Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/750 E. 2021/1480 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/750
KARAR NO: 2021/1480
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2021
NUMARASI: 2020/928 Esas – 2021/180 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı/Tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle; Tasfiye olan … Ltd. Şti. ile müvekkili arasında, Denizli 4. İş Mahkemesi’nin 2019/517 E. ve 2019/518 E. sayılı dosyalarında görülen SGK işleminin iptali davasında, mahkemenin 04.05.2020 tarihli duruşmasında alınan karar uyarınca tasfiye olan … Ltd.Şti. Ticaret sicilinden terkin edildiğinden dolayı şirketin ihyası sebebiyle tasfiye memuru ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine dava açılmak üzere dört haftalık süre verildiğini, … Ltd. şirketinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev, yetki, husumet, iş bölümü, derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince ihyası istenen şirketin tasfiye sonunda sicilden terkin edildiği ve terkin edilen şirketin davalı olduğu davalar nedeniyle ihya edilmesinde davacının hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile derdest davalardaki işlemlere münhasır şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, son tasfiye memuru davalının tasfiye memuru olarak atanmasına ve kararın ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde; SGK işleminin iptali davası kapsamın şirketin ihyası için dava açmak üzere dava açmak üzere davacılara süre verilmesi üzerine açılan davada yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, tüzel kişiliğin ihyasına ve müvekkilinin yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, ek tasfiye niteliği itibariyle tasfiyeyi sonuçlandıran bir işlem olduğu için bu konuda görevlendirilmiş kişilerin varlığına ihtiyaç duyulacağını, ek tasfiyeyi gerektiren işlemlerin yapılabilmesi için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak gerçekleştirileceğini, tasfiye memuru atanması hukuken zorunlu olsa da tasfiye memuru secimi noktasında takdir yetkisinden bahsedilebileceğini, bu anlamda mahkemenin son tasfiye memurunu ek tasfiye sürecinde tasfiye memuru atamak mecburiyetinde olmadığını, hakimin gerçek kişiler yanında tüzel kişileri de tasfiye memuru olarak atayabileceğini, hakimin tasfiyenin sağlıklı yürütülmesi için uzman kişileri göreve atamaya dikkat etmesi gerektiğini, ancak mahkeme tarfından müvekkilinin dışında başkaca kişilerin tasfiye memuru seçilme imkanının olmasına rağmen ve bu anlamda en azından müvekkilinin işbu görevi yerine getirmek noktasında yeterli olup olmadığının değerlendirilmemesi hükmü eksik hale getirdiği, bu anlamda müvekkilinin yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin müvekkilinin işbu göreve devam edebilecek bilgi ve beceriye sahip olup olmadığını ve bu görevi tekrar yerine getirip getirmek istemediği konusunda bir araştırma yapılması gerekirken işbu yönde müvekkilinin tekrar tasfiye memuru olarak atanması kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurarak, istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde ” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen … Ltd.Şti ‘ nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 07/09/2017 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan Denizli 4.İş mahkemesinin 2019/517 Esas ve 2019/518 Esas sayılı dosyalarının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan davalar nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı tasfiye memuru vekili ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmasının zorunlu olmadığını ,son tasfiye memurunun bu işi yapabilecek yeterliliği konusunda araştırma yapılmadan seçilmesine ve davalı tasfiye memurunun yeni den atanması itiraz ederek yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep etmiş ise de davalı tasfiye memurunun dosyada bu görevden kaçınmasını haklı gösterecek herhangi bir sebep ileri sürülmemesi ve ispat edilemesi karşısında mahkemece TTK’nın 547/2 . Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece davanın kabulü ile derdest davalarahasren şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.