Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/939 E. 2021/828 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/939
KARAR NO : 2021/828
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI : 2017/581 Esas – 2021/165 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akaryakıt alım-satımına ilişkin komisyonculuk/aracılık yapılması hususunda 18/05/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, işbu ticari ilişki kapsamında akaryakıt alımlarının yapıldığını, davalı şirketin nakit sıkıntısı nedeniyle kendilerine ileriye dönük yapılacak olan akaryakıt alımlarına karşılık avans ödemesi yapıldığını, müvekkilinin iyiniyetle ve basiretli bir tacir olarak yükümlülüklerini ve borçlarını yerine getirmesine ve hatta davalıdan alacaklı olmasına rağmen, davalı tarafça aleyhlerine bir takım davalar açıldığını, müvekkilinin cari hesapta davalıdan alacaklı olduğunu bildirmiş; 06/02/2018 tarihli dilekçesinde açıkladığı üzere cari hesaba dayalı olarak davalıdan 127.592,90 Euro alacaklı olduklarını ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki yapılmış sözleşme gereği yetkili mahkemelerin Avusturya Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında aynı konuya istinaden Avusturya Steyr Eyalet Mahkemesi tarafından görülen ve karar bağlanan dosya bulunduğunu, bu nedenle aynı konuda mükerrer yargılama yapılmasının mümkün olmadığını; müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu, davacı şirketin malvarlığını perdelemek amacıyla başka bir şirket kurduğunu, böylelikle borçlarından kurtulmaya çalıştığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “taraflar arasındaki aynı hukuki ilişkiden kaynaklı olarak, Avurturya Steyr Bölge Mahkemesi’nce verilmiş 29/04/2016 tarih ve 3 Cg 15/13a-84 numaralı kararın bulunduğu, sözkonusu kararın tanıma ve tenfizi için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurulduğu, verilen 23/03/2018 tarihli ve 2018/42 E – 370 K sayılı karara yönelik istinaf başvurusunun İzmir BAM 17. HD’nin 01/10/2018 tarih ve 2018/1392 E – 1267 K sayılı kararıyla esastan reddine karar verildiği, bu karara yönelik temyiz başvurusunun ise Yargıtay 11. HD’nin 16/11/2020 tarih ve 2020/2642 E- 5051 K sayılı kararıyla, “…tanıma ve tenfize konu yabancı mahkeme kararının kesinleşmediği…” gerekçesiyle bozulduğu dosya kapsamı ile sabit olup; bu haliyle Avusturya Steyr Bölge Mahkemesi’nde açılmış ilk dava, mahkememize açılan eldeki dava açısından derdesttir. Dolayısıyla yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince derdestlik nedeniyle mahkememizdeki dava dinlenemeyeceğinden … ” gerekçesi ile davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK 114/1 –ı bendinde anılı dava şartı düzenlemesinin öncelikli amacının Türk Mahkemelerinin birbirleri ile olan ve yargılamaya dair hususlara yönelik olduğunu, yabancı bir ülke mahkemesinde görülen bir davanın HMK 114 çerçevesinde değerlendirilebilmesi için ayrıca bir kanuni dayanağın gerekli olduğunu, yabancı ülke mahkeme kararının ilk kez Türk Mahkemesince tanıma- tenfizi yapıldıktan ve kesinleştikten sonra Türk Hukuk sisteminde etki göstereceğini, kararın, gerek öğreti ve gerekse de Türk Hukuk Yargı Uygulaması ile bağdaşmadığını, bu açıdan haksız ve hukuka aykırı bir hüküm tesis edildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, cari(açık) hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2018 tarihli ve 2018/42 E – 370 K sayılı tenfiz kararına konu Avurturya Steyr Bölge Mahkemesi’nin 29/04/2016 tarih ve 3 Cg 15/13a-84 numaralı kararının eldeki dava yönünden derdestlik teşkil edip etmediği noktasındadır.Tasfiye Halinde(iflas) M Oıl Tradıng GMBH firmasının ileri sürdüğü alacak iddiasına ilişkin Avurturya Steyr Bölge Mahkemesi’nin 29/04/2016 tarih ve 3 Cg 15/13a-84 numaralı kararının tenfizi istemli davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 23/03/2018 tarih ve 2018/42 E – 370 K sayılı tenfiz kararı, Yargıtay 11. HD’nin 16/11/2020 tarih ve 2020/2642 E.- 2020/5051 K. Sayılı kararı ile, Avurturya Steyr Bölge Mahkemesi’nin kararına karşı ilgili ülke nezdinde iade-i muhakeme kanun yoluna başvurulduğu, talebin yerinde bulunarak dosyanın yeniden derdest hale geldiği ve dolayısıyla ortada tanıma ve tenfize konu olacak kesinleşmiş bir karardan söz edilemeyeceği, gerekçesi ile bozulmuştur.Dava şartları, mahkemece bir davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan koşullardır. Yargılamanın her aşamasında dava şartlarının var olup olmadığı mahkemece re’sen incelenmelidir.6100 sayılı HMK’nın “dava şartları” başlıklı 114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde; “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması”, yani derdestlik, iç hukukumuzda dava şartı olarak öngörülmüştür. Derdestliğin ilk koşulu, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu, daha önce açılmış bulunan davanın halen görülmekte ve kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması durumunda derdestlik söz konusu olmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde derdestlik, iç hukukumuzda bir dava şartı olarak düzenlenmesine rağmen 5718 sayılı MÖHUK’ta milletlerarası derdestlik konusunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. 6100 sayılı HMK’da olduğu gibi açık bir düzenleme olmadığı sürece yabancı ülkede açılan ve görülmekte olan bir davanın, iç hukukumuzdaki bir dava bakımından derdestlik teşkil edeceğini kabul etmek doğru değildir. Böyle bir kabul, Türk Mahkemelerinin yargı yetkisinin, buna bağlı olarak bir bakıma egemenlik hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Öte yandan yabancı bir ülkede açılmış ve görülmekte olan bir dava sonucunda verilecek kararın tanınıp tenfiz edileceği de belli olmadığından milletlerarası derdestliğin kabul edilmesi, yargılamanın gecikmesine sebebiyet vererek davacının adil yargılanma hakkının zedelenmesine neden olacaktır. Yabancı bir mahkemede açılan ve görülen bir davada verilip kesinleşen bir karar bile, ülkemizde ancak tanınıp tenfiz edildiğinde hukuki sonuç doğurmaktadır. Bu gerçeklik karşısında yabancı bir ülkede henüz görülmekte olan bir davanın iç hukukumuz bakımından derdestlik teşkil edeceğini kabul etmek Yasa Koyucu’nun amacına da uygun değildir(Yargıtay 11. HD’nin 11.03.2021 tarih ve 2020/2899 E. – 2021/2319 K. Sayılı Kararı).Somut uyuşmazlığa gelindiğinde ilk derece mahkemesince yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Avurturya’da daha önce açılan, tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğu iddia edilen davanın eldeki dava bakımından derdestlik teşkil etmeyeceği kabul edilerek davanın esası hakkında inceleme ve araştırma yapılıp deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021