Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/975 E. 2021/876 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/975
KARAR NO: 2021/876
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2021
NUMARASI: 2019/511 Esas – 2021/212 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, müvekkili tarafından Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 2017/38 Esas sayılı dosyasında davalı … Ltd.Şti aleyhine alacak davası açıldığını, davanın halen devam ettiğini, davalı şirketin ticaret sicilden resen terkin edildiğine ilişkin yazı geldiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 6102 sayılı yasanın geçici 7.maddesi uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığını, şirketin sermayesini 24.06.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereği, 31.12.1998 tarihine kadar artırmayarak münfesih duruma düştüğünün tespit edildiğinden resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından sicil kaydının resen terkin edildiğini, dava açılmasına neden olunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 2017/38 Esas sayılı dosyasında davacının terkin edilen şirket aleyhine 21/02/2017 tarihinde dava açtığı, dosyanın derdest olduğu, 23/01/2019 tarihli duruşmada davacıya şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, ihyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’ nun geçici 7 maddesine dayanılarak resen terkin edildiği, hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7/2. maddesine aykırı olup esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekip, ayrıca tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmadığı, ihyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 255209/0 sicil numarası ile siçile kayıtlı … Limited Şirketinin Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 207/38 E sayılı dosyası ile sınırlı kalmak kaydıyla ihyasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaptığı işlemlerin mevzuata ve hukuka uygun olduğu, resen terkine ilişkin olarak öngörülen tüm prosedür şartlarının eksiksiz olarak yerine getirildiği, derdest davanın varlığının dava konusu şirket yetkilileri ya da davacı tarafından müvekkiline bildirilmediği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, yasal hasım olarak gösterilen müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının d bendi uyarınca, aralıksız son beş yıla olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 2017/38 Esas sayılı dosyasında, davacının terkin edilen şirket aleyhinde 21/02/2017 tarihinde tespit davası açtığı, dosyanın derdest olduğu, 23/01/2019 tarihli duruşmada davacıya şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, ihya davasının 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı … Limited Şirketinin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca, şirketin sermayesini 24.06.1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereği, 31.12.1998 tarihine kadar artırmayarak münfesih duruma düştüğünün tespit edildiğinden resen terkin kapsamına alındığı, şirketin sicil kaydının 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince, derdest davası bulunan şirketin resen terkin edildiği, TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca usulüne uygun şekilde ihtar yapılmadığı, ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı ve şirket yetkililerine ihtar tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili ise, şirket ve yetkilisine şirket kayıtlarındaki adreslerine gerekli ihtarın gönderildiğini, ancak adreste tanınmadıkları gerekçesi ile iade edildiğini, TTK geçici 7/f.4-a maddesi uyarınca şirketin terkin edileceğinin kapsama giren diğer şirketlerle birlikte Ticaret Sicil Gazetesinde ilanının yapıldığını savunmuş ise de, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan genel ilan dışında, şirket yöneticilerine ihtarat çıkarttığına ilişkin herhangi bir mazbata / belge sunulmamıştır. Buna göre davalı tarafından, ihyası istenen şirket yöneticileri adına çıkartılan bir tebligatın bulunduğu kanıtlanmamış olmakla, davalının yukarıda bahsi geçen mevzuata ilişkin yasal yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olması sebebiyle, davacının davasının kabulü yönünde kurulan hükümde ve davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi görüşündeyim.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.