Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/996 E. 2021/834 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/996
KARAR NO: 2021/834
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2019/361 Esas – 2020/68 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı Tasfiye Memuru … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1821(yeni esası 2017/778) esas sayılı dosyasında yargılama devam ederken … Ltd.Şti’nin tasfiyesinin kapatılarak ve davalı tasfiye memuru tarafından sicilden terkin ettirildiği, anılan mahkemece verilen ara kararı doğrultusunda iş bu davanın açıldığını belirterek … Limited Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tasfiye memuru cevap dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından şirketin tasfiyesinin usulüne uygun olarak yerine getirildiği, hiç bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … Memurluğuna usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yargılaması devam eden bir dava sırasında şirketin tasfiyesinin kapatılarak sicilden terkin ettirildiği gerekçesiyle TTK 547 .maddesi gereğince davanın kabulüne ve şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/778 esas sayılı dosyasında ihyası talep edilen şirkete karşı görülen davanın reddedildiği, tam bu safhada şirketin tasfiyeye girdiği ve görülen davada şirketin borcu olmadığına ilişkin karar çıkması ve başkaca yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle ticaret sicilinin onayı ile şirketin tasfiyenin kapatılıp, sicilden terkin ettirildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay tarafından bazı delillerin daha detaylı irdelenmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu, şirketin tasfiyesinin usulüne uygun yapılıp müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiyesi sonlandırılarak ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp, bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. İhyası talep edilen şirket aleyhine devam eden davada verilen karar kesinleşmeden hatta infaz işlemleri tamamlanmadan şirketin aktif ve pasifinin tam olarak tespit edilemeyecek olmasına göre tasfiyesinin kapatılarak şirketin sicilden terkin ettirilmesi halinde gerçek anlamda bir tasfiyeden söz edilemeyecek olup, davalı tasfiye memuru tarafından tasfiyenin sonlandırılarak10/11/2017 tarihinde şirketin ticaret sicil kaydının terkinin sağlandığı, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ( eski esası 2014/1821) 2017/778 esas dosyası ile açılan itirazın iptali davasının derdest olduğu,bu durumda, davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı menfaatinin bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşullarının oluştuğu tartışmasızdır. Öte yandan davacının ihyası talep edilen şirketin alacaklı olup olmadığı İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının konusu oluşturmakta olup, ihya davasında değerlendirilebilecek bir husus değildir. Hal böyle olunca, anılan mahkeme dosyasında ihyası istenen şirketin taraf olmasına göre, davacının iş bu davayı açmakta hukuki ve haklı menfaati bulunduğu gibi mahkemece ihya kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı tasfiye memuru vekilinin yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2- İstinaf karar harcı davalı tasfiye memuru tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Tasfiye Memuru tarafından kanun istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 4- Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021