Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/957 E. 2021/844 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/957
KARAR NO : 2021/844
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2021
NUMARASI : 2017/1269 Esas – 2021/45 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı şirketteki mevcut hisselerini devrettiklerini, ancak davalı şirketin bugüne kadar karar alıp bu hisse devrini pay defterine işlemediğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ve ilan işlemlerini yaptırmadığını, limited şirket ortağı müvekkillerinin ortaklık sıfatlarını yasanın öngördüğü biçimde sona erdirdiklerini, hisse devir işlemlerinin tamamlandığını, bu durumda hisselerini devreden şirket ortağı müvekkillerinin kamu kurum ve kuruluşları ile 3.kişilere karşı sorumluluğu da sona erdiğini, gerekli tescil ve bildirimlerin yapılmaması nedeniyle hisselerini devretmelerine rağmen müvekkillerinin halen dahi davalı şirkette resmi olarak ortak görünmekte ve bu durumdan dolayı mali ve hukuki açıdan sorunlarla karşılaştıklarını, bu nedenle müvekkillerinden …’in şirket hisse devrinin 19.02.2010 tarihinde, müvekkili …’in hisse devrinin 20.01.2011 tarihinde yapıldığının tespiti ile şirket pay defterine işlenmesine karar verilerek ortaklıktan ayrılma iradelerinin Ticaret Siciline tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davacıların ortağı oldukları … Ticaret Ltd.Şti.’ndeki hisselerinin tamamını noterden devrettiklerinin ve noter devir tarihi itibariyle ortaklıktan ayrıldıklarının tespitine, hisse devrinin şirket pay defterine işlenmesine ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne bildirimi ile tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin ana sözleşmesi ve sicil kaydına göre, davacıların Kartal … Noterliği’nin 19.02.2010 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devri ile Kartal … Noterliği’nin 20.11.2011 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devrinin 02/04/2018 tarihinde alınan karar ile pay defterine işlendiği, 07/05/2018 tarihli 9572 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde pay devirlerinin ilan edildiği, bu itibarla davanın konusuz kaldığı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden başlangıçtaki haklılık durumunun tespiti gerektiğinden 6762 sayılı TTK’nın 520. Maddesi gereğince, devrin hüküm ifade edebilmesi için sözleşmenin noterde tasdiki, ortaklar kurulunun devre muvafakat etmesi ve bu devrin şirketin pay defterine işlenmiş olması gerektiği, bu şartlardan birinin bulunmaması halinde, limited şirket pay devirlerinde bölünme kuralı geçerli olmadığından pay devri, şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği gibi ilgililer arasında da hüküm ifade etmeyeceği, somut olayda, devrin tamamlanması için gerekli işlemlerden biri olan pay defterine kayıt işlemi eksik olduğundan pay devri gerçekleşmediği, pay devri gerçekleşmediğinden bu devrin ticaret siciline tescil ve ilanı yapılamadığı, bu nedenle, davanın açıldığı tarih itibariyle 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesindeki koşullar oluşmadığından davacıların davayı açmakta haklı olduğu söylenemeyeceği gerekçesiyle konusuz kalan davada esastan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Noterde yapılan devir işlemlerine rağmen davalı şirketin, hisse devirlerini pay defterine işlemediğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tescil ve ilan işlemlerini de yaptırmadığını, ancak davadan sonra davalı şirketin bu prosedürleri 2018 tarihinde yaptığını, 2018 yılında yapılan pay defterine işleme işlemlerinden müvekkillerin haberi olmadığını, bu işlemler sırasında atılan imzalar da müvekkillerine ait olmadığını, davalı şirket tarafından 7 sene boyunca yapılmayan pay defterine işleme ve Ticaret Sicil Müdürlüğündeki ilan ve işlemler yüzünden birçok borç ve mal varlıklarına konan haciz ile mağdur olan müvekkillerinden davacı … yönünden 19.02.2010 tarihi, diğer müvekkili davacı … yönünden ise, 20.11.2011 tarihi itibariyle, şirketten ayrıldıklarını ve bu tarihten sonra oluşan borç ve her türlü hukuki yaptırımlardan sorumlu olmayacaklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, bu bakımdan talebin konusuz kalmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava hisse devir tarihi itibari ile şirket ortaklığından sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.Davacılardan …’in, ortağı olduğu davalı şirkette mevcut hissesinin tamamını Kartal … Noterliği’nin 19.02.2010 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir senedi ile davalı …’e, diğer davacı …’in ise, davalı şirketteki mevcut hissesini Kartal … Noterliği’nin 20.11.2011 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir senedi ile diğer davalı …’e devrettiği, ancak bu devir işlemine rağmen davalı şirketin, hisse devirlerini pay defterine işlemediği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tescil ve ilan işlemlerini yapmadığı, davacıların davalı şirketteki ortaklıklarının devam ettiğinden şirketin tüm borçlarından sorumlu tutuldukları, davacıların noter hisse devir tarihi itibari ile şirket ortaklığından ayrılmış olduğunun tespiti gerektiği iddia edilerek davacı … yönünden 19.02.2010 tarihi, diğer davacı … yönünden ise, 20.11.2011 tarihi itibariyle, davalı şirket ortaklığının sona erdiğinin tespiti istenmiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı …’in, ortağı olduğu davalı şirkette mevcut 2.500,00 TL’lik hissesinin tamamını Kartal …. Noterliği’nin 19.02.2010 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir senedi ile davalı …’e; diğer davacı …’in ise, davalı şirketteki mevcut hissesini Kartal … Noterliği’nin 20.11.2011 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir senedi ile davalı …’e devrettiği görülmüştür. Somut olaya uygulanması gereken devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK’nun 520. maddesinde, “Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder” hükmü mevcut olup, 520/2. maddesi hükmünde ise devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin dörtte üçüne sahip olmasının şart olduğu öngörülmüştür. 6102 sayılı TTK’nın 595/3 maddesi hükmüne göre ise şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemiş ise ortaklar genel kurulunun sebep göstermeksizin onayı reddedebileceği, 595/5 maddesiyle de genel kurulun onay vermeyi reddetmesi halinde, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkının saklı kalacağı hüküm altına alınmıştır.Dosya kapsamındaki ekli belgelerden, davalı şirketin ana sözleşmesi incelenmiş, söz konusu sözleşmede pay devrinin ortaklar genel kurulunun onayına bağlı kalmaksızın kararlaştırılabileceğine ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır.Davacıların davalı şirketteki hisselerinin tamamını noter hisse devir sözleşmesi ile diğer davalılara devrettiği sabit ise de, bu hisse devir işleminin ortaklar kurulu kararı ile onaylanmamış olduğu, bu işlem yönünden 6762 sayılı Yasanın 520. maddesindeki ¾ çoğunlukla devre izin verme koşulunun somut olayda gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Yasa maddesinde hisse devrine muvafakat için bir şekil öngörülmemiş olup, muvafakatın yasada öngörülen nisapla alınmış bir ortaklar kurulu kararı biçiminde verilmesi olanaklı olduğu gibi -ispat edilmesi koşuluyla- kişi ve sermaye payı olarak ¾ oranındaki ortakların devre muvafakat yönünde irade açıklamasında bulunmalarıyla da mümkündür. Bu durumda ayrıca yazılı bir ortaklar kurulu kararının bulunmaması, sonuca etkili değildir. Buna göre, bahsi geçen davaya konu devir bakımından muvafakatin gerçekleştiğinden de bahsedilemeyecektir. Hal böyle olunca, söz konusu işlem pay defterine kaydedilerek ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğinden, davacıların davalı şirkette ortaklığının yasaya uygun şekilde noter hisse devir tarihinde sona erdirildiğinden söz edilemeyeceğinden bu gerekçelerle davanın davalı şirket yönünden esastan, diğer davalılar … ve … yönünden ise, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,1-Davacıların davasının davalı … ve … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, 2-Davacıların davasının davalı …Tic. (… Tic.Ltd. Şti.) yönünden, esastan REDDİNE, 3-Alınması gereken 59,30 maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,9 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineyi irat kaydına, 4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, b-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf başvuru harcı, tebligat ve dosyanın posta masrafı toplamı 215,00 TL olmak üzere toplam 377,10- TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,7-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi