Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/419 E. 2021/866 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/419
KARAR NO : 2021/866
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI : 2020/468 Esas – 2020/635 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından …. Ltd. Şti. şirket aleyhine 27.07.2007 harç tarihli dava dilekçesi ile müvekkilinin 02.10.2003 tarihinde işyerinde geçirdiği iş kazası sebebiyle oluşan maluliyeti sebebi ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığını,Bakırköy 5.İş Mahkemesinin 2017/743 E.ve bozma sonrası Bakırköy 5.İş Mahkemesi’nin 27.06.2012 tarihli 2012/244 esas 2012/437sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 17.000.00.TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil davacıya verilmesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak davalı …Ltd.Şti’nin tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye ile ilgili işlemlerin tasfiye memuru …’tarafından yürütüldüğünü, davalı şirket aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini, takibin kesinleştiğini, bu nedenle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasından 16.6.2014 tarihinde davalı ile aynı yerde ve aderesde faaliyet gösteren, aynı şahıs ve yetkilere ait olan ve aralarında organik bağı bulunan … Ltd. Şti. ne hacze gidilerek haciz işlemi uygulandığını, haciz işlemine karşı 3.kişi Kişi … Ltd. Şti tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, davanın Yargıtay aşamasından geçtiğini, İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/696 E.sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini,mahkemece şirket yönünden ihya davası açılması için kendilerine süre verildiğini belirterek, eksik işlemlerle usulsüz olarak tasfiye edilen ve ticaret sicil müdürlüğü kaydından terkin edilen davalı şirketin ihyasına ve ticaret siciline tekrar tesciline, yargılamadan doğacak vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “davacı tarafından dava konusu şirket aleyhine açmış olduğu İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/696 esas sayılı dava dosyası yönünden yargılamaya devam edilebilmesi için sicilden terkin edilen şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu, bu nedenlerle açılan davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve tensip zaptının kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, böylelikle savunma hakkının kısıtlandığını, limited şirketin tasfiyesine ilişkin usul ve kanunlara uyulduğunu, yapılan ilanlara rağmen davacının herhangi bir bildirimde bulunmadığını, şirketin 01.12.2008 tarihinde tasfiyeye girdiğini, ihya istemine esas İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/696 Esas sayılı dosyasının dava tarihinin 15.07.2014 tarihi olduğunu, ticaret sicilden terkin tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya yoluna gidilmesi gerektiğini, tasfiye işlemleri hukuka uygun olarak tamamlandığından ihya kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf kendi kusuru ile eldeki davayı açmak zorunda kaldığından aleyhe yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete ve kanuna aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, tasfiye sonucunda tasfiyenin sona erdiği tescil edilerek ticaret sicilinden terkin edilen limited şirketin TTK’nın 547. Maddesi uyarınca ek tasfiye davasıdır.Davalı tasfiye memuru, kendisine dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun tebliğ edilmeksizin yargılamanın sürdürüldüğünü, böylelikle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.İhya davasının ilk açıldığı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/647 esas sayılı dava dosyasında dava dilekçesinin davalı tasfiye memuruna tebliğ edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Yetkisizlik kararı üzerine davanın görüldüğü mahkemede de duruşma gününün tebliği ile yetinilmiş dava dilekçesi davalı tasfiye memuruna tebliğ edilmemiştir.Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasanın 36. maddesine göre herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir haktır ve hukuk devletinin bir gereğidir.Adil yargılanma hakkı; kanunî, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma, makul süre içinde yargılanma, hakkaniyete uygun yargılanma ve hukukî dinlenilme haklarını kapsar.Hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesine göre, tarafların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi, mahkemenin tüm iddia ve delilleri dikkate alarak kararını gerekçeli olarak vermesi gerekir. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır ve Yargıtay nezdinde mutlak bozma sebebidir. Örneğin; dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması (HMK.177 maddesi gerekçesi), tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, duruşmanın tayin edilen gün ve saatten önce yapılıp tarafların yokluğunda karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.Bu itibarla; Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak, davalı tasfiye memuruna dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, savunma ve delillerini bildirme olanağı tanındıktan sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, dava dilekçesi tebliğ edilmeden, hukukî dinlenilme hakkı göz ardı edilerek, davalı tasfiye memurunun savunma ve delillerini bildirmesine olanak tanınmadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Dava dilekçesi ve eklerinin tebliği davanın görülüp sonuçlandırılması için şarttır. Bu şart sağlanmadan karar verilmesi usule aykırıdır. Bu çerçevede, davanın görülüp sonuçlandırılabilmesi için usuli koşullar tamamlanmadan verilen ve bu nedenle usul hatası içeren ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a 4 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın görülüp sonuçlandırılmasına ilişkin usuli şartlar tamamlanmak suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2021