Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/747 E. 2021/759 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/747
KARAR NO: 2021/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2020
NUMARASI: 2020/150 Esas – 2020/223 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün 21/06/2019 tarihinden istifasını sunduğu 18/10/2019 tarihine kadar iş akdi çerçevesinde müvekili şirketin turizm departmanı bünyesinde yönetmen olarak istihdam edildiğini, davalının iş akdini feshetmeden evvel, müvekkili şirketin kendisine iş ilişkilerini yürütebilmesi adına tahsis ettiği e-posta adresi üzerinden müvekkili şirketin çalışmakta olduğu dava dışı … isimli şirkete gönderildiğini, e posta ile müvekkili şirket hakkında olumsuz intiba oluşturacak söylemlerde bulunduğunu, ekip olarak şirketten ayrıldıklarını ve kendileriyle tekrar iletişime geçerek Türkiye piyasasında da faaliyet gösteren başka bir şirket üzerinden hizmet sağlayacağını ifade ettiğini, e posta sonrası müvekkili şirketin müşterisi ile olan ticari ilişkisi zedelendiğini ve sonuç olarak maddi zarar gördüğünü, davalı ile arasındaki mevcut iş akdini düzenleyen sözleşmenin 5.1. Maddesi uyarınca rekabet yasağına yer verildiğini bu kapsamda sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl süre içeriside rakip olan herhangi bir kişi şirket veya kuruluş için hiçbir surette ve hangi sıfatla olursa olsun hizmet verilmeyeceği, böyle bir kişi şirket veya kuruluşa çalışmak için başvurulmayacağı ve çalışanın kendi adına böyle bir iş yürütülemeyeceği veya böyle bir işle ilgilenilmeyeceği hususu taraflarca yazılı olarak kararlaştırılmıştır. Davalının içeriğini kendisinin oluşturduğu profesyonel sosyal medya hesabında ise davalının müvekkili şirkette yürütmüş olduğu çalışmalar ile aynı konuda faaliyet gösteren ve bir dönem müvekkil şirket bünyesinde birlikte çalıştığı … ile dava dışı … isimli şirkette çalıştığı tespit edildiğini, söz konusu hususun tek başına d avalının yukarı atıfta bulunulan e-posta doğrultusunda planlı bir şekilde rekabet yasağını ihlal ettiğini, açıklanan nedenlerle tarafların kabulünde olan iş sözleşmesinin gizlilik ve rekabet etmeme yükümlülüklerinin ihlali halinde işçinin işveren cezai şart ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle müvekkili adına davalıdan cezai şart olarak 92.949,30 TL nin tahsil edilmesini, arabuluculuk sürecinin sona erme tarihi olan 28/04/2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini mahkememizden talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının 21/06/2019 tarihinden istifasını sunduğu 18/10/2019 tarihine kadar davacı şirkette Turizm departmanı bünyesinde yönetmen olarak çalıştığı, davalının imzalamış olduğu belirli süreli iş sözleşmesinin 5. Ve 6. Maddelerinde haksız rekabet etmeme yasağının ve cezai şartın düzenlendiği, davacı tarafça davalının dava dışı … isimli şirkette çalışmaya başladığının öğrenildiğini iddia ettiği, bu nedenle davalı tarafça imzalanan iş sözleşmesi uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalı işçinden tahsilinin talep edildiği, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. Bölümünde yer alan 444. Ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; Yerel Mahkemenin davanın görev alanına girmediği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verdiğini, tarafların sıfatlarına ve işin ticari işletmeyle ilgili olup olmadığı ekseninde bir değerlendirme yapmaya gerek duyulmaksızın davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiğini, Yerel Mahkemenin bu husustaki değerlendirmeleri açıkça hukuka aykırı olduğunu, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu sabit olan huzurdaki davanın, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi kapsamında olduğunun kabulüyle, Yerel Mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davaya bakmakla görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamış, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 14.05.2019 tarihinde açılmış olmasına ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre davaya bakma görevi İş Mahkemelerine ait bulunmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/06/2021