Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/542 E. 2021/615 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/542
KARAR NO: 2021/615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2019/433 Esas – 2020/287 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı şirket aleyhine faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibinin davalının yetkiye ve borca itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacı tarafça, sözleşme ilişkisine dayanak davalının talimatı ile yerine getirilen taşıma işine ilişkin fatura örneklerini dosyaya sunmuş ise de, söz konusu faturalar incelendiğinde davacı ve davalı isimlerini içermediği gibi davalının açıkça bir talimatının da yer almadığı görülmüş olup, bu itibar ile davacı, mevcut delil durumuna göre taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ispat edemediği, bu nedenle HMK 6. maddesi gereğince yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğu, bu itibarla yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya alacağa dayanak fatura ve sevk irsaliyelerinin sunulduğunu, teslim belgelerinde, alt taşıma işi yapan davalı şoförünün imzası, araç plaka ve ürün bilgilerinin yer aldığını, müvekkili firmanın müşterinin ürünlerini davalıya taşıttığından dolayı, bu belgelerde fiili taşıyıcı olan davalı şoförün ve müşteri depo sevk elemanlarının imzalarının olduğunu, bu belgelerin davalının, müşteriden teslim aldığı ancak sevkiyat adresine teslim etmediği ürünlerin ve değerlerinin tespiti için sunulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya taşıma hizmeti verdiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının olduğunu iddia etmiş, davalı, davaya cevap vermemiş, icra takibine itirazında, ikametgahının bulunduğu yer Adana İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 50/1. Maddesine göre, Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. Maddesinde ise, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olarak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra HMK’nın 10. maddesine göre de, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında sözleşmenin ifa edileceği yer belirlenmemişse, ifa yerinin 6098 sayılı TBK’nın 89. Maddesine göre belirleneceği izahtan varestedir. Dosya içerisindeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, akdi ilişkinin olmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir. O halde sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK’nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Tüm bu açıklanan nedenlerle, mahkemece davalının yetki itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir(Yargıtay 19. HD’nin 20/09/2017 tarih ve 2016/11255 – 2017/6086 E-K). Bu sebeple mahkemece davacının delilleri değerlendirilmeksizin akdi ilişkinin inkar edildiğinden takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca Kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.