Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/535 E. 2021/469 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/535
KARAR NO : 2021/469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 15/09/2020 (Derdest dosya)
NUMARASI: 2019/666 Esas
DAVA: Genel Kurul Kararı İptali
TALEP :İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesince genel kurul kararının icrasının geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava ve dilekçesinde özetle; hissedarı olduğu davalı şirketin 28/08/2019 tarihli genel kurulunda alınan kararların ana sözleşmeye kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek iptaline ve hükmün kesinleşmesine kadar TTK 449. maddesi gereğince icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, TTK 449 maddesi gereğince genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması konusunda genel hüküm niteliğindeki HMK 389. maddesi ve 390/3 maddesi koşularının aranacağı, somut olayda anılan maddede belirtilen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava konusu genel kurulun 9. maddesi ile şirket sermayesine rüçhan hakkı kullandırılmadan nakdi sermaye eklenmesine karar verilmiş olup, bu hususun TTK 461/2 maddesine aykırı olduğu gibi şirket ortağı …’ın olumlu oyuyla kabul edildiği, adı geçene diğer şirket ortaklarınca hisse devri yapılarak hakim hissedar haline getirildiği, esasen bunun amacının da rüçhan hakkının kullanılmasının önüne geçmek olup, sermayenin artırılması halinde rüçhan hakkı her ortağın vazgeçilmez haklarından olmasına rağmen yasaya aykırı olarak engellendiği, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi ve genel müdürlük görevine son verildiği, 3 yıl boyunca başarıyla yürütülen görevi nedeniyle herhangi bir ücret ödenmediği, bu nedenle İş Mahkemesinde dava açıldığı, hakim hissedar haline gelen … adına para girişlerine bakıldığında şirketin mutad giderleriyle mukayese edilmeyecek ödemeler yapıldığının anlaşılacağı, yapılacak bilirkişi incelemesi ile şirketin sermaye artırımına ihtiyacı olup olmadığının ve artırım şeklinin bu ihtiyacı karşılama amacını sağlayıp sağlamadığının tespit edilmesi gerektiği, genel kurul kararın iptali talebinin gerekçesine göre telafisi imkansız zararların önüne geçmek için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kurul kararı iptali davasıdır.Talep, TTK 449. maddesi uyarınca iptali istenen genel kurul kararının icrasının geri bırakılması istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır.TTK 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Somut olayda, ilk derece mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ara kararı doğrultusunda davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin beyanlarına başvurulduğu anlaşılmaktadır.TTK’nın 449. maddesi uygulanırken, HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri de dikkate alınmalıdır.HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Aynı Kanun’un 390/3. maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Genel kurul iptali davalarında TTK’nın 445 vd. maddeleri gereğince, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Davacının ileri sürdüğü iptal sebeplerine, ibraz edilen delillere ve davacı iddialarının haklılığı yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesine göre ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021