Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/792 E. 2021/648 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/792
KARAR NO : 2021/648
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI: 2020/228 Esas
DAVA : İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2021
Taraflar arasında görülen istirdat davasında, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine ilişkin ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkili firmanın merkezi İstanbul’da olup, bir yapının ihtiyacı olan tüm tesisat ürünlerini üreten Türkiye çapında örgütlenmiş yüksek sermayeli tanınmış bir firma olduğunu, Adana ilindeki bayiisi olan dava dışı ….Tic.Ltd.Şti. ile yapmış olduğu ticari alışveriş neticesinde lehdarı olduğu 5 adet çekin ülkemizde yaşanan COVID-19 virüs salgını sebebiyle alınan tedbirler gereği kargo vasıtasıyla keşideci tarafından müvekkili firmaya gönderildiğini, ancak mezkur çeklerin 07.04.2020 tarihinde … Kargo’nun Beykent /İstanbul Şubesine ulaşıp dağıtıma çıktıktan sonra dağıtım esnasında kargo aracına giren şüpheli veya şüpheliler tarafından mezkur çeklerinde aralarında bulunduğu bir çok kargo paketlerinin çalındığını, bunun üzerine, çekin kötü niyetli kişilerin eline geçip çek bedelinin haksız yere tahsil edilmemesi için yetkili hamil olan müvekkili tarafından eldeki davaya konu olan 2 adet çekin de bulunduğu toplam 5 adet çek yönünden Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/248 E. sayılı dosyasından zayii nedeniyle çek iptali davası açılarak ödemeden men yasağı kararı alındığını, davaya konu 2 adet çekin keşide gününde davalı firma tarafından muhatap bankaya ibraz edilmesi üzerine, çekleri elinde bulunduran son hamile karşı iade davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini, davaya konu her biri 14.04.2020 keşide tarihli ve 200.000 TL bedelli keşidecisi ….Tic.Ltd.Şti. olan çeklerde, müvekkili firmaya atfen yapılan ilk ciro ve kaşenin sahte olduğunu, nitekim müvekkilin kendisi adına sahte olarak atılan cirodan sonra gelen “…” ünvanlı paravan firma ile de hiçbir ticari alışverişinin bulunmadığını, Büyükçekmekce Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/15914 Soruşturma no.lu dosya üzerinden davalı firma yetkilisi ve bir önceki ciranta yetkilisi hakkında tahkikat başlatıldığını, davalının kötü niyetli olup, çeklerin yetkili meşru hamili olmadığını ileri sürerek öncelikle dava konusu çalıntı çeklerin ihtiyati haciz de dahil olmak üzere icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbire ve neticede TTK.792.md.si uyarınca davacı müvekkilin lehdarı ve yetkili hamili bulunduğu davaya konu çeklerin, meşru hamil olmayan davalı firmadan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin çekleri ciro yoluyla edindiğini, iktisap anında çeklerin çalıntı olduğunu bile bile bu çekleri iktisap ettiğini yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin 08/06/2020 tarihli ara kararıyla, dava konusu çeklerin bedellerinin %20’si teminat mukabilinde, icra takibine konu edilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili, dava konusu çeklerin icra takibine konu yapıldığını, davacının icra dosyasının tarafı olmadığını, müvekkili tarafından davacı aleyhine açılan bir takip bulunmamasına rağmen müvekkilin haklarını önemli ölçüde zedeleyecek şekilde, müvekkil aleyhine tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, verilen tedbir kararı ancak davanın tarafları olan müvekkili ile davacı arasında hüküm ifade ettiğini, davacı lehtar imzasının sahte olmasının müvekkilini kötüniyetli hale getirmediğini, kötüniyetin, çekin çalıntı olduğunu bile bile çekin iktisabı olduğunu, müvekkilin çeki kötüniyetli iktisap etmiş olduğuna dair hiçbir yazılı delil ibraz edilmediğini, çeklerin kargo aracılığıyla gönderilmesi olayında davacının özensiz davrandığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, davacının dava konusu çalıntı olduğunu bildirdiği çekler ile ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma yürütüldüğü, bu soruşturma dosyasında davalı şirket yetkilisinin dava konusu çekler ve ikamet ile işyeri adresi sorulduğunda çelişkili yanıtlar verdiğine ilişkin kolluk tutanağı, davacının kıymetli evrak üzerindeki kaşe ve imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı yolundaki hususlar birlikte ele alındığında mahkememizce tedbir kararı ile ilgili olarak HMKm.389’da aranan koşulların gerçekleştiği kanaatine ulaşıldığı, kaldı ki kıymetli evrakın kaybolduğu kargo şirketi görevlisinin soruşturma aşamasında vermiş olduğu beyan da davacı iddialarını doğruladığı, yine davacı şirket adına sunulan imza sirküsünün incelenmesinde şirket yetkilisi ile çekler üzerinde yer alan imzalarında ilk bakışta benzerlik göstermediği, davalı tedbire itirazında davacının icra dosya tarafı olmadığı, bu nedenle de tedbirin haksız olduğu itirazında bulunmuş ise de mahkememiz tedbir kararının 08/06/2020, bahsi geçen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün …E. Sayılı dosyasının açılış tarihinin ise 19/06/2020( mahkememiz tedbir kararından sonra) olduğu dikkate alınarak davalının itirazı yerinde görülmediği, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması davacı adına telafisi imkansız zararlar doğurabileceği, tedbir kararının verildiği tarihte yasanın aradığı şartların tümünü ihtiva ettiği değerlendirilmekle ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.Bu ara kararına karşı itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; sadece taraflar arasında geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, dava dışı cirantalar için de icra takibini önleyecek şekilde tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davacı aleyhine açılan bir takip bulunmamasına rağmen müvekkilin haklarını önemli ölçüde zedeleyecek şekilde, müvekkil aleyhine tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Talep, TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdatı davasında, başlatılacak icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararına davalı tarafça yapılan itirazın reddine karar verildiği, bu ara kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususuyla sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda davacının lehtarı olduğu dava konusu çeklerin hırsızlandığından bahisle zayii nedeniyle açılan iptal davasında çeki ibraz eden davalı aleyhine TTK nun 665(1) maddesi uyarınca istirdat davası açılması için mehil verilmesi üzerine elde ki dava açılmıştır. Davacı tarafça; dava konusu çeklerin hırsızlandığı, kendisine atfen atılı ciro ve kaşenin sahte olduğu, davalının çekin iktisabında ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu, davalı hakkında ceza soruşturmasının bulunduğu ileri sürülmüştür. TTK’nın 792. maddesinde, ”Çek, herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür ” hükmü yer almaktadır. Bu durumda, davacı, öncelikle, TTK’nın 790. maddesi gereğince yetkili hamil olduğunu, akabinde çeki elinde bulunduranın kötü niyetli hamil olduğunu veya çeki iktisabında ağır kusuru bulunduğunu ispat etmelidir.HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Bu açıklamalar ışığında, ihtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardan olup, tedbir talepli çek istirdatı davasının icra takibinden önce açıldığı, davacının ihtiyati tedbir talebinin dava konusu çeklerin icra takibine konu edilmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik olduğu, tedbirin teminat mukabilinde verildiği, davalının çekin iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğuna ilişkin olarak dosyaya sunulan deliller ve özellikle ceza soruşturma dosyası hep birlikte gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olduğundan davalının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 265/ son maddeleri uyarınca oy birliği kesin olarak ile karar verildi.