Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/75 E. 2021/196 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/75
KARAR NO : 2021/196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2019/66 Esas – 2020/337 Karar
DAVA : Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket hissedarı diğer davalı …’ten tüm payları devralarak şirketin tek yetkilisi haline geldiğini, hisseler senede bağlanmadığından devrin çıplak pay devri şeklinde yazılı olarak yapıldığını, işbu yazılı temlik pay defteri üzerinde yapılarak deftere kaydedildiğini, bu devrin tescili için Ticaret Siciline başvurulmuş ise de, Ticaret Sicil Müdürlüğü yasaya aykırı olarak tescil ve ilan işlemini gerçekleştirmediğini, oysa ki, devrin yasanın emredici hükmü doğrultusunda pay defteri üzerinde yazılı olarak yapılarak deftere bu şekilde kaydedildiğini, bu nedenle yapılan devirlerin geçerli olduğunu, müvekkilinin şirkette tek ve tam pay sahibi olduğunu, davalı …’in, şirket payının tamamını kendi rızası ile müvekkiline devrederek ortaklıktan ayrıldığı halde sonradan yönetim kurulu kararındaki imzaların sahte olduğunu iddia ederek İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/958 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açarak söz konusu kararların iptalini istediğini, imzaların davalıya ait olduğunu, bu durumun müvekkilin usulüne uygun olarak iktisap ettiği hisse senetlerinin hukukiliğini ve geçerliliğini etkilemeyeceğinin kabulü gerektiğini ileri sürerek şirket pay oranının doğru bir biçimde tespit edilerek, müvekkilinin davalı şirkette tek ve tam pay sahibi olduğunun tespiti ile karar özetinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili, işbu davada davacının hukuki menfaati bulunmadığını, davacının müvekkilimin bilgisi dışında davalı şirketteki hissesini devraldığını, sahte imza ile alınan genel kurul kararının iptali için davacıya karşı İstanbul Anadolu 1 As.Tic.Mahk.’nin 2018/958 Esas sayılı dosyasından açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davalı şirkete ait pay senedinin devrine ilişkin sözleşmelerin iptaline ilişkin davada, sözleşmelerin geçerli olup- olmadığı tartışılacak olup, maddi olayın tespiti için 6100 sayılı HMK’nın 106 .maddesi gereğince tespit davası açılmasında davacının hukuki menfaatinin bulunmadığı gibi, olağanüstü genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararları ile davacının şirketin yönetim kurulu başkanı ve tek temsilcisi olduğu hususlarının ticaret sicili kayıtlarında kayıtlı olduğu gerekçesiyle hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; işbu davanın açılmasındaki sebebin taraflar arasında devam etmekte olan İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/958 Esas sayılı dosyasına yol göstermek olduğunu, pay defterindeki ”devir iradesi, tarafların ıslak imzaları” hiç incelenmeden davanın reddedildiğini, davalı …’in, kötü niyetli bir şekilde hareket ederek, müvekkili tarafından düzenlenmeyen ve imzalanmayan -kimin imza attığı dahi belli olmayan- genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını ortaya atarak şirketi geri alma amacı güttüğünü, bunun engellenmesi için tespit davasının neticeye bağlanması gerekirken reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın usulden reddine karar verilmiştir. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinde; “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu düzenleme uyarınca bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için hukuki yararının bulunması zorunludur. Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının hukuki yararının bulunduğu varsayılmaz. Açılan tespit davasında hukuki yararın olup olmadığı, davanın her aşamasında re’sen gözetilir. Somut olayda, davacı tarafça, davalı …’in davalı şirketteki tüm hisselerini devralmak suretiyle davalı şirketin tek pay sahibi olduğunun tespiti ve şirket pay sahibinin ve pay oranlarının tespiti ile ticaret siciline tescili talep edilmiş olup, dava konusu hisse devrine ilişkin yönetim ve genel kurul kararlarının ticaret siciline tescil edilmiş olduğu dosya kapsamından sabit olduğu gibi, bu yönetim ve genel kurul kararların iptali istemiyle açılan İstanbul Anadolu 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/958 E. sayılı dava dosyasının halen derdest olduğu tarafların kabulündedir. Bu durumda, davada ileri sürülen iddia ve taleplerin davalı şirkete ait pay senedinin devrine ilişkin sözleşmelerin iptaline ilişkin az yukarı da adı geçen davada, tartışılacak olup, hisse devrine ilişkin işlemlerin Ticaret Sicil Müdürlüğünce reddedildiği ileri sürüldüğüne göre, husumetin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yöneltilmesi gerekirken hisseleri devreden davalı gerçek kişi ile davalı şirket aleyhine ikame edilen işbu tespit davasında hukuki yarar olmadığından ilk derece mahkemesince, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.