Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/765 E. 2021/881 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/765
KARAR NO: 2021/881
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2020/957 Esas – 2021/160 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı şirketi temsilen …, yetkilisi olduğu şirketin müdürü olarak 10 yıl süreyle görev yapmak üzere seçilen davalının seçildiği günden müdürlük görevi sona erdiği tarihe kadar şirkete para kazandırmadığı gibi şirketi zarara uğrattığını, şirketin zararının önüne geçmek için çok kıymetli arsasını şirkete devrederek, satarak kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle inşaat yapılmasını sağladığını, davalının şirket müdürü olduğu dönemde şirkete ait daireleri satarak paralarını kendisinin aldığını, belirli cüzzi bir rakamı ortaklara gönderdiğini, sonradan davalının …AŞ’den 18 adet bağımsız bölümlü daire satın aldığının öğrenildiğini, davalının bu dairelerin şirkete ait olduğunu imzaladığı belgeyle kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının bu daireleri satarak ortadan kaybolduğunu, şirketi bu nedenle zarara uğrattığını ileri sürerek bu dairelerin bugünkü rayiç bedelleri ile birlikte ticari faizde eklenerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, arabulucuya başvurma şartının sağlanmadığını, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirketin şu anda yetkili müdürü olan …’un davacı şirketin inşaata başlaması için kendi taşınmazını bedeli karşılığunda şirkete sattığını, bedelini de aldığını, o dönemde davacı şirketin müdürü olan müvekkilinin inşaatı tamamlanan daire ve dükkanları davacı şirket adına satışını yaparak bedellerini şirket hesabına yatırdığını, 18 adet daireyi ise kendi kazancı ile aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, dosyanın görevsizlik kararı ile geldiği, davalı tarafça verilen cevap dilekçesince arabuluculuk dava şartının gerçekleşmeden dava açıldığına ilişkin itirazın bulunduğu, davanın alacak istemine ilişkin olması sebebiyle, 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve Arabuluculuk Kanununun 18/2-A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu, dava açılmadan önce arabulucuk dava şartının sağlanması gerektiği, her ne kadar dosya görevsizlik kararı sonucunda mahkemeye gelmiş ise de, davanın görevsiz mahkemede açılan davanın devamı olması nedeni ile davanın görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarih itibariyle arabulucuk değerlendirmesinin yapılması gerektiği, bu kapsamda görevsiz mahkemede dava açılırken arabuluculuğa başvurulmadığı, arabulucuğa başvurunun görevsizlik kararından sonraki süreçte mahkememizce arabuluculuk tutanağının sunulmasına ilişkin süre verilmesi aşamasında yapıldığı, bu dava şartının sonradan tamamlanabilir dava şartı olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuk süreci, dosya, henüz görevli Bakırköy Asliye Ticaret mahkemesi’ne gelmeden tamamlandığından ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya; kanun koyucunun amacına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, şirket müdürün sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiş, süresi içerisinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, eldeki davanın tek hakimli olarak yürütüldüğü ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesinde ”…Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; İflas, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara, şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır…” hükmü düzenlenmiştir. O halde, eldeki dava, yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olması nedeniyle davanın heyet halinde görülüp karar verilmesi gerekirken tek hakimle hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemenin teşekkülüne dair dava koşulu gerçekleştirilmeden karar verildiği, dava şartlarının heyetçe değerlendirilmesi gerektiğinden işin esasına yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin İstinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)a-3 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.