Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2021/505 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/598
KARAR NO : 2021/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2020
NUMARASI: 2020/431 D.iş – 2020/425 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz isteyen banka vekili, müvekkilinin lehtarı olduğu 03.09.2018 tanzim ve 02.09.2019 vadeli, 60.000,00 USD tutarlı bonoya dayalı olarak borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlu hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkilinin adresinin … / Antalya olduğunu, kararın yetkisiz mahkemede verildiğini, ayrıca senet metninde özel yetkili mahkemenin Elazığ Mahkemeleri olarak yer aldığını, söz konusu senedin teminat amacı ile alacaklıya verildiğini, ancak tarafların ortaklıkları sona erdiğinde senedi ve vadesi geçen çekleri iade edeceğini belirtmesine rağmen kötü niyetli ve haksız kazanç elde etme gayreti ile davaya konu senedi iade etmeyerek haciz işlemi uyguladığını, müvekkilinin mal kaçırma ihtimali bulunmadığından belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İTİRAZA CEVAP :Karşı taraf alacaklı vekili, ihtiyati haciz talep etme konusunda alacaklının seçimlik hakkı olduğunu ve bonoda yazılı adreste de talepte bulunabileceğini, tarafların tanzim tarihi itibariyle tacir sıfatına haiz olduğunun ileri sürülmediğinden HMK m. 17 anlamında münhasır yetkiden de sözedilemeyeceğini, senet üzerinde teminat senedi olduğunu gösterir bir ibare bulunmadığını belirterek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, ihtiyati hacze konu bonoda ihtilaf vukuunda Elazığ mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği, oysa, bono borçlusu ve alacaklısının gerçek kişi oldukları, tacir olduklarının iddia edilmediği, HMK m.6-10, TTK m. 777/3. ve İİK m.54/1. gereğince, mahkemenin yetkisine itirazın yerinde olmadığı, teminat iddiasının borçtan kurtulma, menfi tespit davasında incelenebileceği, İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun mernis adresinin senedin keşide edildiği tarih ve ihtiyati haciz kararı tarihi ve takip tarihinde, ”… /2 Muratpaşa/Antalya” olduğu, alacaklı tarafça, müvekkillin yetkilisi olduğu … . Şti. ‘nin adresinin beyan edildiği ifade edilmişse de mahkeme bu konuyu incelemeden karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.
Talebe konu 03.09.2018 düzenleme tarihli, 02.09.2019 vadeli, 60.000,00 Usd tutarlı bononun keşidecisi .., lehtarı … olduğu, “ihtilaf vukuunda Elazığ Mahkemelerinin selahiyetinin” kabul edildiği, talep tarihi itibariyle bononun vadesinin geçmiş olduğu, bonoda düzenleme ve ödeme yerinin Maltepe/İstanbul olarak yazıldığı anlaşılmaktadır. İİK 258. Maddesi ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkemede karar verileceği, İİK50. Maddesi ise yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve düzenleme yerinde talepte bulunabilir.Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. Maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Bu açıklamalara göre, bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve düzenleme yerinde talepte bulunabilir Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci ile alacaklının tacir olduğu ileri sürülmediğinden bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerinde olduğundan istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.