Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/497 E. 2021/639 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/497
KARAR NO: 2021/639
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/886 Esas – 2021/21 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, “…” markalı traktör üretimi faaliyetinde bulunmakta olduğunu ve ürettiği traktör ve yedek parçaları şehir yahut bölge bazında anlaştığı bayiler aracılığı ile sattığını, müvekkili şirket, vadeli şekilde sattığı ürünlerin bedeli karşılığında bayilerinden çeşitli teminatlar ve şirket yetkililerinin kefaletlerini aldığını, dava dışı … Ltd. Şti.’de, bir dönem müvekkilin İzmir ve Manisa illerinin bir kısım ilçeleri dahilinde bayiliğini gerçekleştirdiğini, davalıların, bu şirketin ortağı / yetkilisi olduğunu, davalılarca … Ltd. Şti.’nin borçlarına ¨ 1.000.000 tutarına dek müteselsil kefil olunduğunu, TBK m. 583’deki sekil şartları sağlandığını , davalılar … Ltd. Şti Ortağı/yetkilisi olduklarından TBK m. 584’deki eş rızası aranmadığını, … Ltd. Şti.’nin müvekkili ile olan bayilik ilişkisi sona erdiğini, cari hesapta ¨ 1,2 milyon ‘ne yakın borcu olması üzerine alacağın tahsili amacıyla itiraza konu icra takibi Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında dava dışı … Ltd. Şti.’den olacak tahsilatlar ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığını, ayrıca, dava dışı … Ltd. Şti.’ne karşı açıldığını İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …-…-…-…-…-…-… Esas sayılı takipleri derdest olduğunu, ayrıca, davalılardan …’nın … Ltd. Şti. yetkilisi olarak keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkması neticesinde açılan Bakırköy 4. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2019/201-202-207-211-212 Esas sayılı dosyaları derdest olduğunu, akibe haksız itiraz sonrası müvekkilce dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, fakat Bakırköy Arabuluculuk Bürosu, … Arb. Büro No / … Arabuluculuk No sayılı dosyada taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk tutanakları e-imzalı olup, asılları dosyaya ibraz edileceğini, para borçlarında ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan icra takibinde ve davada Bakırköy Mahkemeleri yetkili olduğunu, bu husus, arabuluculuk sürecinde yetki itirazının reddine dair Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/921 Esas, 2020/982 Karar, 09.11.2020 Tarih sayılı kararında da isabetle tespit edildiğini, asıl alacaklarının kefalet tutarını aştığından, faizsiz şekilde kefil olunan tutar davalılardan talep edildiğini, bu nedenlerle, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine işbu icra dosyasında vaki davalı itirazının iptali ile takibinde devamına ve davalı aleyhine iptal olunan itiraza esas tutarın (takip çıkışının) %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine işbu icra dosyasında vaki davalı itirazının iptali ile takibinde devamını, davalı aleyhine itiraza esas takip çıkışı tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekâleten talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkillerinin adresinin Manisa İli olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, davanın zamanaşımına uğradığını, geçerli bir bayilik ve kefalet sözleşmesi bulunmadığını, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, ” HMK’nın 6. maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” şeklinde olup davalıların ikâmetgahlarının mahkememiz yargı sınırları dışında olduğu,davalı vekilinin verdiği cevap dilekçesi ile süresinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmış olup genel yetkili mahkeme dışında taraflar arasındaki ilişki nedeniyle yetkinin değerlendirilebileceği başka bir hususun bulunmadığı dikkate alındığında, açılan davada genel yetkili Manisa Mahkemeleri yetki olup, bu nedenle davanın Manisa Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti. de, bir dönem müvekkilinin İzmir ve Manisa illerinin bir kısım ilçeleri dahilinde bayiliğini gerçekleştirdiğini, davalıların, bu şirketin ortağı / yetkilisi olduklarını, davalılarca, Bayilik Sözleşmeleri’nin 22.3. Maddesi ile … Ltd. Şti.’nin borçlarına 1.000.000-TL tutarına dek müteselsil kefil olunduğunu, TBK m. 583’deki şekil şartları sağlandığını, davalıların … Ltd. Şti. Ortağı/yetkilisi olduklarından TBK m. 584’deki eş rızasının aranmadığını, … Ltd. Şti.’nin müvekkili ile olan bayilik ilişkisi sona ermiş olup, cari hesapta 1,2 milyon TL’ne yakın borcu olması üzerine alacağın tahsili amacıyla itiraza konu icra takibnin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında başlatıldığını, davalı tarafça Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak ödeme emrine itirazda yetki itirazı bulunmadığını, para borçlarında ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan icra takibinde ve davada Zeytinburnu ilçesinin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca, dosyada kesin yetki hali de bulunmadığını, bu çerçevede, Bakırköy Mahkemelerinin ihtilafta yetkili iken, davalıların ikametine göre Manisa Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin karar verilmesinin isabetli olmadığını, dahası, dava dilekçesinin davalı …’ya 22.12.2020 tarihinde, davalı …’ya ise 12.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, cevap dilekçesinin ise 19.01.2021 tarihinde her iki davalı adına verildiğini, … yönünden cevap dilekçesinin süresinde olmamasına rağmen, savunmalar değerlendirilerek yetki itirazının kabulünün isabetli olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, dava kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin hangi yer mahkemesi olduğu noktasındadır. Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında 05.04.2018 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu bayilik sözleşmesinde 22.3. Maddesinde kefalete ilişkin düzenleme bulunmakta olup, … ve …’nın bayinin borçlarına 1 milyon TL limit ile müteselsil kefil oldukları düzenlenmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 1 Milyon TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatılmış, takibe yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur. Eldeki itirazın iptali davası açıldıktan sonra dava dilekçesi davalı …’ya 22.12.2020 tarihinde, davalı …’ya ise 12.01.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, 04.01.2021 tarihli dilekçe ile davalılar vekili yetki itirazıyla birlikte cevap süresinin uzatılmasını talep etmiştir. Bunun üzerine süre uzatım talebi hakkında bir karar verilmeksizin 13.01.2021 tarihli ön incelemeye hazırlık tutanağı ile birlikte yetkisizlik kararı verilmiştir. Dosya karara çıktıktan sonra 19.01.2021 tarihinde davalı taraf cevap dilekçesi sunmuş ve yetki itirazını yinelemiştir. Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, ilk itirazdır(HMK m. 116) ve ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez(HMK m. 117/1). Bunun yanı sıra, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler ve tarafların dinlenmesine gerek görmezse dosya üzerinden karar verir(HMK m. 137/1 ve m. 138). Dava değeri itibariyle mahkemece tensip tutanağında tespit edildiği üzere yazılı yargılama usulüne tabidir. Bu halde davalının cevap ve ikinci cevap dilekçesi, davacının ise cevaba cevap dilekçesi sunma hakkı bulunmaktadır(HMK m. 126 vd. ve m. 136). Bu halde davalılar vekilinin 04.01.2021 tarihli dilekçe ile cevap süresinin uzatılmasına ilişkin talebi hakkında HMK’nın 127. Maddesi uyarınca bir karar verilerek cevap süresinin uzatılmasına karar verilmesi halinde dilekçeler teatisinin devam ettirilmesi, talebin reddine karar verilmesi halinde bu kez … yönünden cevap dilekçesinin süresinde olması nedeniyle dilekçeler teatisinin devam ettirilmesi gerekirken dilekçeler aşaması tamamlanmadan ve ön inceleme aşamasına geçmeden cevap süresinin uzatılmasına ilişkin dilekçede ileri sürülen yetki itirazı esas alınarak yetkisizlik kararı verilmesi, usul hükümlerini açıkça ihlal eder nitelikte olduğundan doğru bulunmamıştır.
Davalı takip borçluları, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek Manisa icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu bildirmişlerdir. İtirazı iptali davalarında usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibi bulunması bir dava şartıdır. İcra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmamış olması halinde usulüne uygun bir takibin varlığından söz edilemez. HMK’nın 117/2. Maddesinde de düzenlendiği üzere dava şartları, ilk itirazlardan önce incelenir. Davalı taraf hem icra dairesinin yetkisine hem mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Üstündağ, S.: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 )(Yargıtay HGK.’nın 20.10.2020 Tarih ve 2020/(19)11-331 E., 2020/793 K sayılı Kararı; Yargıtay HGK.’nın 25.10.2018 Tarih ve 2017/13-534 E., 2018/1567 K. sayılı Kararı). Mahkemece icra dairesinin yetkisine vaki itiraz değerlendirilmeksizin mahkemenin yetkisi değerlendirilerek yetkisizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun genel yetkiye ilişkin 6/1. Maddesine göre dava, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi sözleşmeden doğan davalarda yetkiye ilişkin 10. maddesine göre de sözleşmeden doğan dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1-1 maddesinde, Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenmediği takdirde, aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, ifa edileceği düzenlenmiştir. Buna göre taraflar arasında akdi ilişki bulunması halinde davacı alacaklının yerleşim yerindeki icra dairesi takipte yetkili olacaktır. Davalı tarafça, davacının ileri sürdüğü akdi ilişki inkar edilmesi halinde ise, sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. Bu doğrultuda, 6100 sayılı HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK’nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Tüm bu açıklanan nedenlerle, mahkemece davalının yetki itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir(Yargıtay 19. HD’nin 20/09/2017 tarih ve 2016/11255 – 2017/6086 E-K). İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur. Bu sebeplerle, Mahkemece davalılar vekilinin cevap süresinin uzatılmasına ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verildikten sonra, cevap dilekçesinin davacıya tebliği sağlanarak dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra, yetki itirazına ilişkin tarafların delilleri toplanıp, öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 27/05/2021