Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/580 E. 2021/662 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/580
KARAR NO: 2021/662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2020
NUMARASI: 2020/453 Esas – 2020/297 Karar
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin mirasbırakanı … adına kayıtlı; İstanbul ili, Şişli ilçesi, … Mah, … ada … parselde kayıtlı zemin kat 4 nolu mesken ile dava dışı … adına kayıtlı aynı yer 3 nolu mesken üzerinde, dava dışı … Ltd. Şti’nin davalı … Makinadan almış olduğu ve ileride alacağı bilcümle emtia dolayısıyla doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 26/06/2006 tarih ve 6342 yevmiye numarası ile birinci dereceden 360.000 TL bedelli müşterek ipotek tesis edildiği, Müvekkilinin … ile herhangi bir ilişkisi olmadığından borcun ödenip ödenmediği hakkında bilgisi olmadığını, zaman içerisinde borç ödenmediğinden ipoteğin kaldırılmadığını, davalı firma tarafından 2020 yılı Şubat ayı başlarında müvekkilleri aranarak ipotek borcunun ödenmemesi halinde yasal işlemlere başvurulacağının belirtildiğini, aynı şekilde müşterek ipoteğe konu (3) nolu taşınmaz maliki …’unda arandığını ve … tarafından ödemede bulunulduğunu, bunun üzerine de (3) nolu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edildiğinin öğrenildiğini, dava değeri bakiye limit ipotek bedeli kadar olacağından, … tarafından davalı firmaya ne miktar ödemede bulunulduğu bilinemediğinden dava değeri şimdilik 10.000 TL olarak gösterildiğini, Tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede ipotek tesis tarihi itibariyle müvekkillerinin mirasbırakanı … adına kayıtlı dava konusu (4) nolu taşınmaz ile aynı yerde bulunan (3) nolu taşınmaz üzerine; Dava dışı … firmasının davalı … Makine ile olan ticari ilişkisinden dolayı doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiğini, İpotek verenler … ile …’un davalı … Makina ile direkt bir ticari ilişkilerinin olmadığını, İpotek veren …’ın davalı şirkete karşı, dava dışı Bileşim İnşaatın borçlarından dolayı herhangi bir müteselsil sorumluluğunun olmadığını, ipoteğin müşterek ipotek olarak tesis edildiğinin görüldüğünü, kaldırılması talep olunan ipotek … adına kayıtlı (4) nolu taşınmaz ile … adına kayıtlı (3) nolu taşınmaz üzerinde müştereken tesis edildiğini, …’ın ipotek konusu borçtan müteselsil sorumluluğu bulunmadığını, İpotek tesis anında dahi …’ın davalı … Makina ile direkt bir ticari ilişkisinin olmadığını ipotek akit tablosunda ifade edildiğini, mesken niteliğindeki taşınmaz üzerine ipotek tesis edilirken …’ın eşi …’ın muvafakatinin alınmadığını, eşlerden birinin açık muvafakati olmadıkça aile konutu üzerine ipotek tesis edilemeyeceğini, müvekkillerinin miras bırakanı … adına kayıtlı olduğu dönemde tesis edilen müşterek ipoteğin, kanunun aradığı şartlara uygun olmaması sebebiyle geçersiz olduğu ve bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, müvekkilleri adına kayıtlı; İstanbul ili, Şişli İlçesi, … Mah, … ada … parselde kayıtlı zemin kat … nolu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerine, müvekkillerinin miras bırakanı … adına kayıtlı olduğu dönemde davalı lehine tesis olunan 26/06/2006 tarih ve … yevmiye ve 1.dereceden 360.000 TL bedelli müşterek ipoteğin terkin edilmesine, ihtarname masrafı 200,96 TL ‘nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Dava dilekçesi tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Somut uyuşmazlıkta talep; davacıların miras bırakanı adına kayıtlı iken, dava dışı … Ltd. Şti’nin davalı … Makinadan almış olduğu ve ileride alacağı bilcümle emtia dolayısıyla doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen müşterek ipoteğin yolsuz/geçersiz olduğundan bahisle ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. Dolayısıyla davacılar ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunmadığı gibi davacıların murisi ile davalı arasında da ticari bir ilişki bulunmadığı, davacıların tacir sıfatıyla dava açmadıkları, davacıların taşınmazın maliki sıfatıyla dava açtıkları anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Somut olayda davalı taşınmaz maliki sıfatıyla dava açmış olup, tacir olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Davacılar davada tacir olmadığı gibi dava, mutlak ticari davalardan da değildir. Taraflar arasındaki dava, ticari ilişkiden değil, davacıların murisi tarafından dava dışı şirketle davalı arasındaki borç alacak ilişkisine karşı teminat olarak tesis edilen ipoteğin yolsuz/geçersiz olduğu iddiasıyla kaldırılması talebine ilişkindir. Geçersiz/yolsuz tescil sebebine dayalı olarak taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması hususu 4721 sayılı TMK’da düzenlenmiş olup, olaya TTK hükümleri değil TMK hükümleri uygulanacaktır. Dolayısıyla davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gereklidir. Açıklanan tüm bu nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya içersinde yer alan ipotek akit tablosundan görüleceği üzere dava konusu fekki talep edilen ipoteğin; borçtan şahsen sorumlu olmayan, lehine ipotek verilen şirket (… İnşaat) ile ipotek alacaklısı şirket (davalı … Makine) arasındaki temel hukuki ilişkiden bağımsız üçüncü kişi tarafından verilen ipotek olduğunu, iki şirket arasında ticari bir ilişki ve faaliyetin bulunduğunun açık olduğunu, üçüncü şahıs tarafından verilen ipoteğin fekki davalarında görevli Mahkeme tayin edilirken, ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin niteliğine göre hareket edilmesi gerektiğini, aradaki temel ilişkinin ticari nitelikte olması halinde görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olacağını, TTK nun 5 inci maddesinin açık hükmü gereği ticari iş niteliğindeki hukuki ilişkiden kaynaklanan borcun teminatı olarak müvekkillerinin mirasbırakanı tarafından verilen ipoteğin terkini amacıyla, külli halef sıfatını haiz mirasçılar tarafından açılan davada (-ki külli halef olanların lehine halef olduğu şahsın ileri sürebileceği defi ve itirazları da karşı yana ileri sürebileceğinin açık olduğu dikkate alındığında) görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti. ile yapılan bayilik sözleşmesi gereğince teminat verilmesi gerektiğini, davacıların miras bırakanının müteselsil kefil sıfatıyla dava dışı … Ltd. Şti. için kendi taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiğini, davacının teminat kapsamında 180.000,00 TL borca ilişkin müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğu bulunduğunu, borcun davacıların murisine düşen kısmının ödenmediğini, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığından ve konutun aile konutu olduğu ipotek tesis edilirken tarafına bildirilmediğinden müvekkili şirketin, ”Tapu Siciline Güven” ilkesinden istifade etmesi gerektiğini beyanla, hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, aynı borç için birden fazla ipotek tesis edilmekle birlikte ipotek borçluları arasında müteselsil sorumluluk ilişkisi bulunmadığı ve aile konutu olan taşınmaza ilişkin eş rızasının alınmadığından geçersiz olduğu iddia edilen ipoteğin terkini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme noktasındadır. Şişli 1. Bölge Tapu Müdürlüğü’nün 26/06/2006 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile, davacıların murisi … adına kayıtlı olan İstanbul ili, Şişli ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel, zemin kat … bağımsız bölüm nolu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerine, … Ltd. Şti’nin doğmuş ve doğacak borçları için davalı … A.Ş. Lehine fbk birinci dereceden 360.000 TL bedelli ipotek tesis edilmiştir. Davalı tarafça istinafa cevap dilekçesinde, dava dışı … Ltd. Şti. ile yapılan bayilik sözleşmesi gereğince davacıların murisinin kendi taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiğini beyan etmiştir. Ancak davacı taraf, ipoteğin Türk Medeni Kanunu’nun 855. Maddesinde düzenlenen birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi için gereken koşulların bulunmadığı ve TMK’nın 194/1. Maddesi uyarınca aile konutunun eş rızası olmadan ipoteğe konu edilemeyeceği iddiaları ile ipoteğin yolsuz ve geçersiz olduğunu ileri sürmektedir. Buna göre uyuşmazlığın çözümüne, davalı … ile lehine ipotek verilen … Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin bir etkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlık doğrudan ipotek borçlusu ile ipotek alacaklısı arasındaki hukuki ilişkiye göre, ipoteğin geçerlilik şartları çerçevesinde çözümlenecektir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynaklandığı 26/06/2006 tarihli ipotek akdinin davacıların murisinin ticari işletmesi ile ilgili olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi taraflarında bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır. Davalı ise bir ticaret şirketi olup uyuşmazlık davalının ticari işletmesi ile ilgili bulunmaktadır. Asliye ticaret Mahkemesinin görevinin tayininde uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türü ve ticari iş karinesi etkili değildir. Zira Türk Ticaret Kanunu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar). Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra eldeki davada TTK’nın 4/1. maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tesis edilen ipoteğin geçerli olup olmadığına ilişkin olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 2. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevli ise de davacı tarafın terditli isteğinden biri de Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine dayanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi gereğince, Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (md.118/-394) kaynaklanan dava ve işlerde aile mahkemeleri, kurulmayan yerlerde ise bu sıfatla asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bu sebeple dava, aile mahkemesinin görevine girmektedir(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2012 Tarih ve 2011/9873-2012/5847 E-K sayılı Kararı). Davaya konu taleplerden birisi özel mahkemenin görevine girdiğinde uyuşmazlığın tamamı bakımından da özel mahkeme görevlidir. Bu halde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde aile mahkemesi görevlidir. Mahkemece görevli mahkemenin tayininde hataya düşülmüş olup, karar bu yönden yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun HMK’nın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Buna göre HMK’nın 355. Maddesi uyarınca yalnızca kamu düzenine aykırılık sebebi ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, istinaf başvurusunun kabulü ile asliye hukuk mahkemesine verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dairemizce aile mahkemesine görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli İstanbul Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353(1)a-3 uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, 1- Kararı veren mahkemenin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2- HMK’nın 20. Maddesi uyarınca, taraflardan birinin, görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Aile Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile İHTARINA, 3-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca harç ve istinaf aşaması dahil yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama harç ve giderlerinin davanın açıldığı mahkemece karara bağlanmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara resen tebliğine, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde kendisine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)c. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2021