Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1033 E. 2022/790 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1033
KARAR NO: 2022/790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/255 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP :İhtiyati tedbir talep eden eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Davacı tarafın …, …, …, …, …, …, … markalı ürünlerin Türkiye de tek yetkili olduğunu, davalı tarafından hiçbir yetkisi olmadan satıldığı ve satılan ürünlerin Sağlık Bakanlığı’na bağlı ürün takip sistemi adresinde yapılan sorguda sonucun çıkmadığını, davacının ise gerekli izinleri aldığı ilgili ürün takip sisteminde kayıtlı olduğu ayrıca davalı firmadan alınan ürün lens olmasına rağmen fatura üzerine solisyon yazıldığı mali suç işlenildiği, davalı tarafın bu ürünleri reçetesiz olarak, hiçbir reçete bilgisi olmadan sattığını, davalı tarafın ürünlerin satışı gerek insan sağlığına ve davacı firmaya zarar verdiğini belirterek davacı vekili ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Dosya kapsamına göre, davacının haksız rekabet iddiası ve men’i talebi, yargılama sonucu haklılığı ispat olmaya muhtaç olup bu aşamada davacının davasını yaklaşık olarak ispat ettiği kanaatine varılmamakla, HMK 390.3 maddesinde tanımlanan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ihtiyati tedbir talebinin uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette görüldüğü anlaşılmakla talebin reddine,” karar verilmiştir.İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, kontakt lens üreticisi ve satıcısı … Ltd ile sertifikalı olmak kaydıyla inhisari lisans sözleşmesi ve distribütörlük anlaşması imzaladığını, 01.09.2021-01.09.2025 yılları arasında geçerliliğini sürdürecek olan her iki anlaşma maddeleri uyarınca; tıbbi cihaz satış merkezi olan müvekkili firmanın, … Ltd tarafından Türkiye sınırları içerisinde halihazırdaki ve henüz tescillenmemiş markaları nezdinde üretimindeki kontakt lenslerinin satışına ve pazarlamasına ilişkin tek yetkilisi olacağının ve dağıtımını gerçekleştireceğinin ifade edildiğini, müvekkili firmanın kullanımında olan “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” markalarının davalı firma tarafından www…com uzantılı internet sitesinde ve “…” adlı mukim dükkanda ve Instagram hesabı üzerinden satışlarının gerçekleştirilerek aleni bir şekilde kullanıldığı tespit edilmiş olup dürüstlük kuralları kapsamından oldukça uzak bir tutum içerisinde haksız kazanç sağlıyor oluşunun önüne geçilemeyecek bir hal aldığını, müvekkili firmanın talepte bulunduğu sosyal medya hesaplarında ve mukim dükkanda müvekkili firmaya ait marka adları altındaki ürünlerin satışının durdurulması istemine dayanak olarak her ne kadar somut durumu aydınlatmaya yeterli araştırma ve delillerin sunulduğunu, her bir şartın somut durumda gerçekleştiğini, ihtiyati tedbir şartlarının her biri gerçekleşmişse de salt “bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâli” bile değerlendirmeye tabi tutularak eksik incelemenin ürünü olarak red kararı ile sonuçlanmaması gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin davalı yanın eylemleri göz önünde bulundurulmadan reddedildiğini, müvekkili firmanın yargılama sonuçlanana dek ciddi bir hak kaybı yaşayacağı endişesi, davalı yanın süreklilik gösteren ilgili marka adları altındaki kontakt lens ürünlerinin satışını, reklamını ve pazarlamasını gerçekleştirmesi ile tehlikenin kesintisizliği sabit olup anılan nedenler doğrultusunda eksik incelemenin müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin zedelenmemesi adına ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi hususunu son derece hassas ve mühim bir konu haline getirdiğini, davalı yanın üretime, satışa, pazarlamaya ve dağıtıma yönelik her türlü eyleminin durdurulması gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulü ile davalı yanın dava sonuna kadar “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” markalı ürünlerin satışının ve her ne şekilde tedarik ediyor ise tedariğinin durdurulmasına, https://www.instagram.com/a…/ uzantılı sosyal medya hesabından yine yukarıda bahsi geçen ürünlerin pazarlama, reklam ve satışının yasaklanmasına, http://www…com/ uzantılı internet sitesinde bahsi geçen markalı ürünlerin pazarlama, reklam ve satışının yasaklanmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, haksız rekabet nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati tedbir isteyen davacı taraf, tek yetkilisi olduğu ürünlerin davalı tarafça haksız rekabet teşkil edecek şekilde satışının gerçekleştirildiğinden bahisle haksız rekabetin meni istemli olarak açtığı davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun Madde 61/1. Maddesine göre, dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacı taraf dava dilekçesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de ne tür bir ihtiyati tedbir talep ettiğini açıklamamıştır. Davacı taraf istinaf dilekçesinde, “‘davalı yanın dava sonuna kadar “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” markalı ürünlerin satışının ve her ne şekilde tedarik ediyor ise tedariğinin durdurulmasına, https://www.instagram.com/…/ uzantılı sosyal medya hesabından yine yukarıda bahsi geçen ürünlerin pazarlama, reklam ve satışının yasaklanmasına, http://www…com/ uzantılı internet sitesinde bahsi geçen markalı ürünlerin pazarlama, reklam ve satışının yasaklanmasına”‘ dair ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiş ise de, HMK’nın 390/1. Maddesindeki, ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir, şeklindeki düzenleme karşısında bir kanun yolu merci olan istinaf dairesinden ihtiyati tedbir talep edilemez.
Bunun yanı sıra HMK’nın 357/1. Maddesi gereğince, istinaf aşamasında bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu halde davacının istinaf dilekçesindeki tedbir talebi dinlenebilir değildir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterlidir. Hal böyle olmakla birlikte yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacı tarafça sunulan deliller, davayı yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden-davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/06/2022