Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/778 E. 2021/649 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/778
KARAR NO: 2021/649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2021/123 Esas –
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (ihtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkilinin üzerinde akaryakıt satış istasyonu yer alan taşınmazın sahibi olup, akaryakıt satış bayiiliği faaliyeti ile iştigal ettiğini, taraflar arasında 25.11.2015 tarihinde hem kira hem de bayiilik sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin davalının “bayi”si sıfatıyla ticari faaliyetini sürdürmeye başladığını, davalıya, bu kapsamda 400.000 ve 450.000 TL bedelli iki (2) adet teminat mektubu teslim edildiğini, taraflar arasındaki bayiilik sözleşmesi devam etmekte iken, müvekkilinin, davalıya Ankara … Noterliği’nin 27.10.2020 tarihli ihtarnamesiyle kira ve bayiilik sözleşmelerinin 25.11.2020 tarihinde sona ereceğini ve yenilenmeyeceğini, bu kapsamda EPDK ve resmî kurumlar nezdinde ilgili işlemlerin yapılması gerektiğini bildirdiğini, davalının müvekkiline göndermiş olduğu Beyoğlu … Noterliği’nin 09.11.2020 tarih, … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesiyle, müvekkili tarafından geçmiş yıllarda satış kotalarının doldurulamadığını, bu sebeple kendisine “kira iade borcu” olarak 296.626-USD ödenmesi gerektiğini ihtar ettiğini, müvekkilinin, davalıya Ankara … Noterliği’nin 13.11.2020 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle söz konusu “kira iade borcu” talebinin haksız olduğunu, davalı tarafından kira ilişkisinin devamı boyunca bu yönde bir talepte bulunulmayıp şimdi kira sözleşmesinin sona ermesi aşamasında 296.626 USD talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca, satış kotalarının ülkemizdeki ekonomik durum ve Covid-19 salgını nedeniyle doldurulamadığını, teminat mektuplarının iade edilmesi gerektiğini ihtar ettiğini, davalının müvekkilin “kira iade borcu” ödemesi gerektiğinden bahisle … Bankası tarafından tanzim edilmiş 15.12.2017 tarihli, … numaralı 400.000-TL bedelli teminat mektubunu haksız olarak paraya çevirdiğini, ayrıca müvekkile “kira iade borcu”nun ödenmesi gerektiğini, aksi halde 450.000-TL bedelli teminat mektubunun da paraya çevrilmesi sureti ile “kira iade borcu” bedelinin tahsil edileceğini ihtar ettiğini, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde müvekkilin satış kotasını dolduramaması halinde davalıya ödeyeceği öngörülen bedel, her ne kadar “kira iade borcu” olarak isimlendirilmiş olsa da söz konusu bedelin, bir cezai şart mahiyetinde olduğunu, davalı tarafından ise devam eden kira ilişkisi boyunca gereği gibi yerine getirilmediği iddia olunan asgari alım taahhüdüne yönelik her dönem sonunda ifayı kabul ederken ihtirazi kayıt konulmadığını, artık davalının cezai şart talep edebilmesi gereği gibi ifa etmemeye dair itirazlarını ileri sürmeyerek zımnen ifayı kabul etmesinden dolayı mümkün olmadığını, dolayısıyla davalının müvekkilinden talep etmiş olduğu 296.626 USD’lik cezai şart bedelinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca satış kotasının doldurulamamasında müvekkilin kusuru bulunmadığından cezai şart talep edilebilmesinin her halde mümkün olmadığını ileri sürerek öncelikle davalıya teslim edilen 21.08.2019 tarihli, … numaralı, 450.000-TL bedelli teminat mektubunun davalıya ödenmesini engeller mahiyette ihtiyati tedbire ve tarafları arasında akdedilen 25.11.2015 tarihli kira sözleşmesinde düzenlenen sözleşmesel ceza kapsamında 450.000-TL tutarında borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesinin 22/02/2021 tarihli ara kararıyla, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, … Bankası tarafından tanzim edilmiş 21.08.2019 tarihli, … numaralı, 450.000-TL (dörtyüzellibin Türk Lirası) bedelli teminat mektubunun “davalıya ödenmemesi” yönünde ihtiyati tedbir verilmesine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu, HMK’nın 4.1.a maddesi uyarınca kiralanan taşınmazların, İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümleri ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının kira iade bedeli ödeme yükümlülüğü kira sözleşmesinin süresinden önce ya da haksız feshi durumu için değil, kira bedelinin belirlenmesi için getirildiğinden ‘kira iade bedeli’nin cezai şart olarak nitelendirilemeyeceğini, söz konusu kira sözleşmesinin tarafları tacir olup, sözleşmenin içeriğinin serbestçe belirlendiğini, teminat mektubunun davacının müvekkili nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak verildiğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, taraflar arasındaki baskın temel ilişkinin tacirler arasında mevcut bayiilik sözleşmesi olduğu, bu kapsamda mahkemenin davaya bakmaya görevli olduğu, davacı tarafça keşide edilen 25.11.2020 tarihli noter ihtarnamesi ile taraflar arasındaki kira ve bayiilik sözleşmesinin süresi sonunda sona ereceğinin ve yenilenmeyeceğinin davalıya bildirilmek sureti ile sona erdirildiği, davalı tarafça keşide edilen 09.11.2020 tarihli cevabi ihtarnamesiyle,” müvekkili tarafından geçmiş yıllarda satış kotalarının doldurulamadığını, bu sebeple kendisine “kira iade borcu” olarak 296.626-USD ödenmesi gerektiğini ihtar ettiği ve … Bankası tarafından tanzim edilmiş 15.12.2017 tarihli, … numaralı 400.000-TL bedelli teminat mektubunu paraya çevirmiş olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, davacı tarafça kira borcu bulunmadığı “kira iade borcu” bulunmadığı çekişmenin giderilmesi ve davalıya 450.000 TL değerinde borcu bulunmadığının tespiti ile eldeki davanın ikame edildiği tarihte henüz paraya çevrilmemiş olan …t Bankası tarafından tanzim edilmiş 21.08.2019 tarihli, … numaralı, 450.000-TL (dörtyüzellibin türk lirası) bedelli teminat mektubunun “davalıya ödenmemesi” yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinde ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının iddiasının aksine, müvekkil şirketin davacıdan kira iade bedeli alacağı bulunduğunu, kira iade borcu olarak isimlendirilen, kira sözleşmesinde satış kotasının doldurulamaması halinde ödenecek bedelin, esasında ifaya eklenen cezai şart olduğunun, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, teminat mektubunun müvekkili şirket nezdinde doğmuş ve ileride doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Talep, menfi tespit davasında, dava konu teminat mektubunun ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbire hükmedilmesi istemine ilişkin olup, llk derece mahkemesince verilen tedbire davalı tarafın itirazı üzerine, yapılan duruşma sonucunda, davalının tedbire itirazın reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde akaryakıt satış istasyonu olup, davalı akaryakıt dağıtım şirketi ile aralarında, aynı tarihli 5 yıl süreli kira ve bayiilik sözleşmeleri akdedildiği, davacı tarafça, davalıya keşide edilen ihtarname ile sözleşmelerin süresi sonunda yenilenmeyeceğinin bildirildiği, uyuşmazlığın tarafların kira sözleşmesi olarak adlandırdıkları sözleşmeden kaynaklandığı, iddia edilen kira bedelin iadesi talebinin taraflar arasında imzalanan bayiilik sözleşmesiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği, tarafların tacir olduğu bayiilik ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının 6102 sayılı TTK 4/1 ve TTK 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinin görevi dahilinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Hal böyle olunca, eldeki menfi tespit davasınında ileri sürülen iddia, savunma ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiğinden ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbire hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca oy birliği kesin olarak ile karar verildi.