Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/694 E. 2021/579 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/694
KARAR NO: 2021/579
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2020
NUMARASI: 2020/785 Esas – 2020/795 Karar
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin aile şirketi olarak kurulan … Ltd.Şti ortaklarından olduğu, davalıların murisi …’in 2003 yılından itibaren tek başına müdürlük görevini üstlendiği, görevini özenle yerine getirmemesi nedeniyle ortaklar arasında çıkan uyuşmazlık sonucu Bakırköy 1. ATM’nin 2008-787 E. 2013/280 K sayılı 01/07/2013 tarihli kararıyla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalıların murisinin görevini ifa ederken şirkete ait stokları, makineleri ve demirbaşları elden çıkardığı şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle belirsiz alacak davası olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsili ile şirkete ödenmeni karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, davanın zamanaşımına uğradığı, genel kurul kararı alınmadığı ve davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin bir bilgi veya belge olmadığı, davacı tarafından davanın arabuluculuğa tabi olmadığının beyan edildiği, davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle arabuluculuk dava şartının yerine getirilmeden dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, şirket müdürünün kusurlu eyleminden doğan tazminat davası olduğu, davanın ticari niteliğinin bulunmadığı bu nedenle arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı davanın bu nedenle reddedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK 355. Maddesi gereğince, istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. 6325 sayılı HUAK’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Somut olayda davacının talebi, davalıların murisi şirket müdürünün kusurlu eylem ve işlemleri nedeniyle şirket zararının tazmini istemine ilişkin sorumluluk davasıdır. Limited şirket müdürünün sorumluluğu TTK’da düzenlendiğinden,bu hükümlere göre açılan dava da TTK 4.maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK’nın 5/A maddesinde, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüştür. O halde, dava öncesi arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmemiş olmasına göre ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.