Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1145 E. 2023/2 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1145
KARAR NO: 2023/2
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2022
NUMARASI: 2020/852 Esas – 2022/324 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın paletli malzemelerin taşınması talebiyle müvekkili şirkete başvurduğunu, ilgili malzemelerin taşınmasına ilişkin olarak dört farklı sözleşme imzalandığını, sözleşmeler dışında ticari teamüller gereğince davalının yazılı talebi ile başka bir taşıma anlaşmasının daha kurulduğunu, müvekkili firmanın sözleşmede taşıyan, davalı firmanın da taşıtan konumunda olduğunu, müvekkili firmanın sözleşmelerde belirlenen süre ve koşullara uygun olmak üzere davalının talep ettiği yükleri yine aynı firma tarafından belirlenecek yerlere taşımayı taahhüt ettiğini, taşıtan sıfatını haiz davalı firmanın , taşıma hizmetinin gerçekleştirilmesi neticesinde belirlenen vadeye uygun olarak sözleşmede belirlenen bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, beş farklı taşıma hizmetinin ifa edildiğini, bu hizmetlere ilişkin dört adet e-fatura, bir adet açık faturanın düzenlendiğini, takibe konu 9.875 Euro bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiş ancak 29/03/2022 tarihli celsede davanın esastan görülmesine yönelik şarlar oluşmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Türk Ticaret Kanunu 1246.maddesinde: “1188 inci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, gemi kira sözleşmeleri ile zaman çarteri sözleşmeleri ve navlun sözleşmelerinden veya konişmentodan veya onun düzenlenmesinden doğan bütün alacaklar bir yılda zamanaşımına uğrar.” belirtilmiştir. MR Konvansiyonu 32.maddesinde: “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.” belirtilmiştir. ukarıda belirtilen ilgili kanun maddesi, CMR Konvansiyonu ve yerleşik içtihatlar uyarınca somut olaya gelindiğinde, davacı tarafça düzenlenen ve davaya konu edilen tüm faturaların “2019” senesine ait olduğu, davacının “alacak talebi yönünden ıslah tarihinin 08.11.2021″ tarihi olduğu, bu hali ile alacağın, yasa gereği ön görülen bir yıllık zaman aşımı süresinde talep edilmemiş olduğu, davalı tarafın, ıslaha karşı beyan süresi içinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, sonuç olarak itirazın iptali davası iken ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülen davanın zaman aşımına uğradığı anlaşılmakla, davalı tarafın zaman aşımı itirazının kabulü ile ıslah edilen davanın bu nedenle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı adına kara taşımacılığı yapmış olduğunu dolayısıyla somut olayda Türk Ticaret Kanunu’nun 855 maddesinin uygulanması gerektiğini ilgili maddede taşıma ücretine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğini, CMR Konvansyonunda düzenleme bulan 1 yıllık zamanaşımı süresinin somut duruma uygulanması gerektiğini, zira davalı tarafa gönderilmiş olan faturaların yazılı istem niteliğinde olduğunu, davalı tarafça faturalar iade edilmeyerek ticari defterlerde kayıt altına alındığından zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilemeyeceğini, somut olayda ilgili sözleşme ve cari ilişki incelenmeksizin yalnızca taşıma işine bakılarak zamanaşımı süresinin tespitinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ayrıca taraflarınca dava itirazın iptali davası olarak ikame edildiğini ancak icra hukuk mahkemesinde somut davaya esas takibin iptaline karar verildiğini, şu halde itirazın iptali davalarının konusuz kaldığını bu nedenle talep sonucunu değiştirmesi için davanın tamamen ıslahına ilişkin dilekçe verildiğini, ancak ilk derece mahkemesinde hatalı şekilde davanın ilk açılmış olduğu tarihten itibaren değil de ıslahın yapıldığı tarih itibariyle zamanaşımının değerlendirildiğini bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulü yönünde hüküm verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava CMR konvansyonu kapsamında taşıma ücretinin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili CMR konvansyonu kapsamında taşıma ücretinin tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali davasını ;takip talebinde ve icra emrinde, toplam alacağın istendiği ancak yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği, harca esas değerinin de Türk lirası olarak yazılı olmadığı gerekçesiyle takibin iptal edildiği sebepleriyle tam ıslah ederek alacak davasına dönüştürmüştür. 6100 sayılı HMK’nun 176. ve devamı maddeleri ile özellikle 04/02/1948 tarih ve 10-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkündür. Kaldı ki 6100 sayılı HMK’nun 141/2.maddesi davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceğini kabul etmiştir. O halde davacının başlangıçta ititazın iptali istemli açtığı davasını usulüne uygun yöntemle harçlandırmak suretiyle alacak davasına dönüştürmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Esasen, davanın tamamen ıslahı, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur (HMK. m. 179/1) .Davalı cevap süresi içinde zaman aşımı definde bulunmamış ise de ıslahtan zaman aşım defiinde bulunabilecek olup eldeki davada davalı ıslahtan sonra zaman aşımı defini öne sürmüştür. Davanın tamamen ıslahında ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan,ıslah olunan dava ilk dava gününde açılmış sayılacak ve zamanaşımı süresi de ilk dava tarihinde kesilmiş olacaktır. CMR 1. Maddesinde uyarınca ücret karşılığında yüklerin taşınmasına ilişkin sözleşmelere uygulanacaktır.CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi bir yıl olarak kabul edilmiş olup bu süre teslim tarihinden başlayacaktır. CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davalar şeklindeki geniş ifade kapsamına taşıyıcının taşıma ücreti ve diğer alacakları için açacağı davalarda girmektedir. Somut olayda taraflar arasında dört farklı taşıma sözleşmesi imzalanmış olmakla bu sözleşmeler kapsamında taşıma hizmetinin ifa edildiği ve buna ilişkin düzenlenen beş adet CMR taşıma senedine göre beş adet taşımaya konu emtianın en geç 2019 Eylül ayı içerisinde alıcı firmaya teslim edilmiştir.,Eldeki istinafa incelemesine konu davanın ilk dava tarihi 16/11/2020 tarihi olup bu hale göre davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı söylenemeyecektir. Davacı vekili CMR 32/2 maddesi uyarınca taşıma ücreti için düzenlenen faturalar nedeniyle davalıya başvurulduğundan zamanaşımının durduğunu iddia etmekte ise de anılan düzenleme sadece taşıyıcıya karşı ileri sürülen talepler için söz konusu olup, taşıyıcının davalıya yöneltiği taşıma ücreti alacağına ilişkin talepler yönünden uygulama imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince ıslaha karşı süresi içinde ileri sürülen zaman aşımı definin kabul edilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık yoktur. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-(b)/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 06/03/2023