Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/760 E. 2021/862 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/760
KARAR NO: 2021/862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2021
NUMARASI: 2020/532 Esas – 2021/18 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalışmış olmasına rağmen, sigorta primlerini tam olarak yatırmayan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketleri aleyhine Hizmet Tespit (Sigortalılığın Tespiti) davası açtığını, 2010 yılında açılan bu davanın halen İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/274 E. sayılı dosyası ile devam ettiğini, … San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılmış bulunan hizmet tespit davası devam ederken davalı kurum …’nın, …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ni sicil kayıtlarından re’sen terkin ettiğini, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/274 E. Sayılı dosyası kapsamında 22/06/2020 tarihli ara kararı ile kendilerine, sicilden re’sen terkin edilen … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihya edilmesi için “İhya Davası” açmak ve dava açıldığına dair belgeleri mahkemeye ibraz etmek için süre verildiğini belirterek, bu nedenlerle … Sicil Müdürlüğü kayıtlarından terkin edilen … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, ” terkin edilen şirket hakkında İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/274 esas sayılı dosyasında bu davanın açılması için davacı vekiline bu yönde mahkemece süre ve yetki verilmiş olması (İstanbul 19. İş Mahkemesinin 2017/274 esas sayılı dosyası) dikkate alınarak, bu hal, şirketin ihyası için hukuki menfaatin varlığı ve haklı sebep niteliğinde olmakla, yukarda belirtilen bu amaç doğrultusunda şirketin ihyası gerektiği, şirketin, takip borçlusu konumunda iken sicilden terkini anılan TTK düzenlemeleri ve bu hükümlerle varılmak istenen sonuca uygun düşmemektedir. Terkini talep edilen şirket hakkında 2010 yılında açılan ve halen İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2017/274 E. Sayılı dosyası ile devam eden dava bulunması ve 6102 Sayılı TTK’nun Geçici 7. maddesi 2. fıkrası hükümleri gözönüne alındığında, İş Mahkemesindeki yargılama devam ettiği sürece davanın herhangi bir süreye tabi olmadan açılabileceği sabittir. Açıklanan bu nedenlerle terkin edilen şirket hakkında yukarda bahsi geçen davanın varlığı ve verilen aynı yöndeki ara karar dikkate alınarak, bu hal, şirketin ihyası için TTK Geçici 7/15. maddesinde öngörülen hukuki menfaatin varlığı ve haklı sebep niteliğinde olmakla, yukarıda belirtilen bu amaç doğrultusunda (şirket hakkındaki dava ve sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere) şirketin yeniden ihyası gerektiği sonucuna varılmıştır. İhyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 07/07/2014 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olacağı da gözönünde bulundurularak hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile şirketin ihyasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; resen terkin işleminde hiçbir eksiklik bulunmadığını, ihyası istene şirkete münfesih olma durumunu ortadan kaldıracak belgeleri sunması için ihtar tebliğ edilmesine rağman ihtarın gereğinin yerine getirilmediğini, şirket yetkililerine gönderilen ihtarların ise iade geldiğini, firmaya gönderilen ihtarın 26.11.2014’te adreste tanınmadığından iade geldiğini, ayrıca bu hususlara ilişkin ilanın yapıldığını, bu ilanın ihtarın ulaşmadığı durumlarda tebliğ yerine geçtiğini, devam eden davalar hakkında ise ancak bildirimde bulunulması halinde haberdar olunabilineceğini, müvekkilinin resen terkin edilen şirketi mahkeme kararı olmadan tekrar tescil etme yetkisinin bulunmadığını, mevzuat gereği işlem tesis eden müvekkilinin aleyhine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca sınırlı olarak açılan şirketin işlemlerinin idaresi için tasfiye memuru atanması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. Maddesi nedeniyle ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ticaret sicil müdürlüğünce terkin işleminin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasının gerekli olup olmadığı, noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/11. Maddesine göre, maddenin 1-a bendinde sayılan şirketlerin dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silineceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 15. Fıkrasının son cümlesinde ise, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerine imkan tanınmıştır. İhyası istenen … San. ve Tic. Ltd Şti’nin 07.07.2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilmiştir. Ancak terkin işleminin TTK Geçici 7/1-a. maddesinde sayılan ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi(terkin) sebeplerinden hangisine dayandırıldığına ilişkin dosyada bir kayda rastlanılmamıştır. Bunun yanı sıra ihyası istenen şirket ve yetkililerine ihtar tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi, terkin işleminin yayımlandığı 16/07/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ihtarın ilan edildiği belirtilen 31/03/2014 tarih ve 8539 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi de dosya içerisinde bulunmamaktadır. Dolayısıyla Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce ihyası istenen şirketin Kanuna uygun olarak ticaret sicilinden terkin edildiği ispatlanabilmiş değildir. İstanbul 19. İş Mahkemesinin 2017/274 Esas sayılı dosyası ile birleşen İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2019/121 esas sayılı dosyasında davacı tarafından 23/08/2010 tarihinde, ihyası istenen şirkete karşı 07/04/2004-17/06/2010 tarihleri arasında çalıştığı iddiası ile hizmet tespiti açılmıştır. Mahkemece şirketin ihyası davası açılması için 22/06/2020 tarihinde davacıya süre verilmiştir. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, İstanbul 21. İş Mahkemesinin 2015/242 Esas sayılı dosyasınında görülen hizmet tespiti davasının görülüp sonuçlandırılabilmesi için terkin edilmiş şirketin yeniden ticaret siciline tescili zorunludur. 6100 sayılı HMK’nın Madde 326/1. maddesinede, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 353/1-ğ maddesine göre vekâlet ücreti de yargılama masraflarındandır. Her ne kadar davalı … Sicil Müdürlüğünün yasal hasım olduğu ileri sürülmüş ise de, ihyası istenen şirketin ticaret sicilinden terkin işleminin usulüne uygun yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunulamaması nedeniyle kabulüne karar verilen davada, Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce yapılan terkin işleminin 6102 sayılı TTK geçici 7/2 maddesine aykırı olarak gerçekleştiği saptandığına göre, davalı tarafından davanın ilk oturumda kabulünün sözkonusu olmadığı, davaya cevap verilmeyerek davanın reddinin savunulduğu nazara alındığında davalının yasal hasım olduğundan bahisle yargılama giderinden sorumlu tutulmaması doğru görülmediğinden(Yargıtay 11. HD’nin 12/09/2017 tarih ve 2017/2543 E – 2017/4266 K sayılı kararı), eldeki davada HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı … Sicil Müdürlüğü’nün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Dava TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiyeye ilişkin değildir. İhyası talep edilen şirket, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca davalı tarafça re’sen terkin edilmiştir. Bu durumda Geçici 7. madde uyarınca şirketin ihyasına karar vermekle yetinilmesi gerekir, ayrıca tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur(Yargıtay 11. HD’nin 22/05/2019 Tarih ve 2019/1992 – 2019/4024 E-K sayılı kararı). Bu nedenlerle Mahkemece şirketin ihyasına karar verilerek davalının yargılama masrafı ve vekalet ücretinden dolayı sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Karardan sonra davacının avansından yapılan posta ve tebligat gideri 65,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2021