Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/550 E. 2021/640 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/550
KARAR NO: 2021/640
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2017/700 Esas – 2020/580 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından dava dışı … Ltd. Şti lehine Ticari kredi hesabı, Spot Kredi ve çek hesaplarından çek karnemeleri kullandırıldığını, müvekkillerinin murisi müteveffa …in müşterek ve müteselsil kefil ile borçtan sorumlu tutularak, bu borçla ilgili olarak davalı bankanın müvekkillerine ihtarname keşide ettiğini, ancak müvekkillerin murisi müteveffa …’in vermiş olduğu kefaletin eş muvafakatı olmadığından geçersiz olduğunu, bu nedenle davalı bankaca gönderilen ihtarnamede belirtilen ipoteklerinde geçersiz olduğunu, geçersiz kefalet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini ayrıca müteveffa …in vefaatından sonra ödeme emrinin gönderilerek usulsüz şekilde kesinleştirilen ve satış aşamasında olduğunu müvekkillerine yapılan tebligat ile haberdar oldukları İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına tedbir konularak satış işlemlerinin dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini Müteveffa …’in vermiş olduğu kefaletin müvekkil eşin yazılı rızası olmaksızın verildiğinden kefaletin geçersizliğine, davalı banka tarafından gönderilen ihtarname içereğinde belirtilen ipoteklerin, kefaletin geçersiz olması nedeni ile ve ipotek verilirken eşin rızasının alınmaması sebebiyle usulsüz ipoteğin terkinine, davacıların kefaletin geçersiz olması sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutara davanın kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu … Ltd Şti lehine yine dava dışı .. ve …’ün müşterek ve müteselsil kefaletleriyle genel kredi ve teminat sözleşmesi akdedildiğini, davacıların murisinin Küçükçekmece Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 24/06/2015 tarih ve … yevmiye nolu resmi senet ile dava dışı kredi borçlusu şirket lehine açılmış ve açılacak her türlü krediler ile diğer bankacılık işlemlerine istinaden müvekkili banka nezdinde doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 680.000,00TL kadar olan kısmı ile bu meblağa ilaveten ve ayrıca bu borçlarla ilgili olarak taahhütnamelerde belirtilen akdi faizler ile temerrüt faizlerinin ve bunların gider vergilerini komisyon ile kredi sözleşmelerinden doğan her türlü masrafları , icra takip ve yargılama giderleri %10 avukatlık ücretini ve bunun gider vergisinin tahsilini teminen tapunun İstanbul İli Küçükçekmece İlçesi, … Mah, … Ada, … Parsel, … Parselde … parselde … nolu bağımsız bölümlerde kayıtlı taşınmazların müvekkil bankaya teminat olarak ipotek etmeyi kabul ettiğini, akabinde müvekkili banka tarafından kredi borçlusu dava dışı şirkete kullandırılan kredi hesabının 30/11/2016 tarihinde kat edildiğini, borçlulara Kadıköy …Noterliğinin 30/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi gönderdiklerini, buna rağmen dava dışı şirketin borçlarını ödemediğinden iş bu borcun aynı teminat olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçileceğinden müvekkili banka tarafından ipotek borçlusu …’in mirasçılarına ihtarname gönderdiğini, müvekkili banka ile davacıların murisi arasında imzalanmış bir kefalet sözleşmesi olmadığını, müteveffanın dava konusu ipotek akit tablosunu da kefil sıfatıyla imzalamadığını, davacıların murisinin davacıların dava dilekçesinde belirtiği gibi müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile herhangi bir borçtan sorumlu tutulmadığını, davacıların murisi …’in huzurdaki davanın konusu olan ipotek akit tablosuna göre başkasının borcuna aynı teminat veren üçüncü şahıs durumunda olduğunu, bizzat borçlu olmayan üçüncü şahıs ipotek borçlusunun sorumluğunun , borçlunun borcunu ödememesi halinde ipotekli taşınmazın yahut taşınmaz payının icraya satılmasına ve satış bedelinden ipotek tutarınca borcun ödenmesine katlanmaktan ibaret olduğunu, ipotek borçlusunun vefatı halinde teminat ipotekli taşınmazları kayden mirasçılara geçmiş durumda sorumluluk ve güvencede bir değişiklik meydana gelmeyeceğini, ayrıca dava ve ipotek konusu taşınmazların cins olarak iş yeri vasfında olduğundan aile konutu olma ihtimalleri dahi olmadığını, bu nedenle ipotek tesis edilirken eş muvafakati aranmasına gerek duyulmadığını, iş yeri vasfında olan bir taşınmazla ilgili bir borca karşılık ayni teminat olarak gösterilmek üzere kefalet sözleşmesi yapılmaksızın ipotek tesis edilmesi için yasa gereği eş muvafakati aranmadığını beyan ederek davacıların davasının reddine, tedbir taleplerinin reddine, davacıların dava ve tedbir talebi nedeni ile müvekkilinin uğraşacağı zararlara karşılık alacağın %20’sinden aşığı olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Davacıların murisi …’in banka ile akdettiği kefalet sözleşmesi niteliğini arz eden bir belgeye rastlanmadığından … ile banka arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunmadığı, aralarındaki hukuki ilişkinin dava dışı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle kurulan ipotek ilişkisi olduğu kabul edilmiştir. Davacıların murisi, dava dışı şirketin doğmuş doğacak borçlarının teminatı olarak maliki olduğu yukarıda belirtilen taşınmazları, davalı banka lehine ipotek vermiştir. Davacılar murisinin borçlu-müteselsil kefil sıfatı olmayıp ipotek veren 3. kişi konumundadır. Tapu kaydından da anlaşıldığı üzere ipotek verilen taşınmazlar iş yeri niteliğindedir.Taşınmazlar aile konutu niteliğinde olmadığından, TBK’nın 603. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından ipotek geçerli bir şekilde tesis edilmiştir. (Benzer şekilde 11 HD 2020/2398 – 2020/4046 ) Mahkememizin 2019/128 esas sayılı dosyasında bankanın, …’den 355.966,08 TL asıl alacak, 18.866,20 TL işlemiş faiz, 943,31 TL BSMV, 694,70 TL masraf olmak üzere toplam 376.470,29 TL alacaklı olduğuna hükmedilmiştir. Davacıların borçlarının bulunmadığına ilişkin talepleri yerinde görülmeyerek davanın reddine, davacı tarafın kötü niyeti kanıtlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve davalı lehine 3.400,00 TL vekalet ücreti takdir edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece Mahkemesi kararının yalnız vekalet ücretine ilişkin hükmü bakımından hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, konusu para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda vekalet ücretinin, uyuşmazlık konusu üzerinden tarifeye göre nispi olarak belirlenmesi gerektiğini, dava konusu menfi tespit olup para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan ve mahkemece işin esasına girilerek bu şekilde hüküm kurulmuş olduğundan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken ilk derece mahkemesi tarafından maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararının nispi değil de maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması bakımından hukuka, yasaya ve usule aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın nispi değil de maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması bakımından kaldırılması ve talep doğrultusunda dava konusu üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kefalet sözleşmesinin ve ipoteğin geçerli olmadığı iddiası ile hesap kat ihtarına konu edilen alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, redle sonuçlanan davada nispi oranda vekalet ücreti takdiri gerekip, gerekmediği noktasındadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 326/1. Maddesinde, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, düzenlenmiştir. HMK’nın 323/1-ğ maddesinde ise, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti, yargılama giderlerinden sayılmıştır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesine göre konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla nispi olarak belirlenir. Ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 169. Maddesine göre; yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz. Dava ipotek sözleşmesinden kaynaklanan para borcuna ilişkin olduğuna göre, redle sonuçlanan davada Mahkemece red sebebine göre davalı lehine Tarife hükümlerine göre nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece para ile ölçülebilen eldeki davada maktu vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle nispi tarifeye göre vekalet ücreti takdir edilmek üzere davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE 2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 3-Davacı tarafından yatırılan 6.365,41.TL peşin harçtan 54,40.TL.karar ve ilam harcının mahsubu ile 6.311,01.TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine, 4-Davalı vekili lehine 34.541,53 TL. vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 5-Davalı tarafça yatırılan 4,60.TL.harcın davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine; 6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL, posta ve tebligat gideri 31,50 TL olmak üzere toplam 193,60 TL yargılama masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 9-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021