Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1053 E. 2022/1056 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1053
KARAR NO: 2022/1056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2022
NUMARASI: 2022/259 Esas – 2022/271 Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı, internet ortamında … mağaza ismiyle bilgisayar ürünleri ve yedek parçaları satan bir işletme olduğunu, müvekkil … isimli internet satış portalında davalıya ait … isimli mağazada ürünü görüp “… marka/ model” Ekran kartı ürünü almak ve işlerinde kullanmak üzere weble gelsin isimli sitenin çağrı hattı önce iletişime geçmiş, çağrı merkezinin yönlenderimesi ile … numaralı cep telefonu numaralarından davalıyla anlaşarak 06.01.2021 tarihinde tanesi KDV dahil 2542,85 TL olan bu üründen 7 tane almak üzere sipariş verdiğini, aynı gün davalı işletmenin sahibi …’a ait TR… numaralı İBAN hesabına 7 ürünün toplam bedeli olan 17.800 TL’yi havale ettiğini, taraflar ürün siparişi konusunda ayrıca whatsapp yazışma ortamından birbirleriyle teyitleşmek amacıyla yazışarak işlemi karşılıklı olarak onaylattıklarını, davalı firmanın, 7 adet üründen 4 tanesini 12.01.2021 tarihinde … Kargo – … kargo takip numarası ile 1 tanesini de 18.01.2021 tarihinde yine … Kargo… takip numarası ile gönderdiğini, 7 üründe anlaşmış olmalarına ve bedelin ödenmesine rağmen, toplam 5 ürün gönderildiğini, ürünlerin Garantili ve sıfır olarak gönderileceği vaad edilmişse de gelen ürünlerin hepsinin kutuları ve ambalajları açık olarak gönderildiğini, davalı firma bu durumu kontrol amaçlı olarak gerçekleştirdiklerini beyan ettiği, davalı firma müvekkilin tüm taleplerine rağmen fatura veya irsaliye göndermediğini, şikayet üzerinde 22.01.2021 tarihli ve toplam gönderimi yapılan 5 ürünü kapsayacak şekilde E-arşiv faturasını düzenleyerek gönderdiğini, davalı firma göndermesi gereken ürünleri tam, açılmamış, garantili ve gereği gibi göndermeyerek basiretli tacir sıfatına uygun davranmadığını, gönderilen ürünlerin satım tanımına uymayacak şekilde gönderilmesine rağmen müvekkilin yine de önemli sorun haline getirmediğini, fakat 18.01.2021 tarihinde gönderimi yapılan ürünlerin eksik olması nedeniyle müvekkil 22.01.2021 tarihinde yazışmalarını yaptıkları … whatsapp numarasından eksiklik ve ayıp ihbarında bulunduğunu, bu ihbara rağmen davalı firma ödemesini aldığı2 ürünü göndermediğini, zararın da tazmin edilmediğini, İthal ürün nitelinde dövizle yurt içine temin edilen ilgili ürün aradan geçen zaman dilimi içerisinde döviz fiyatlarındaki artış ve ithal edilememesi gibi nedenlerle temin edilemez hale geldiğini, davalı firmanın haksız davranışı nedeniyle müvekkilin kazanç kaybı meydana geldiğini ve ifa imkansızlığı oluştuğunu, belirtilen sebeplerle davalı firmadan ürünün aynısının veya emsalinin karar tarihine en yakın tarihli bedelinin ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin 7.787,50TL Avukatlık hizmet bedeli ödediğini, bunun maddi tazminat olarak değerlendirilmesini, yine vaat edilen satımın gereği gibi temin edilmemesi, eksik ifa edilmesi, aradan geçen 1 yılı aşkın sürede davalı işletmeye ulaşarak hakkını temin etmeye çalışması, duyduğu sıkıntı, elem ve ızdırabın, basiretli tacir gibi davranılmamasının karşılığı olarak davalı firmanın müvekkile manevi tazminat ödemesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle alakalı bir husustan kaynaklanmadığı,6502 sayılı Kanunun 73/1. maddesi uyarınca ihtilafın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyaya sundukları dava dilekçesi ekleri ve müvekkiline ait vergi levhasından anlaşılacağı üzere davanın nispi ticari dava niteliğinde olduğunu, dosyanın bu aşamada görevli Tüketici mahkemesine gönderilmesi halinde ilgili Tüketici mahkemesinin de görevsizlik kararı vermesi ihtimali olduğunu, bu halde uyuşmazlığın çözümü için Uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları gerekeceğini ve uzun süren yargılamalar nedeniyle haklarının zayi olacağını, açıklanan nedenlerle kararının kaldırılarak esasa ilişkin inceleme yapmak üzere mahkemeye iadesini, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı alacak ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davada bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karar karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı HMK. 114.maddesi uyarınca; görev ve kesin yetki mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK 1. maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Davaya konu alacak TBK 207 vd maddelerinde düzenlenen satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olup, mutlak ticari niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari dava olup olmadığının da tespiti gerekir. Somut olayda davalı şirketin tacir olduğu tartışmasız olmakla birlikte davacı gerçek kişi olması karşısında tacir olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Davacı gerçek kişi tacir olduğunu iddia ederek vergi levhasını dosya sunmuş olup bu hale göre ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olarak kabul mümkün olmayıp, davaya konu işlem de tüketici işlemi olmadığından eldeki davada Tüketici Mahkemesi de görevli değildir. Davacının faaliyetinin esnaf faaliyetleri sınırında kaldığı yada tacir olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ticaret sicili yada odaya kayıtlı olmak ve basit usul gelir vergisi mükellefi olmak, 5362 sayılı yasanın 3. maddesinde esnaf tanımına esas olan, esnaf ve tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulunca tespit edilen esnaf ve sanatkarlar meslek kollarına dahil olmak tek başına esnaf sayılmasını gerektirmeyecek olup,mahkemece davacının sicil kaydı, vergi kayıtları ve beyannameleri celbedilip gerekirse ticari defterlerinin de incelenerek 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararında belirtilen gelir durumuna göre tacir olup olmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davacının tüketici olduğu gerekçesiyle görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlere davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2022