Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/642 E. 2021/570 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/642
KARAR NO: 2021/570
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2020
NUMARASI: 2019/210 Esas – 2020/722 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasındaki yetkili acenta sözleşmesi yürürlükte iken sözleşmenin davalı tarafından 04/03/2013 tarihinde feshedildiğini, feshin haksız olduğunu, yasanın belirlediği 3 aylık süreye uyulmadığını, müvekkilinin bu fesihten dolayı zarar gördüğünü, TTK md 121 ve 122’ye göre tazminat talep hakları bulunduğunu ileri sürerek şimdilik uğradığı zararın 10.000,00TL’lik kısmının fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı ile aralarında acentalık sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin 2013 yılında feshedilmiş olduğunu, feshe bağlı tazminat türü olan denkleştirme tazminatı isteminin TTK md 122 kapsamında 1 yıllık zamanaşımına uğradığını, davacının denkleştirme tazminatı talep hakkı ve koşulları bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan duruşmada, taraflara tebliğ edilen ön inceleme celsesi iki kez tarafların mazeret bildirmesi, bir kez de pandemi sürecinde HSK kararıyla ertelenmiş olduğu, 16/10/2020 tarihli dördüncü celsede yine tarafların mazeret dilekçesi vermesi üzerine ön inceleme duruşmasının yapılamadığı, bu celsede gelecek celse mazeretlerin kabul edilmeyeceği ve taraf yokluğuna dair hükümlerin uygulanacağı ihtar edilerek taraflara tebligat yapıldığı, takip eden 09/11/2020 tarihli celsede davacı tarafın katılmaması ve duruşmaya katılan davalı tarafın takip etmediğini beyan etmesi üzerine dosya işlemden kaldırıldığı, yasal sürede yenileme üzerine yapılan 30/12/2020 tarihli beşinci celsede davacı vekilince covit nedeniyle katılamayacağına dair belgesiz mazeret bildirilmesi üzerine, duruşmaya katılan davalı vekilinin mazereti kabul etmediği, daha önce ihtar yapılmış olduğu da gözetilerek davacı vekilinin mazereti reddedilmiş ve davalı vekilinin davayı takip etmediğini beyan etmesi üzerine dosya HMK md 150 uyarınca ikinci kez işlemden kaldırılmış olup, basit yargılama usulüne tabi davanın yenileme sonrası tekrar takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, HMK md 320/4 uyarınca ikinci kez takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacının istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin 31.12.2020 tarihli duruşmasının bir gün öncesinde Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/957 E. sayılı dosyasının duruşmasının olduğunu, akabinde Antalya’dan İstanbul’a ulaşmanın sokağa çıkma yasağının bulunduğu saatlere denk gelmesi nedeniyle duruşmaya katılmak mümkün olmadığını, İstanbul’dan avukat Mesude Yalçın’ın yetkilendirildiğini ancak rahatsızlandığını bildirmesi üzerine, duruşma günü öncesinde gece geç saatlerde mazeret dilekçesi gönderildiğini, mazeretin haklı nedenlere dayandığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinin müvekkil tarafından haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak acente tarafından açılan denkleştirme (portföy) tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyasının yapılan incelemesinde; 11/10/2019 ve 28/02/2020 tarihli ön inceleme duruşmasına, davacı vekilinin mazeret sunması, 10/04/2020 tarihli duruşmanın ise, Covid salgını kapsamında alınan tedbirler üzerine, 16/10/2020 tarihine talik edildiği, bu tarihteki duruşmaya da taraf vekilllerinin mazeret gönderildiği, mazeretlerinin son kez kabul edilerek gelecek celse mazeretlerin kabul edilmeyeceğinin ihtar edilerek taraflar vekillerine tebligat yapıldığı, 09/11/2020 tarihli celsede takip edilmeyen dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacı vekili tarafından yenilen dosyanın duruşma tarihinin 31.12.2020 saat:10.00 olarak belirlendiği, davacı vekilince, covit nedeniyle alınan tedbirler çerçevesinde duruşmaya katılamayacağına dair belgesiz mazeret bildirilmesi üzerine, duruşmaya katılan davalı vekilinin mazereti kabul etmemesi üzerine basit yargılama usulüne tabi davanın ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı asil adına sunulan vekaletnamede, Av. … ve Av. …’ın vekil olarak yetkilendirilmiş olduğu, adı geçen vekillerin hiçbirinin önceki duruşmalara katılmadığı, sürekli mazeret gönderdikleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin mazeretinin reddi ile HMK’nın 150/6. maddesine göre işlem yapılarak dosyanın takipsiz olduğu gerekçesiyle açılmamış sayılma kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.