Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/826 E. 2021/880 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/826
KARAR NO: 2021/880
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2020/738 Esas – 2021/154 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, 26.08.2020 tarihinde müvekkilin bilgisi ve talimatı dışında, … IBAN numaralı altın hesabı olarak da anılan kıymetli maden hesabında bulunan 126.000-TL tutarındaki mevduatı, vadesinden önce bozdurulmak suretiyle TL’ye çevirilmiş olup, internet bankacılığı sistemi kullanılarak kötüniyetli 3. Kişiler tarafından EFT yoluyla davadışı şahıs hesabına aktarıldığını, bu konuda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başssavcılığınca yürütülen 2020/132484 numaralı dosya ile soruşturmanın devam ettiğini, dolandırıcılık ve sahtecilik suçu teşkil eden tüm bu işlemler müvekkilin bilgisi ve talimatı dışında gerçekleşmiş olup, işlemler gerçekleşirken davalı banka tarafından bilgilendirilmediği gibi, bir güven kurumu olarak güvenlik ve koruma yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, özellikle bankaların internet bankacılığı hizmeti vermeye başladıkları andan itibaren objektif özen yükümlülüğünün daha da arttığını, müvekkilin zararının doğmasına sebep olan davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilin zararı olan126.000-TL’nin mevduata işleyecek en yüksek oranda faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili, davacı tarafça hesabına para gönderilen şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkili bankaya karşı dava açılması nedeniyle öncelikle sıfat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davaya konu olayın meydana gelmesinde müvekkili bankanın kusurunun bulunmadığını, internet uygulamasının yüksek güvenirliğe sahip olduğunu, haksız fiil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacının davalı bankada Kıymetli Maden Hesabı açtırmış olduğu, bu hesabından 3. Kişilere belli bir miktar para aktarılmış olduğu, rızası hilafına banka hesabından çekildiği iddia edilen paranın sorumluluğunun davalı bankaya ait olduğu talebiyle alacak davası açmış olduğu, bu hesabın davacının şahsi hesabına ait olduğu, davacının tacir olmadığı, İTO kayıtlarında tacir olduğuna dair kaydın olmadığı, ticari işletmesinin bulunmadığı, hesabın bir tüketicinin tasarruf yapmak için açtırmış olduğu, işlemin ticari işletmesi ile de alakalı bulunmadığından uyuşmazlığın çözüm yerinin taraflardan birinin diğer taraf banka karşısında tüketici sıfatını taşımasından dolayı Tüketici Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine Gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı banka nezdinde bulunan hesabından dava dışı 3. bir kişiye bilgisi ve rızası dışında para havalesinin yapıldığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince, tüketici mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davalı banka vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davacı ile davalı banka arasında akdedilen temel bankacılık hizmet sözleşmesi gereğince, davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, sahte olarak oluşturulan eft talimatı uyarınca hesabından 3. bir kişinin hesabına rızası ve bilgisi dışında para gönderildiğinden dolayı zarara uğranıldığı iddia edilmiş olup, davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğuna göre, mahkemece davanın görev yönünden reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı bankanın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.