Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1015 E. 2022/734 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1015
KARAR NO: 2022/734
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/102 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 10/10/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 02/02/2021 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 30/09/2016 tarihli Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi akdedildiğini ve davalı lehine krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, borçlu her ne kadar müvekkiline herhangi bir borcunun olmadığını iddia etse de iddiaların gerçeği yansıtmadığını, borçlunun takipten kurtulmak, müvekkili bankanın alacağını sürüncemede bırakmak amacı ile hareket ettiğini, yargılama sonuçlanana dek müvekkili bankanın zarara uğramasını ve alacağının zayi olasını önlemek için ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Kartal … Noterliği’nin 13/09/2021 tarihli … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin davalı şirkete tebliğine dair mazbata veya bu yönde ilgili evrak sunulmadığı bu hali ile hesabın kat edilerek vadesi gelen bir alacak bulunduğuna dair ihtiyati haciz kararı için gerekli İİK’nun 258. maddesi uyarınca kanaat verecek delil sunulmadığı, İİK’nun 257. maddesi uyarınca vadesi gelmiş bir para borcunun bulunduğuna dair yaklaşık ispat bu aşamada bulunmadığından yasal koşulların oluşmaması gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; vadesi gelen bir alacağın ispatı için ihtarnamenin tebliğ şerhine lüzum bulunmadığını, zira bunun için sözleşme ve ihtarname ile hesap özetlerinin yeterli olduğunu, ihtarnamenin tebliğ şerhinin ise borçlunun ne zaman mütemerrit olduğu noktasında önem kazandığını, bir başka deyişle alacağın muaccel olması, ihtarnamenin tebliğ şerhine bağlı olmadığını, aksi işin mahiyetinden anlaşılmayan her borcun doğduğu anda muaccel olduğunu, dosyada mevcut belgeler, vadesi gelen bir alacak bulunduğuna dair ihtiyati haciz kararı için gerekli kanaati oluşturmaya elverişli olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispatın gerekmediğini, yaklaşık ispat için delil sunulmasının yeterli olup alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesinin aranmadığını, davacının edimini yerine getirerek davalıya ürünler kullandırmış ise de davalının bu ürünler karşılığı borçlarını ödemediğini, müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini ve müvekkili mağdur ettiğini, müvekkilinin bankanın belirtilen kayıtlarına göre borçlunun takip tarihi itibariyle 207.455,20-TL borcu bulunduğunu belirterek, yargılama sonuçlanana dek alacağının zayi olmaması için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi sözleşmesinni istinaden asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında İİK.’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacizin reddi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece hesap kat ihtarının davalıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı-ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Alacaklı borçlusuna karşı takip yapmadan önce ihtiyati haciz talebinde bulanabileceği gibi borçluya genel haciz yolu ile takip yaptıktan sonra takip kesinleşmeden önce aynı alacak için ihtiyati haciz talebinde bulnabilir. (Prof. Dr Baki Kuru İcra İflas Hukuk El Kitabi 2013-sayfa 1074) İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır.İtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların bulunması gerekir. Alacaklı banka tarafından Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gereklidir. Somut olayda davacı ihtiyati haciz talep eden davacı banka davalının asıl borçlu sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kayaklanan alacak yönünden hesabı kat ederek 179.335,50-TL nakdi alacağın ödenmesi için Kartal … Noterliği’nin … Y.N ‘olarak düzenlenen ihtarname dosyaya sunmuş ayrıca davacı alacaklının istinaf aşamasında sunduğu tebligat parçalarından, borçlunun bilinen adresine çıkarılan tebligat adreste bulunmadığı gerekçesiyle tebliğ edilemediği anlaşılmıştır. Alacağın muaccel olması için kat ihtarın tebliğ edilmesi şart olmayıp , hesabın kat edilmesi yeterlidir. Buna göre davacı bankanın hesabını kat ederek muaccel hale getirdiği kredi borcundan kaynaklanan 179.335,50-TL alacak yönünden İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Ancak kat ihtarına konu alacağı aşan miktar yönünden dosyanın geldiği aşama itibarıyla dosyada davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı,alacağın varlığı ve özellikle miktarı yapılacak tahkikat sonucunda belirlenebileceğinden ihtiyati haciz koşulları oluşmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda 179.335,50-TL alacak yönünden ihtiyati haczin koşulları oluştuğundan mahkemece davalı borçlu yönünden ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, ihtiyatı haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353(1)b-2 uyarınca ihtiyati haczin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve İİK.’nın 259/1.maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2022 tarihli 2022/102 Esas sayılı ihtiyati haczin reddine ilişkin ara kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; 2-179.335,50-TL alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden 26.900,30 -TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçlu davalı yönünden kabulü ile menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İHTİYATEN HACZİNE, 3-İİK’nın 259. maddesi uyarınca teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, alacaklı vekiline verilmesine, 4-İİK’nın 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin verildiği tarihten itibaren on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına, 5-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın yetkili İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine, 6-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana İADESİNE, 7- İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince asıl davada yapılacak yargılamada belirlenmesine 8-Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/06/2022