Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/54 E. 2021/1589 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/54
KARAR NO: 2021/1589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
NCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI: 2015/538 Esas-2018/215 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 30/10/2008 tarihinde Yetkili Servis Sözleşmesi ile müvekkilinin, davalının yetkili servisi olarak hizmet verdiği, davalı müşterilerinin satın aldıkları kombilere belli bir ücret karşılığında garanti süresinin uzatılması için davalı tarafından müvekkiline Ek Garanti Paketi sözleşmelerinin gönderildiği ve bu sözleşmelerin ücretinin de müvekkilinin cari hesabından peşin olarak tahsil edildiği, ek garanti paketi sözleşmelerinin alımını reddetme imkanı bulunmadığı, hali hazır durumda davalı ile yeni bir sözleşme ihdas edilmemiş olup, müvekkilinin davalının yetkili servisi olarak da çalışmadığı ancak elinde 39 adet 3 yıllık beheri 330,51 TL’den toplam 12.889,89 TL, 3 adet 2 yıllık beheri 241,51 TL’den toplam 724,53 TL ve 2 adet 1 yıllık beheri 152,54 TL’den toplam 305,08 TL olmak üzere 44 adet 13.919,49 TL değerinde ek garanti paketi bulunduğunu belirterek ek garanti süresi sözleşmeleri için davalıya haksız olarak ödenen 13.919,49 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davalı tarafından iade alınmayan 44 Adet Ek Garanti Paketi Sözleşmelerinin davalıya iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi kapsamında gönderilen faturalarla birlikte ek garanti paket sözleşmelerinin davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden kabul edildiği, yetkili servis sözleşmesinin 2011 yılında feshedildiği aradan 4 yıl geçtikten sonra açılan bu davanın haksız bulunduğunu belirterek reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin 2011 yılı itibarıyla feshedildiğinin ihtilafsız olduğu, sözleşmenin 8.8. maddesinde, “işbu sözleşmenin feshi halinde yetkili servisin herhangi bir sebeple … veya …’a ait tescilli markalarından olan hiçbir müşterinin cihazına müdahale yetkisi kalmaz. Yetkisi iptal edilen bir servis yetki dışında özel olarak … veya …’a tescilli markalarından birini taşıyan herhangi bir müşterinin cihazına müdahale edemez”, 8.9. maddesinde de, “İş bu sözleşmenin feshi halinde yetkili servis hiçbir surette …’a ait markalardan birinin logosunu işyerinde, kullandığı evraklarda, işyeri tabelasında, servis araçlarında ve personelin kullandığı hiçbir kıyafet ve ekipmanda bulunduramaz” düzenlemelerinin yer aldığı, sözleşmenin davalı tarafça fesh edilmesi ile birlikte davalının (sözleşmenin 8.9.maddesi gereğince) fesih tarihinden itibaren dava konusu ek garanti paketi sözleşmeleri yönünden reklam, pazarlama ve satış yetkisinin sona erdiği, davacı şirkete makul sınırın üstünde gönderilen garanti paket sözleşmelerinin yetkili servislik sözleşmesinin feshi ile birlikte davalıya iadesinin gerektiği gibi davacının satılamayan ve bedeli peşinen ödenmiş olan garanti sözleşmelerinin bedelini iade talebinde de haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; taraflar arasındaki ticari ilişkide, ek garanti paket sözleşmelerinin fatura ile birlikte davacıya gönderildiği en son faturanın 2011 tarihli olup, hiç bir faturaya itiraz edilmediği gibi sözleşmelerin gönderilmesine de itiraz etmediği, TTK hükümlerine göre faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmediğinde içeriğinin kabul edilmiş sayılması gerektiği, yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu, bu konuda mahkeme kararının gerekçesinde bir açıklama bulunmadığı, sözleşme hükmü gereğince gönderilen sözleşmelere itiraz edilmemesine rağmen kötüniyetli olarak dava açıldığı, davacının sözleşme koşullarını bilerek imzaladığı ve ahde vefa ilkesine göre tarafların sözleşme hükümlerine uymak zorunda oldukları, davacının ek garanti sözleşmelerinden kazanç sağladığı gibi zorla yapılan bir satışın da söz konusu olmadığı, yetkili servis sözleşmesi sona ermiş olsa bile, davacının ek garanti paketlerinin satışını yapabileceği zira fesih ihtarında bu husunun davacıya açıkça bildirildiği, buna rağmen mahkemece sözleşmedeki çerçeve maddeye dayalı olarak sözleşme sona erdikten sonra ek garanti satışı yapılamayacağının kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı ayrıca davacının fiili satış yapmasına da engel bir durum bulunmadığı, yetkili servis hizmeti sonlanan bir servisin elinde bulunan ek garanti paketlerini nihai tüketiciye satmasının müvekkilince kısıtlanmadığı gibi satış sonrası alınan hizmetlerde de bir kısıtlama olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, feshedilen yetkili servis sözleşmesi kapsamında bulunan ek garanti paket sözleşmelerinin davalıya iadesi ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında imzalanan yetkili servis sözleşmesinin 19.09.2011 tarihli ihtarname ile davalı tarafında feshedildiği ve davacının yetkili servis olmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi taraflar arasında da ihtilaflı değildir. İhtilaf, sözleşmenin devamı sırasında, davalı tarafından fatura karşılığında davacıya gönderilen ve bedeli tahsil edilen ek garanti paket sözleşmelerinin, yetkili servis sözleşmesinin feshinden sonra davalıya iadesi ile birlikte ödenen bedelin davalıdan tahsili talebinin haklı olup olmadığı konusundadır. Davacı taraf, yetkili servis sözleşmesinin feshinden sonra ek garanti sözleşmelerine göre hizmet verilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek bu sözleşmelerin davalıya iadesi ile birlikte sözleşmeler için cari hesaptan peşin olarak tahsil edilen bedelin iadesini istemiş, davalı ise, yetkili servis sözleşmesi feshedilmiş olsa da, davacının ek garanti hizmeti vermesine engel bir durum bulunmadığı, sözleşmenin devamı sırasında gönderilen sözleşmelere ve bu kapsamda düzenlenen faturalara itiraz edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Yetkili servis sözleşmesinin 8.8. maddesinde, sözleşmenin feshi ile yetkisi iptal edilen bir servisin davalı markasına ait ürünlere müdahale yetkisinin kalmayacağı hükme bağlandığı gibi 8.9 maddesinde de, davalıya ait markalardan birinin logosunun iş yerinde, kullandığı evraklarda, iş yeri tabelasında servis aracında, personelinin kullandığı hiç bir kıyafette veya ekipmanında bulunduramayacağı kararlaştırılmıştır. Bu düzenlemelere göre, servis yetkisi iptal edilen davacının, davalıya ait markaları taşıyan müşteri cihazlarına müdahale yetkisinin sona erdiği ve davalıya ait marka logolarını hiç bir surette kullanamayacağı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, fesih ihtarında, yetkili servis sözleşmesi devam ederken satın alınan ek garanti paket sözleşmeleri ile sınırlı olmak üzere ve bu sözleşmelerin koşullarına uymak kaydıyla nihai tüketicilere sunulmasına üretici ve marka sahibi sıfatıyla fesihten sonra da bir kısıtlama getirilmediğinin bildirildiğini ileri sürmüşse de; 19.09.2011 tarihli fesih ihtarında böyle bir ifadeye rastlanmadığı gibi aksine fesihten sonraki dönemde uyulması gereken sözleşme maddeleri kapsamında markaya ilişkin tabela ve logoların kaldırılması buna aykırı davranışın markaya tecavüz teşkil edeceği ihtar edilmiştir. Bu ihtar ve sözleşmenin 8.8 ve 8.9 maddeleri birlikte gözetildiğinde; servis yetkisi iptal edilen davacının, davalı şirket markalarına ait bir ibareyi hiç bir şekilde tabelasında veya iş yerinde bulunduramayacağı anlaşılmakta olup, reklam ve pazarlama olmadan ek garanti paket sözleşmelerinin satışını gerçekleştirmesi beklenemez. Aksinin kabulü hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hakkaniyete de uygun değildir. Davalı tarafından, davacıya gönderilen ek garanti sözleşme paketleri nedeniyle düzenlenen faturaların, alım satım sözleşmesi kapsamında, değerlendirilmesi mümkün olmayıp, taraflar arasındaki ilişkinin yetkili servis sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu sözleşme hükümlerine göre; davalı tarafından tek taraflı olarak belirlenen ve olağanın üzerinde olacak sayıda gönderilen ek garanti paket sözleşmeleri için düzenlenen ve yine tek taraflı olarak davacının cari hesabından tenzil edilerek bedeli tahsil edilen faturalara, davacı tarafından itiraz edilmeyerek benimsendiği yönündeki davalı savunması ve istinaf nedeninin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıda bulunan ek garanti paket sözleşmelerinin davalıya iadesi ile davalı tarafından peşin olarak tahsil edilen bedelin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 238-TL harcın, alınması gerekli olan 950,84-TL harçtan mahsubu ile bakiye 712,84‬-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021