Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/110 E. 2022/219 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/110
KARAR NO: 2022/219
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAH
TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2020/236 Esas-2021/113 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın usulden reddine dair hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı …Ltd.Şti arasında akdedilen bayilik sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketin satın aldığı emtia bedellerinin teminatı olarak davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde müvekkili yararına ipotek tesis edildiği, adı geçen şirket tarafından satın alınan mal bedellerinin ödenmemesi nedeniyle Borç Ödeme ve Tasfiye Protokolü yapıldığı ancak protokol hükümlerinin de ihlal edilip borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiği, davalının itirazı ile durdurulan takibin devamı için davalının itirazının iptali ile alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davaya konu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davalı …’na, borçlu olarak takip talebinde yer verilmediği, bundan başka davalı …’na yönelik ek takip talebi de sunmadığı halde davalı adına ödeme emri gönderildiği, gönderilen ödeme emrinde de borçlu olarak davalının yer almadığı, itirazın iptali davalarında, usulünce takip yapılmış olmasının özel dava şartlarından olup, icra dosyasında davalı … aleyhine başlatılmış bir takip bulunmadığından takip talebinde borçlu olarak yer verilmeyen davalı …’na ödeme emri tebliğ edilmesinin, davalıyı takip borçlusu yapmayacağı, usulünce takip yapılmasına ilişkin dava şartının eksik bulunduğu gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; somut olayda dava şartlarının yerine getirildiği zira İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası aracılığıyla takip başlatılırken ipotek belgesinde yer alan malik …’e ödeme emri gönderildiği ancak taşınmazın malik değiştirdiği takip açıldıktan sonra tespit edildiğinden 17.05.2019 tarihli dilekçe ile taşınmazın yeni maliki … adına ödeme emri düzenlenmesi ve takibe dahil edilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce …’nun takibe dâhil edilerek ödeme emri düzenlenip, davalı taşınmaz malikine tebliğ edildiği, İtiraza konu icra dosyası incelendiğinde, …’na ödeme emri tebliğinden sonra 31.05.2019 tarihli dilekçe ile de dosyaya itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, İcra dosyası kapsamında tüm usul işlemleri tamamlanmış olup dava şartlarında eksiklik bulunmadığı, Dava Dışı … Ltd. Şti. ile müvekkili arasında imzalanan ‘‘Bayilik Sözleşmeleri’’kapsamında anılan şirketin müvekkilinden ürettiği malların satın alındığı, satın alınan mal bedellerinin teminatını oluşturmak üzere müvekkil lehine ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın malikinin davalı olduğu, Taraflar arasındaki ticari ilişkide dava dışı … Ltd.Şti’nin satın aldığı mal bedelleri vadelerinde ödenmediği ve temerrüde düştüğü, dava dışı borçlunun, birikmiş ve temerrüde uğramış borçları kendisi tarafından kabul edilerek borçlarını daha uzun vadelerde ödeyebileceğini kabul beyan ve taahhüt etmesi üzerine … ile ilk kez 2014 Tarihli ‘‘Borç Ödeme Ve Yapılandırma Protokolü’’ düzenlendiği, ne var ki dava dışı borçlu tarafından bir kısım ödeme yapılmışsa da imzalanan protokolde yazılı tarihlerde ödeme gerçekleştirilmediğinden bu kez yeniden satın aldığı mal bedellerinin de borcuna eklendiği, … ile devam eden ticari ilişki nedeni ile birikmiş borçların tasfiyesi için 21.01.2014 Tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi, 29.04.2015 tarihli, 25.04.2016 tarihli ve 15.02.2017 tarihli yapılandırma ve ödeme protokolü imzalandığı ancak borçlu tarafından hiçbir zaman söz konusu protokollere uygun davranılmadığı ve ödeme yapılmadığı, Dava dışı borçlunun 15.02.2017 tarihli protokole de aykırı davranması nedeniyle borçluya noter aracılığıyla ihtarname gönderildiği ve ihtarda protokol hükümlerine aykırı davrandığı ve belirlenen vadelerde ödeme yapmadığı, borcun ihtar tarihi itibariyle vade farkları ile birlikte 16.988.076 TL olduğu, iş bu borcu 7 gün içerisinde ödemesi gerektiği ve aksi takdirde alacağın tahsili amacıyla icra takibi ve her türlü yasal takibin başlatılacağı ve teminatı olarak verilmiş ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçileceği ve bayilik ilişkisinin sona erdirileceği hususlarının bildirildiği, Dava dışı borçluya gönderilen iş bu ihtarname sonrasında, borçlunun son olarak, müvekkil şirketin uygun bir süre vermesi halinde borcunu nakden ve defaten peşin olarak elden ödeyeceğine ilişkin taahhütte bulunduğu ve 09.10.2017 tarihli bir protokol daha yapıldığı, bu protokol ile borcun büyük bir kısmının 18.12.2017 tarihine kadar ödeneceği, şayet ödenme yapılmaz ise daha önce imzalanmış bulunan 15.02.2017 tarihli protokolde yazılı tüm borcun ödenmesinden sorumlu olacağı, iş bu ödeme taahhüdünün teminatını oluşturan taşınmaz ipoteklerinin de borcun ödenmesinin teminatını oluşturmaya devam edeceği hususları tekrar imza altına alındığı, dava dışı borçlunun protokolde yazılı olan süre içinde yine hiçbir ödeme yapmadığı ve aksine söz konusu borçları ödemeyeceğini, bayilik sözleşmesini ise feshettiğini ihtarname keşide ederek bildirdiği, Dava dışı borçlunun ticari ilişki süresince satın aldığı malların bedellerinin ödenmemesi nedeni ile birikmiş borçlarının davalı tarafından yukarıda yazılı protokoller ile kabul edildiği, borç miktarının iş bu dava tarihi itibari ile vade farkları hariç toplam borcunun 12.968.446,93 TL olduğu, bu bedele 2014 tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek vade farkı alacağının dahil edilmediği,ipoteklerin borcu karşılamadığı, İpotek senetlerinde açıkça yazılı olduğu üzere; …’nun müvekkili …‘tan satın almış olduğu ve ileride alacağı bilcümle emtia dolayısıyla senet ve çek borçlarından ve cari hesaplarından doğmuş/ doğacak ve bilcümle alacağın teminatı olmak üzere belirlenen bedel üzerinden fekki müvekkil tarafından bildirilinceye kadar süreli ve temerrüt tarihinden itibaren aylık %10 akdi faizli olarak üst limit ipoteği olarak tesis edildiği, Davalının icra takibine itirazı haksız ve dayanaksız olup, davalının … isimli şirketin yetkilisi olup aynı zamanda ipotek konusu taşınmazın da maliki olduğu, taşınmazı sonradan edinmiş olsa da üzerinde ipotek şerhi olduğunu bilerek devraldığı, aynı zamanda yukarıda açıklandığı üzere ödeme emri kendisine sonradan tebliğ edildiğini, taraflar arasında devam eden birden fazla icra takibi ve bunlara bağlı dava olup İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/715 E. sayılı dosyasına birleşen tüm dosyalar kapsamında davanın kabulüne ve davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verildiği ve davalının itirazının haksız olduğunun ispatlandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davaya esas icra takibine dayanak 11.07.2017 tarihli ipotek resmi senedine göre; … Ltd.Şti’nin davacı … A.Ş’den satın almış olduğu ve ileride alacağı emtia dolayısıyla senet ve çek borçlarından doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık ve … A.Ş’nin doğrudan bir ticari ilişki olmaksızın ciro yoluyla edindiği kıymetli evraklardan doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dava dışı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacı yararına 600.000 TL bedelle limit ipoteği tesis edilmiş daha sonra taşınmaz üzerindeki ipotek yükü ile birlikte 31.03.2008 tarihinde davalı tarafından satın alınmıştır. Davacı ile davalı ve dava dışı borçlu arasında 21.01.2014 Tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi, 29.04.2015, 25.04.2016 ve 15.02.2017 tarihli Yapılandırma ve Ödeme Planı Protokolleri imzalanmıştır. Zira dosyada mevcut imza sirkülerinden, davalının, dava dışı borçlu şirketin 09.12.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı uyarınca beş yıl süre ile münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi gereğince; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Bu kapsamda, borç ödeme planına riayet edilmemesi üzerine davacı tarafından keşide edilen ve davalı ile dava dışı diğer borçlulara gönderilen Kartal … Noterliğinin 15.09.2017 tarihli ihtarla, verilen sürede ödeme yapılmadığında ipoteğin paraya çevrileceği bildirilmiş olup, iptoğin paraya çevrilmesi takibine geçilmeden önce muacceliyet ihtarı gönderilmesi koşulu sağlanmış, bundan sonra 08.01.2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçilmiştir. 2004 sayılı İİK’nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa İİK 60. maddesine göre birer ödeme gönderir. Borçlu ile ipotek veren taşınmaz maliki arasında mecburi takip arkadaşlığı bulunmakta olup, anılan madde uyarınca her ikisine karşı birlikte takip yapılması zorunludur. Taşınmazın takipten önce satılmış olduğunun anlaşılması halinde, bu eksiklik HMK’nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup, ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Somut olayda, taşınmazın icra takibinden önce 31.03.2008 tarihinde davalıya satılmış olduğu ancak takip talebinde, borçlu olarak dava dışı … Ltd.Şti ve taşınmazın önceki maliki … gösterilmesi nedeniyle davacı alacaklı vekilince 20.05.2019 tarihli dilekçeyle; ek takip talebinde bulunularak taşınmaz sahibi olan davalıya ödeme emri gönderilmesinin istendiği ve icra müdürlüğünce istemin kabul edilerek tanzim edilen ödeme emrinin de davalıya tebliğ edildiği böylece davalının takibe dahil edildiği anlaşıldığından artık eksikliğin giderildiğinin kabulü gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince aksine gerekçeyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022