Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/527 E. 2021/893 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/527
KARAR NO: 2021/893
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ: 25/09/2020(İhtiyati Tedbir)
NUMARASI: 2020/430 Esas – 2020/802 Karar
DAVA: Genel Kurul Kararının Butlanı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasındaki Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne/yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde feri müdahiller vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle dava dışı … ve …’ın davalı şirketin ve davalı …Ş.’nin hissedarları olduklarını, davalı …’nin gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantılarının defalarca haksız olarak ertelendiğini, davalı şirket adına yapılan 29/02/2020 tarihli Genel Kurul toplantısının birçok usulsüzlük ile gerçekleştirildiğini, davalı …Ş.’nin diğer hissedarı … yönetiminin yapılan genel kurul üzerine istikrarlı olarak şirketin içini boşaltma çalışmalarına devam ettiğini, dava dışı … yönetiminin yüklü tutarlardaki şirket borçlarını da özellikle ödemediğini, bu nedenle şirketin icra takiplerine ve hacizlere maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu,, halka açık bir şirket olan …’ın 2017 ve 2018 yılları olağan genel kurul toplantısını 29/02/2020 tarihinde yaptığını, Kamuyu Aydınlatma Platformuna 02/03/2020 tarihinde yaptığı bildirimden öğrendiğini, genel kurul toplantı yazısının KAP’a yüklendiğini görüp okuduğunu, 05/02/2020 tarihinde KAP’ta kayyım …nin genel kurul çağrısı açıklamasının yayınlandığını, genel kurul çağrısında yanlışlıklar bulunduğunu, 02/03/2020 tarihinde KAP'(a yüklenen … Holding AŞ’nin 29/02/2020 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 yılları olağan genel kurul toplantı tutanağının üçüncü sayfasında, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/10/2019 tarihli 2019/482 Esas 2019/900 karar sayılı mahkeme kararındaki gündem ile ticaret sicil gazetesinde yayınlanan gündemin karşılaştırıldığında ticaret sicil gazetesinde ilan edilen gündemin 7., 11., 15 ve 16.maddelerindeki mahkeme kararında belirlenen gündemde açıkça yer almadığının belirtildiğini, bu da gündemin ilanındaki hata olduğunu, 22/07/2019 tarihinde saat 09:10’da KAP’ta yapılan açıklamaya göre … Holding AŞ’nin en büyük ortakları olarak %51,79 hisse ile … isimli ortağın ve %10,27 ile … isimli ortağın göründüğünü, 02/03/2020 tarihinde KAP’a yüklenen davalı şirketin 29/02/2020 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 yılları olağan genel kurul toplantı tutanağının 1.,2., 3. Sayfaları incelendiğinde bu ortakların temsil edilmelerine ve katılmalarına izin verilmediğinin anlaşıldığını, bunun yanlış olup, TTK madde 447 uyarınca genel kurul kararlarının batıl olduğunu, ayrıca bu yüzden toplanma sayısının da oluşmadan karar verildiğini, büyük hissedarların temsil edilmemesinin, küçük yatırımcıların da haklarını zedelediğini, ayrıca 29/02/2020 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağının 6.ve7.sayfaları okunduğunda, davalı şirketin sorulan soruları cevaplamayıp bu sorulara 15 gün içinde cevap vereceklerini söylediklerini, böylece pay sahiplerinin ve yatırımcıların bilgi almalarının engellendiğini, ayrıca 9.sayfada yönetimin 2022 yılı hesaplarının görüşüleceği genel kurul toplantısına kadar seçildiğinin anlaşıldığını, fakat TTK’nun 362.mad okunduğunda yönetimin en fazla 3 yıllığına seçilebileceğini, o nedenle yönetimin 3 yıldan fazla süre için seçilmesinin de yanlış olduğunu, toplantının 10:00’da başlayacağı ilan edilmiş iken, bundan tam 6 saat sonra 16:00’da başladığını, bunun bazı yatırımcıları yıldırmaya yönelik bir davranış olduğunu, seçilen yönetim hukuksuz ve iyi niyete aykırı olarak alınan kararla işbaşına getirildiğini beyanla, davalı şirketin 29/02/2020 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan bütün kararların iptaline, yokluk ve butlanının tespitine, hukuksuz bir şekilde işbaşına gelen yönetimin görevden uzaklaştırılmasına, buna ilişkin seçim kararının uygulanmasının engellenmesine ve mahkemenin belirleyeceği kişiler aracılığıyla davalı şirketin yönetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece mahkemesince; Davacıların davalı şirkette çoğunluk hissedarı olmasına rağmen 29/02/2020 tarihli genel kurula alınmadıkları, bu yönü itibariyle söz konusu genel kurulda alınan kararların gerekli nisaplar olunmadan alındığı, davacıların oy hakkı ve toplantıya katılma haklarının ihlal edilmesi, ayrıca yönetici olarak seçilen bir kısım yönetim kurulu üyelerinin şirketin içini boşaltmaya yönelik faaliyetler icra ettiğinin iddia edilmesi, buna yönelik imzalandığı ileri sürülen ve davalı şirketin faaliyet alanını oluşturan otellerin kiralanmasına yönelik kiralama iddiaları dikkate alındığında, yine davacılar … ve … ile davalı şirketin mevcut yöneticisi konumunda olan …’in aralarındaki şahsi çekişmelerin şirketin yönetim tarzını etkilediği, ayrıca iddia edilen hususların yani davacılar … ve …’ın oy donukluğunun geçmiş olduğu iddiasına rağmen, toplantı ve oylamaya katılmamasının alınan kararların butlan ve yokluğuna neden olabileceği (olma ihtimalinin bulunduğu), bu halde 29/02/2020 tarihli genel kurulda alınan kararların davalı şirket yada davalı şirkette hisse sahibi bulunan özellikle küçük yatırımcıların aleyhine olabileceği gerekçesi ile davalı şirketin 29/02/2020 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların icrasının dava sonuçlanıncaya kadar geri bırakılmasına, bu kapsamda 29/02/2020 tarihli genel kurulda yönetici olarak seçilen …, …, …, … ve … yönetim kurulu üyeliklerinin ve davalı … temsil ve ilzam yetkilerinin mahkememizce yeni bir karar verilinceye kadar yada dava sonucuna kadar askıya alınmak sureti ile geçici olarak kaldırılmasına, davalı şirkette yönetim boşluğu oluşmaması için, davalı şirkete bir başkan, bir başkan vekili ve 2 üye den oluşan kayyım heyeti atanmasına ,kayyım heyetinin Başkan yada Başkan yardımcısından en az biri olmak şartıyla 3 kişilik müşterek imza ile şirketin temsil ve ilzamına şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbire yapılan itiraz; Davacılar …, …, … A.Ş. ve … Holding A.Ş. ‘nin açtığı davaların ayrı ayrı kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı … HOLDİNG A.Ş’nin 29/02/2020 tarihinde yapılan genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlana tabi olduğunun tespitine ve iptaline karar verilen nihai karar ile değerlendirilerek; TTK 449. Maddesi uyarınca, Genel Kurul kararı aleyhine iptal yada butlan davası açıldığı takdirde Mahkeme, Yönetim Kurulu Üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebileceğini,. Davacılar tarafından açılan davada (özellikle …, …, … Tekstil ve … A.Ş yönünden) şirkette %62 oranında hisseye sahip olmalarına rağmen Genel Kurula alınmadıkları, hissedar olan paydaşların Genel Kurula alınmaması TTK 447. Maddesi uyarınca bir butlan nedeni olarak olduğu , Yine TTK 449. Maddesi uyarınca Genel Kurulda Davacıların %62 hisseye sahip olmuş olmalarına rağmen Genel Kurula dahil edilmemeleri, Yönetim Kurulu Başkan ve Üyesi olarak seçilen kişilerin Yönetim Kurulu Üyesi oldukları dönem içerisinde şirkete ait otellerin muvazaalı olarak kiralandığının iddia edilmesi, bu kapsamda yönetim kurulu üyelerinin görevlerine devam etmesi halinde davacılar ve davalı şirket yönünden aleyhe sonuçların doğacağının ileri sürülmesi, bu hususun yaklaşık ispat koşulunda ispatlanmış oluşu, verilen kayyım atanması kararından sonra aynı gece, gece saat 23:00’de davalı şirkete ait Bursa Uludağ’daki otelin görevleri askıya alınan şirket yöneticileri tarafından kiralanmış oluşunun da davacıların hakkının zayi olacağının önemli bir göstergesi olduğu, TTK 530. Maddesi dışında şirkete kayyım atanamayacağı yönündeki iddianın bu bağlamda geçersiz olduğu, kaldı ki Mahkemece TTK 449. Madde uyarınca icranın geri bırakılması kararı verilmesi suretiyle şirketin organsız kaldığı yani TTK 530. Maddedeki şartın da bu noktada gerçekleştiği, kaldı ki Yönetim Kurulu seçimi olan her toplantıda icranın geri bırakılması kararının verilmemesi şeklindeki bir uygulamanın da mevcut olmadığı gibi bu şekilde Yönetim Kurulu Üyeliği seçimi yapılan bir Genel Kurulda icranın geri bırakılması kararı verilmemesinin de TTK 449. Maddesinin uygulanabilir olmaktan çıkartacağı, bu kapsamda yasa koyucu tarafından yapılan düzenlemenin zaten yokluk, butlan veya iptal edilebilecek nitelikteki kararlarda yaklaşık ispat koşulunun sağlanması halinde icranın geri bırakılması hususunda Mahkemeye takdir hakkı tanıdığı ve yasal düzenleme amacının bu olduğu , davacılar tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilen Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından düzenlenmiş hisse dağılımını gösterir pay adetleri, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/827 Esas 2019/300 Karar sayılı hükmü ile … adına olan hisselerin iptal edilerek davacılar adına tescil edilmiş olması, her ne kadar bu karara karşı İstinaf yoluna başvurulmuş ise de HMK 350 ve 367. Maddeleri uyarınca İstinaf ve Temyiz’in kararın icrasını durdurmaması, … ve … A.Ş tarafından İstinaf isteminin icranın geri bırakılması talepli olarak yapılmaması, Mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşmeden icra edilebilecek kararlardan oluşu ve icra edilerek Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde hisselerin davacılar … ve … adına tescil edilmiş oluşu, bu bağlamda verilen tedbir kararı noktasında yaklaşık ispat koşulunun ve ayrıca davacıların icranın geri bırakılmaması halinde davacılar açısından telafisi imkansız zarar ve ciddi bir sakınca doğuracak mahiyette olduğu, şirket çoğunluğunu elde eden davacıların şirket yönetiminde söz alamamasının da bu zararın doğduğunun göstergesi olduğu, bu nedenle Mahkemece icranın geri bırakılması ve kayyım atanması kararı verildiği belirtilerek ihtiyati tedbire itiraz reddedilmiştir. İhtiyati tedbirin reddine ilişkin karara karşı feri müdahiller istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı yanında feri müdahil olarak bulunan …, …, …, … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Feri müdahillerin yönetim kurulu üyesi olduklardı … A.Ş’nin 29/02/2020 tarihinde yapılan genel kuruluna karşı, genel kuruldan neredeyse altı ay geçtikten sonra, toplamda dört kişi haricinde şirket hissedarı dahi olmayan 70’e yakın kişi tarafından dava açıldığını, davalardan birinin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine düştüğünde daha önce dava açan bütün şahısların dosyalarından feragat ettiklerini, daha sonra dava açan şahısların da İstanbul 10. Asliye ticaret mahkemesi dosyası sonrası topluca açtıkları davalardan topluca feragat ettiklerini, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılan ilk mahkeme haline getirildiğini, böylece daha sonra açılan davaların tümünün İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasından birleştirildiğini, … ve … dışında dava açan şahısların dava açtıkları tarih itibariyle şirkette hissesinin olmadığını (pay sahipliliğinin dahi hukuki kesinliği olmadığını), Yönetim kurulunun görüşünün yazılı beyanlarlar alınması sonrasında, şirketin cevap dilekçesi sunma süresinin dahi dolmadan, 25/09/2020 tarihinde davacılar tarafından sunulan bir beyan dilekçesine istinaden, iş bu istinaf istemine konu 25/09/2020 tarihli tensip kararıyla, gelinen tarih itibariyle hiçbir aciliyet ya da mağduriyet bulunduğu söylenemeyecekken, tedbir verilmesinin gerektiren yaklaşık ispat kuralı dahi sanlanmamışken, genel kurul yapıldıktan yedi ay sonra, 29/02/2020 tarihinde genel kurulda alınan bütün kararların icrasının geri bırakılmasına karar verildiğini, ayrıca hisselerinin borsada işlem görüğünü, halka açık şirketin genel kurul tarafından seçilmiş yönetim kurulunun görevden alınarak şirketin teminat talebi olmasına karşın halka açık olan şirketin teminat talebi değerlendirilmeksizin ihtiyati tedbir kararı verildiğini ,bu ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine, mahkemece tedbir itirazının esas hakkında karar bağlanmadığını, esas kararlar birlikte tedbir itirazını reddettiğini, tüm bu yapılanların, tedbir itirazının öngörülmesiyle kanun koyucunun hedeflediği ivedilik ve derhal görüşülme amacını bertaraf ettiğini, mahkemece itiraz talebinin sürüncemede bırakılarak karara bağlanmadığını ve esas hakkında karar verilen 16/12/2020 tarihine kadar da sürüncemede bırakılmaya devam ettiğini, bu suretle müvekkillerinin kanuni haklarını kullanmalarının İstanbul 10. ATM kararına itiraz edip kanun yoluna başvurarak dosyayı çok daha öncesinde istinafa getirmelerinin önlendiğini, bir anonim şirkete bilhassa halka arz edilmiş ve borsada işlem gören bir anonim şirkete, yönetim kayyumu atanmasının yasal dayanağının bulunmadığını, anonim şirketlere kayyum atanmasının, TMK m 427/4 hükmü gereğince şirketin organsız kalması durumunda söz konusu olduğunu, organsız kalma ise ancak genel kurulunu toplanmaması ve yönetim kurulunun oluşturulmamasına halinde gerçekleştiğini, dava dilekçelerinde, şirkette organ yokluğu bulunduğu iddiasının olmadığını, dava sonuçlanıncaya kadar genel kurulda alınan tüm kararların icrasının geri bırakılmasına ve müvekkilerin yönetim kurulu üyeliklerinin askıya alınmak suretiyle geçici olarak kaldırılmasına ilişkin 25/09/2020 tarihli ve 2020/430 E. Sayılı tensip zaptının 15 no’lu ara kararıyla alınan tedbirlere yapılan itirazlarının Mahkemenin 16/12/2020 tarihli ve 2020/430 E. 2020/802 Karar sayılı kararıyla reddine karşı 6100 sayılı kanunun 341/1-b hükmü uyarınca ve itirazlarının kabulü ile tedbir kararlarının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava davalı … ortaklığın 29/02/2020 tarihli 2017-2018 yılları olağan genel kurulunda alınan kararların butlan ile malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece genel kurulun butlan ile malul olduğunun tespiti istemine ilişkin asıl ve birleşen davalarda feragat edilen davalar yönünden feragat nedeniyle reddine ,davacı …, … , … A.Ş ve … A.Ş ‘nin açtığı davanın kabulü ile 29/02/2020 Tarihli genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlana tabii olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmiş,eldeki derdest davada mahkeme 25/09/2020 tarihli tensip zaptının 15.nolu ara kararı ve aynı tarihli ek karar ile genel kurul kararının icrasının geri bırakılmasına ve davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına karar verilmiştir. Bu tedbir kararına itiraz üzerine mürafaa yapılmış ve itiraz yargılamanın sonunda genel kurul kararınını butlan ile sakat olduğunu tespitine ilişkin nihai karar ile reddedilmiştir. Nihai karara karşı … ve mahkemece yönetim yetkisi askıya alınan Feri Müdahil … davalı şirket yönetim kurulu başkanı olarak ve feri müdahiller , ihtiyati tedbirin reddine ilişkin karara karşı feri müdahiller istinaf yasa yoluna başvurmuş, mahkemece 27/04/2021 tarihli istinaf değerlendirme kararı ile hakkında feri müdahilin yanında katıldığı taraf olan davalının hükmü istinaf etmemesi nedeniyle istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.İstinaf başvurusunun reddine ilişkin bu karara karşı da istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece ihtiyati tedbir talebi yönünden yapılan istinaf başvurusunun ayrı bir istinaf esas numarası ile gönderilmesi gerekirken nihai karara yönelik istinaf başvurusu ile birlikte istinaf incelemesine gönderilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 66 ve devamı maddeleri uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek mecburiyetinde bulunan fer’i müdahilin karara karşı tek başına istinaf başvuru hakkı bulunmamaktadır. Feri müdahilin ancak yanında müdahale talebinde bulunduğu taraf yanında yanı onun başvurması halinde istinaf yasa yoluna başvuru hakkı oluşacaktır. Ancak HMK 394. Maddesi uyarınca karşı taraf dinlenmeden verilen ihtiyati tedbir karalarına karşı ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkca ihlal edilen üçüncü kişiler de itiraz edebilecek ve bu itiraz hakkında verilen karara karşı yasa yoluna başvurabilecektir. Nihai karara karşı; yanında yer aldıkları davalı şirket kayyımları istinaf yasa yoluna başvurmasa da feri müdahillerin istinaf başvurusunda bulundukları ihtiyati tedbirin reddi kararına karşı anılan yasal düzenleme uyarınca istinaf yasa yoluna başvuru hakkını bulunduğu anlaşılmıştır.6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi uyarınca ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 365. maddesinde, anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından yönetilip ve temsil olunacağının düzenlenmiş, YK üyelerinin seçimi, süreleri, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları. TTK 408 maddesi uyarınca genel kurulun, devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. TTK da anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenlemenin bulunmadığı gibi anonim şirkete mahkemece yönetim kayyımı atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. TMK’nın 427/4. Maddesi uyarınca bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiş olup davalı … şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi bu yönde bir iddia da bulunulmadığı da gözetildiğinde yönetim kayyımı atanması koşulları oluşmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, nihai karar aşamasında ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığından ilk derece mahkemesinin yönetim kayyımı atanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve atanan kayımların görevine son verilmesine karar verilmiştir. Uyap sisteminde verilen uyarı üzerine dosyaya kazandırılan Nüfus Kayıt Örneğinden davası kabul edilen davacı …’ın karar tarihinden sonra 10/04/2021 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece ölüm ile vekalet ilişkisi sona erdiği hususu gözetilmeden gerekçeli kararın tebliğinin ölen davacının vekiline yapılması doğru bulunmamıştır. Ölü davacı yönünden ve Yönetim kayyımı atanması tedbir kararının kesin olarak kaldırılmış olduğundan gerekçeli kararın davalı şirketin yetkili temsilcilerine usulüne uygun tebliği sağlanıp istinaf süreleri de beklendikten sonra nihai karara yönelik istinaf talebinin değerlendirilmesi yönünden tekrar dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbire itiraz eden Feri Müdahiller vekilinin ihtiyati tedbir kararı yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin; 16/10/2020 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişin kararın HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 2-İhtiyati tedbire itirazın KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2020 tarihli ek kararı ile verilen; 29/02/2020 tarihli genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılmasına, 29/02/2020 tarihli genel kurulda yönetici olarak seçilen …, …, …, … ve … yönetim kurulu üyeliklerinin ve davalı … temsil ve ilzam yetkilerinin dava sonucuna kadar askıya alınmak sureti ile geçici olarak kaldırılmasına ve şirkete yönetim kayyımı atanmasına, ilişkin ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 3-Kayyım heyetinin görevine son verilmesine, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının davacılar tarafından karşılanmasına, bu konuda gerekli işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 4-Gerekçeli kararın ölü davacı … yönünden ve davalı şirketin yetkili temsilcilerine usulüne uygun tebliği sağlanıp istinaf süreleri de beklendikten sonra nihai karara yönelik istinaf talepleri de bulunduğundan her halükarda istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın dairemize gönderilmek üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 5-İhtiyati tedbire itiraz eden Feri Müdahiller tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana İADESİNE, 6- İstinaf kanun yoluna başvuran feri müdahiller tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 324,2‬0 TL, posta ve tebligat gideri 200 TL olmak üzere toplam 524,20 TL yargılama masrafının davacılardan alınarak feri müdahillere verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca oy birliği Kesin olarak ile karar verildi. 07/07/2021