Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/526 E. 2021/467 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/526
KARAR NO: 2021/467
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2021
NUMARASI: 2021/23 D. İş Esas – 2021/23 D. İş Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik 21/01/2021 tarihli kararın ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesiyle; müvekkili ile karşı taraf arasındaki taşınmaz satım sözleşmesine göre, tapu devrinin sağlanmasına rağmen bedelin ödenmediği, alacağın tahsili için yapılan icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulduğu, borçlunun tapuyu devraldığı ancak bedelinin ödemediğinin kendi beyanı ile sabit olduğu, nitekim taraflar arasında Ankara 14. ATM nin 2015/185 E. sayılı dosyasında görülen davada, karşı tarafça sunulan dava dilekçesinde, “arsa niteliğindeki taşınmazın alacaklarına mahsuben tapuda devir aldığı ve 1.600.000,00 TL taşınmaz satış değerinin hesaba mahsup edilmediği” şeklinde açıklamasının bulunduğu, bu davanın müvekkili lehine red kararı ile sonuçlandığı, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, buna göre, borçlunun 1.600.000,00 TL değerindeki taşınmazın tapusunu aldığı ve karşılığında hiç bir ödeme yapmadığı, üstelik bu bedelin taraflar arasındaki cari hesaba mahsup edilmediğinin de kabul edildiği, bu beyanın yaklaşık ispat için yeterli olduğunu belirterek 2.505.424,66 TL için ihtiyati haciz verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İİK 257. maddesi uyarınca muaccel bir alacağın bulunduğundan söz edilemeyeceği, iddianın yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesiyle; müvekkilinin 25/11/2013 tarihinde tapu devrini gerçekleştirdiği, satım bedelinin ödenmediği, cari hesaba mahsuben devralındığı ileri sürülmekteyse de, cari hesaba mahsup edilmediğinin mahkeme huzurunda açıkça kabul edildiği, alacağın tahsili için yapılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edildiği, mahkemenin muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceği ve yaklaşık ispatın bulunmadığı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığı, bedelin ödenmediğine ilişkin kabul beyanı ile birlikte icra takibine itiraz edilirken ödeme belgesinin de sunulmadığı, bu durumda yaklaşık ispatın gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tapu devir bedelinin ödenmemesi nedeniyle takip konusu yapılan alacak yönünden ihtiyati haciz verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince istemin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf nedenli ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır.İ.İ.K’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İ.İ.K’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İ.İ.K’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek ölçüde ispat etmek durumundadır. İ.İ.K’nın 257. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel bir para alacağı bulunduğundan bahsedilemeyecektir. Somut olayda, ihtiyati haciz isteminde bulunan vekilince dayanılan, Ankara 14. ATM nin 2015/185 E. sayılı dosyasında görülen davanın, karşı tarafça cari hesap alacağının tahsilini teminen ihtiyati haciz isteminde bulunan aleyhine adi iflas yoluyla başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve şirketin iflası istemine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde, taşınmazın cari hesap borcuna mahsuben alındığı, ihtiyati haciz isteminde bulunan şirket hakkında görülen iflasın ertelenmesi davasında beyan ettiği gibi banka kredi borcunun ödenmesi karşılığında devir alınmadığı, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğu iddiasıyla alacaklı bankalar tarafından açılan tasarrufun iptali davalarının bulunduğu bu nedenle cari hesaba mahsuben alınan taşınmazın kaybedilme tehlikesinin olduğu, iflas davasına esas icra takibine konu cari hesap alacağından taşınmaz bedeli olan 1.600,000,00 TLnin mahsubunun yapılmadığı belirtilmiş olup, mahkemece, taşınmaz ile ilgili tasarrufun iptali davalarının bulunması ve ancak bu davalar neticelendikten sonra taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre alacak ve borç durumunun ortaya çıkacağı, bu haliyle davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddedildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği, anılan davada davacı olan ve iş bu talep bakımından aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçlu şirketin bu beyanın, satım bedelinin ödenmediğinin ikrarı olarak kabul edilemeyeceği gibi taşınmazın cari hesap borcuna mahsuben alındığının ileri sürülmesine göre, tapu devir tarihi olan 2013 yılı ile iflas davasının açıldığı ve sonuçlandığı 2015 yılı arasındaki dönem ve sonrasında satım bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takip tarihi itibarıyla taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında alacak ve borç durumunun dolayısıyla ihtiyati haciz isteminde bulunanın satım bedeli alacağı olup olmadığının yapılacak yargılama ile ortaya çıkacak olması karşısında, ibraz edilenlere göre, İİK 258. maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğinden söz edilmesi mümkün bulunmadığından ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmakla ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf peşin karar harcı peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/04/2021