafından davalıya birikmiş borçlarını ödemesi, aksi halde yasal takip işlemlerinin başlatılacağı uyarılı ihtarnameler gönderildiğini, ihtarnamelere rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle davalı müşteri hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı müşterinin tebliğ edilen ödeme emrine karşı itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazında haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek ilgili takibe itirazın iptalini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk anlaşamama tutanağının hukuka ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin imzasını içermediğini ve geçersiz olduğunu belirterek işbu davanın dava şartı yokluğundan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda,” Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 17/2 maddesinin “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır.”, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 10.maddesinin “Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir. Bu amaçla her türlü iletişim aracını kullanabilir.” hükmü ve pandemi nedeniyle alınan önlemler kapsamında telekonferans yöntemi ile arabuluculuk sürecinin gerçekleştirilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmamakla birlikte, kanun hükmü gereğince tutanağın taraflarca e-imza veya ıslak imza ile imzalanması gerekmektedir. Tutanakta pandemi nedeniyle davalının imzasının alınamadığı belirtilmekle birlikte, davalının arabuluculuk görüşmesi başlamadan bağlantısının kesildiği ve görüşmeyi gerçekleştirmediği yönündeki inkarı ve tutanakta da imzasının bulunmadığı görüldüğünden, arabuluculuk dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediği dolayısıyla dava şartının yerine getirilmediği…” gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin belirtilen gerekçe ile davanın usulden reddine karar vermesinin kabulünün mümkün olmadığını, bu durumun hem usul ekonomisi ile örtüşmediği gibi arabulucu görüşmelerinin temel amaç ve kapsamı ile de örtüşmediğini, davalının arabulucu görüşmelerine katıldığı telefon kayıtları ile sabit olduğunu, ayrıca davalının tacir olup gerçekleştirdiği fiillerinin hüküm ve sonuçlarınının bilebilecek durumda olduğunu, mahkemenin “davanın dava şartı yokluğundan reddine” ilişkin kararının kaldırılması ile dosyanın yargılamaya devam etmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesini, yargılama gideri ve ücret vekaletin davalıya tahmiline karar verillmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, gerçek kişi ticari kart üyelik sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince dava şartı arabuluculuğun usulüne uygun olarak yerine getirilmediği gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi ile getirilen zorunlu arabuluculuk dava şartının usulünce yerine getirilip getirilmediği hususudur. 6325 sayılı yasanın 17/2 maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 20/2 maddesi ” Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge/tutanak ; arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge/tunak ; taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır..” şeklinde düzenlenmiştir. Davaya konu uyuşmazlığı ilişkin arabulucu ile davacı vekilince e-imza ile imzalanan ancak davalının e -mizasını yada ıslak imzasını taşımayan arabulucuk son tutanağında pandemi nedeni ile telekonferans ile ilk oturum toplantısına tarafların katıldığı karşı taraf(davalı ) … , başvurucunun anlaşma teklifini kabul edemeyeceğini, icra dosyasına itiraz ettiğini, anlaşma ihtimali olmadığı için dosyanın görüşme sonunda anlaşamama şeklinde sonuçlandırılmasını beyan ettiği şeklinde arabuluculuk süreci tutanak altına alınıp, pandemi nedeniyle karşı tarafın imzası alınmadığı belirtilerek arabulucu ve başvurucu vekilinin e-imza ile imzaladığı görülmüştür. Bu belge içeriğine göre davalıya telekonferans yöntemi ile ulaşılmış, davalı asil davacının anlaşma teklifini kabul etmeyeceğini, icra dosyasına itiraz ettiğini, anlaşma ihtimali olmadığı için dosyanın görüşme sonunda anlaşamama şeklinde sonuçlandırılmasını beyan ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili hat kesilmesi nedeniyle toplantı müzakerelerinin yapılamadığı savunmulmuş ise de günümüz teknolojisinde davalının hat kesilmesi sonrası arabulucu ile yeniden bağlantı kurması pekala kolay ve mümkün olduğu gibi arabuluculuk tutanağının aksi de aynı nitelikte bir delil ile ispatlanamamıştır. 6325 sayılı yasanın 17/2 maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 20 /2 maddesinin uyarınca arabulucu sebebini belirtmek sureti ile son tutanağı tek başına imzalayabilecek olup tutanak da pandemi sebebiye davalının imzasının alınamadığı belirtilmesi karşısında somut olayda arabuluculuk faaliyetinin usulüne uygun oyarak tamamlandığının kabulü gerekmiştir. Bu hale göre mahkemece yargılamaya devam olunarak taraf delilleri toplanıp davanın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2022