Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/963 E. 2021/885 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/963
KARAR NO: 2021/885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2021/35 Esas – 2021/267 Karar
DAVA: Şirket İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …ne karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin 2013 yılında kesinleştiği, şirket aleyhine yapılan icra takibi bulunmasına rağmen şirketin sicilden re’sen terkin edildiğini belirterek …nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihyası istenen şirketin TTK geçici 7. maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, davacı tarafından şirkete karşı yapılan icra takibinin ve devamı işlemlerin yürütülebilmesi için ihyasının zorunlu olduğu ve geçici 7/4.a bendi gereğince şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadan terkin işleminin yapıldığı, bu nedenle davalının yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretininin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karar karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; terkin işleminin TTK geçici 7. maddesine uygun olarak yapılmasına rağmen yargılama giderleri ve ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğu, şirket hakkında devam eden dava olması halinde ticaret sicile bilgi verilmesi gerektiği, sicil tarafından 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edilen şirkete yasanın öngördüğü bildirimin yapıldığı ancak şirket tarafından yasal yükümlülükler yerine getirilmediği gibi ihtara cevap da verilmediği, firmaya yollanan ihtarın tebliğinin usulüne uygun olduğu aksi yöndeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, terkinin mevzuata uygun olarak yapılması ve dava açılmasına sebebiyet verilmemesi nedeniyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince resen terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne ve davalının yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiş ve karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İstinafa gelen uyuşmazlık, davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davalı … Sicil Müdürlüğünün TTK geçici 7.madde kapsamında yükümlendiği işlemleri nasıl yerine getirileceği TTK geçici 7.maddesinin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak açıklanmıştır. TTK geçici 7/4-a maddesine göre; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda, ihyası istenen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici m.7 ile 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. Maddesi (1-b) bendi uyarınca sicil kaydının 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Davadışı şirket aleyhine devam eden icra takibinin bulunması nedeniyle geçici 7.madde kapsamı dışında olup, davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye de tabii değildir. Davacının, kesinleşmiş ve derdest olan icra takibi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı bulunmaktadır. Davalının, derdest icra takibinden haberdar edilmediği anlaşılmakla birlikte dava dosyasında TTK geçici 7/4-a maddesinde öngörüldüğü şekilde ihyası istenen şirketle birlikte şirket yetkilisi Y…niz’e eksiklerini gidermeleri aksi takdirde sicilden terkin edilecekleri yönünde çıkarılan bir ihtara ve buna ilişkin tebligata rastlanmadığı gibi istinaf dilekçesi ekinde dahi dosyaya sunulan bir tebligatın olmadığı görülmektedir. Bu durumda yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olması ve davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddini talep etmesi de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varılmıştır.( Yargıtay 11. Hukuk dairesi 2021/3311 E-2021/4580 K sayılı 31/05/2021 tarihli kararı) Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince HMK 326. maddesi dikkate alınarak davalı sicilin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik olmadığından davalı sicil vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2- Davalı istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından kanun istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 4- Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/07/2021