Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/646 E. 2021/575 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/646
KARAR NO: 2021/575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2020/288 Esas – 2020/778 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan …’ın diğer davalı şirketin münferit yetkilisi temsilcisi olmadığı halde tek yetkilisiymiş gibi hareket ederek taraflar arasında 03/04/2018 ve 13/04/2018 tarihli iki ayrı Makine Alım Satım Sözleşmesinin imzalandığı, davalı şirketin de bu durumu bilmesine rağmen kusurlu olarak yetkisiz işlem yapılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğramasına neden olduklarını belirterek uğranılan müspet ve menfi zararların tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminat ve sözleşmelerden kaynaklanan cayma bedeli ve cezai şart alacağından da şimdilik 1. 000,00 Euro ‘nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen sözleşmelerin müvekkili şirketi bağlamadığı zira şirketin çift imza ile temsil edilip, diğer davalının münferit imza yetkisinin bulunmadığı, buna göre sözleşmedeki yetki şartının da geçerli olmadığını belirterek davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın müvekkilinin yerleşim yeri olan Ankara/Sincan Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı cevap dilekçesiyle; davacının dayandığı sözleşmeleri şahsı adına değil, davalı şirket adına taslak sözleşme olarak imzaladığı ve davacı tarafından, şirketin münferit temsil yetkisinin olmadığının bilindiği gibi iddialarının gerçeği yansıtmadığı, yerleşim yerinin Sincan olması nedeniyle davanın öncelikle yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili Ankara/ Sincan Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yetki sözleşmesinin yazılı olmasının geçerlilik koşulu olduğu, davalı şirketin çift imza ile temsil edilip, davacının dayandığı sözleşmelerde davalı şirketi temsilen sadece diğer davalının imzasının bulunup, diğer yetkilinin imzasının bulunmadığının tarafların kabulünde olması nedeniyle ortada geçerli bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, bu durumda genel yetkili mahkeme olan davalıların ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle süresinde ileri sürülen yetki itirazının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili Ankara asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava konusu sözleşmelerin davalı … bakımından geçerli ve bağlayıcı olduğu, yetkisiz temsilci olarak imzaladığı sözleşmenin kurulduğu, şirketin tek yetkilisi olduğu konusunda müvekkilinde güven uyandırdığı, davalı şirketin yetkisiz temsilci olduğunu bildiği halde kasten … ile birlikte hareket ederek müvekkilini yanılttığı, bu nedenle sözleşmenin ve sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu, aksinin kabulünün TMK 2.maddesine aykırılık teşkil edeceği, Davalı şirket bakımından geçerli olmadığı kabul edilse bile diğer davalı yönünden geçerli olduğu bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu, Sözleşmelerin geçerliliği hususunda sadece davalıların beyanlarına göre hüküm kurulduğu, esasen sözleşmelere göre işlem yapıldığı ve ödeme aşamasına gelindiğinde borçtan kurtulmak için tek imzalı sözleşmenin geçerli olmayacağının ileri sürüldüğü, taraflar arasındaki sözleşmelere göre davalıların müteselsil sorumluğunun bulunduğu, sözleşmeye göre işlem yapıldığına göre artık geçersiz olduğundan söz edilemeyeceğini, davalılar tarafından müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, müspet ve menfi zararın tazmini ile sözleşmeden kaynaklanan cayma parası ile cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılar tarafından süresi içerisinde ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunmuşlardır. 6100 sayılı HMK 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Aynı yasanın 18/2 maddesi uyarınca, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. Bu düzenlemelere göre, yetki sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlilik koşuludur. Yazılı olarak yapılmayan veya yazılı olarak yapılmış olmakla birlikte tarafların imzasını taşımayan yahut mevcut imzaların taraflar bakımından bağlayıcı olmaması durumunda usulüne uygun, geçerli yetki sözleşmesinin bulunduğundan bahsedilemez. Davacının dayandığı sözleşmelerde ihtilaf halinde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince de isabetli olarak belirtildiği üzere sözleşmede taraf olan davalı şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edilmesine rağmen sadece şirket temsilcilerinden davalı …’ın imzasının bulunmasına göre, sözleşmedeki yetki şartının davalı şirket bakımından geçerli olmadığı, diğer davalı …’ın imzası bulunmakla birlikte adı geçen davalının da sözleşmeye şahsen taraf olmaması ve imzasının da davalı şirket adı ve kaşesi üzerinde bulunması nedeniyle yetki şartının bu davalı yönünden de geçerli olmadığının kabul edilerek yetkili mahkemenin HMK 6.maddesine uyarınca belirlenip, süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürülen yetki itirazının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte dosyanın, davalı şirketin kurulu olduğu adresin bağlı bulunduğu ve davalı vekilinin yetki itirazında yetkili olduğunu bildirdiği Ankara/Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yetki yönünden usulden reddine ve dosyanın yetkili Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının, HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yetki yönünden USULDEN REDDİNE, 3-HMK. 20.maddesi gereğince Dairemiz gerekçeli kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesinden, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, 4-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca harç,vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemece dava dosyası üzerinden karara bağlanmasına, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL peşin istinaf karar harcının hazineye irad kaydına, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğ işlemleri tamamlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.