Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/823 E. 2021/697 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/823
KARAR NO: 2021/697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/173 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün : İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24/12/2012 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davacının satış vaadi sözleşmesi kapsamındaki 271.602 TL ödeme yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı’nın, Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Satış Vaadi Sözleşmesinin 9.1 maddesi uyarınca söz konusu taşınmazın teslim tarihinin “2013 Aralık ayı içinde herhangi bir gün” olarak belirlendiğini, ayrıca 9.1’inci maddenin devamında davalı’ya teslim süresini tazminatsız olarak 6 ay daha uzatma hakkı verildiğini, teslimin ne 2013 Aralık ayı içinde ne de ek 6 ay sonrası olan 30.06.2014 tarihinde gerçekleşmediğini, Satış Vaadi Sözleşmesi’nde belirlenen vadelerde, Taşınmaz ayıp ve zapt tehlikesinden ari şekilde gereği gibi ifaya uygun hale getirilerek, davalı tarafından ifa teklif edilmediği için davalının, 30.06.2014 tarihinde TBK madde 117/2 uyarınca mütemerrit duruma düştüğünü, sözleşme ile belirlenen ifa tarihinde taşınmaz ayıp ve zapt tehlikesinden ari hale getirilerek ifaya hazır hale getirilmediği gibi iskanda alınmadığını, iskan işlemlerinin ancak 31.07.2017 tarihinde tamamlandığını, bedelinin ödenmesine karşılık teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan müspet zararın, bu olmadığı takdirde ödenen bedelin tahsilinin gerektiğini beyanla İcra İflas Kanunu’nun 257.maddesi’ndeki ihtiyati haciz şartlarının bulunduğundan bahisle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ihtiyati haciz talebi hakkında ilk derece Mahkemesi tarafından “Davanın yeni açılmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliği, davacının yapmış olduğu ödeme, davalının karşı edimini yerine getirip getirmediği, getirmiş ise hangi oranda getirdiği konularında yaklaşık ispata yönelik bile olsa bu aşamada ihtiyati haciz kararı verilmesine yeterli delil bulunmadığı anlaşıldığından davacının ihtiyati haciz talebi yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen alacağın muaccel bir alacak olduğunu ve ihtiyati haczin koşullarının bulunduğunu, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, bunun yanı sıra İİK’nın 257/2. Maddesi kapsamında dahi ihtiyati haczin koşullarının bulunduğunu, borçlunun, yükümlülüklerinden kurtulmak maksadıyla gerek şirket malvarlığının, ilan ve teminat verme yükümlülüğünü yerine getirmeden bölünme yoluyla şirket hissedarlarının malvarlığına geçirerek mal kaçırılması, bölünmede kullanılan hileli raporun aksine bölünme tarihi üzerinden bir sene geçmeden ekonomik dar boğaza girilmiş olması, gerekse sattıkları ve bedelini peşin aldıkları taşınmazları bankalara teminat olarak göstererek, 4.000.000 TL(… Faktoring), 4.000.000 TL (… Faktoring), 60.000.000 TL (… Bankası) ve 200.000.000 TL (… Bankası) değerinde krediler çekilmesi ile taşımazlar üzerinde onlarca haciz ve ihtiyati haciz bulunması davalının kötü niyetli olduğunu ve alacaklıları zarara uğratma kastı olduğunu gösterdiğini, bu sebeple muaccel olmayan borçlarda dahi ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerektiğini, beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, taraflar arasındaki adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında taşınmazın, bedelinin ödenmesine karşılık teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan müspet zararın, bu olmadığı takdirde ödenen bedelin tahsili istemli davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 24.12.2012 tarihinde İstanbul ili, Pendik ilçes… parsel numarasında kayıtlı 80 nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmıştır. Adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz tapuda halen davalı adına kayıtlıdır. Ancak tarafların beyanlarına göre, taşınmazın fiili olarak teslim edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında adi yazılı şekilde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden davacı tarafın ödeme edimini yerine getirmesine rağmen davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, teslim tarihi olarak 2013 yılı Aralık ayı içinde herhangi bir gün olarak belirtilmesine rağmen teslimat yapılmadığı gibi sözleşmedeki +6 ay da eklenmek suretiyle 30/06/2014 tarihinde edimin ifa edilmesinin gerektiği, ancak taşınmazın süresinde teslim edilmediğini, süresinde teslim yapılmadığını belirterek davacı tarafça müspet zarar ve sözleşmede belirlenen teslim tarihi olan 30/06/2014 tarihinden taşınmazın fiilen teslim edildiği tarihe kadar olan dönem içerisindeki kira bedelinin tazmini, bu olmadığı takdirde ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebi ile açılan davada, davacı tarafça İİK.’nun 257 maddesi gereğince talep edilen ihtiyati haciz kararı mahkeme tarafından talebin yargılamayı gerektirdiği sebebiyle reddedilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’inci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257,II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Daha açık bir anlatımla sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. İİK m. 257,II’deki hususlar, bir vakıaya veya üçüncü kişilerle yapılan işlemlere dayandığından, bu konuda mahkemeye kanaat verilmesi için gerekli her tür delilden yararlanmak mümkündür. Özellikle resmi makamlar tarafından düzenlenen ve bu konudaki tespitleri içeren resmi belgelerin dikkate alınması olanaklıdır. Dosya kapsamı itibariyle adi yazılı şekilde akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri ve sözleşmenin geçerli olup olmadığı, davacının ifadan vazgeçip ifa yerine tazminat isteyebilmesi veya ödediği bedelin iadesini isteme şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında yaklaşık ispat şartının bulunmaması karşısında, koşulları bulunmayan ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2021