Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/861 E. 2021/831 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/861
KARAR NO: 2021/831
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2020/353 Esas – 2021/206 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı …Ltd.Şti’ye ait emtiaların nakliyesi sırasında maruz kalabileceği hasar ve zarara karşı Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı, sigortalısı şirketin, Rusya’ya ihraç ettiği emtianın davalı tarafından CMR senedi ile taşınması sırasında uğradığı hasar bedelinin sigortalısına ödenerek haklarına halef olunduğunu, ödenen bedelin rücuen davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca haksız olarak itiraz edildiğini belirterek davalının icra dosyasındaki itirazının iptaline takibin devamına ve alacağın %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği olmadığı takdirde CMR hükümlerinin uygulanacağı dava konusu taşımada malın kendisinden kaynaklanan hasardan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı, talep edilen bedelin de hatalı hesaplandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taşımanın Türkiye’den Rusya’ya yapılmasına göre CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği ve CMR Konvansiyonunun 31. maddesinde yetkili mahkemenin düzenlendiği, davalı şirketin kurulu olduğu adresin ve dava dışı sigortalının adresinin Hatay ili olduğu bu durumda Hatay icra dairesinin yetkili bulunduğu, davalı ile davacı sigorta şirketi arasında doğrudan bir akdi ilişki bulunmayıp, sigortalısının haklarına halef olarak bu dava açıldığından, TBK 89.HMK 10 maddesinin uygulanamayacağı, davaya esas icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılması ve davalının icra dairesinin yetkisine itirazında haklı olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ve davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı yararına vekalet ücreti verilmesi hatalı olduğu gibi arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak müvekkilinden tahsil edilmesinin yasaya aykırı olduğu zira yargılama giderlerine nihai kararda hükmedilebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve vekalet ücreti ile arabuluculuk ücretinin nihai olarak dosyanın gönderileceği yer mahkemesince karara bağlanacağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin taşıyıcı davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İstinaf konusu, davalı yararına takdir edilen vekalet ücreti ile arabuluculuk ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verilmesinde hukuka aykırılık olup olmadığı noktasındadır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince, bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından dava öncesi ödenen arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir. Davaya esas icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılması nedeniyle HMK 114/2 ve maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen kararın nihai karar olmasına ve arabuluculuk ücreti olarak bakanlık bütçesinden yapılan ödemenin de yargılama gideri sayılmasına göre, mahkemece bu ücretin hazineye gelir kaydedilmesi ve davalı yararına A.A.Ü.T nin 7/2 maddesi uygun olarak maktu vekalet ücreti takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/07/2021