Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/395 E. 2021/657 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/395
KARAR NO: 2021/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2019/304 Esas – 2020/666 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/02/2016 tarihinde davalı tarafından müvekkiline keşide edilen bir adet çek bedelinden kaynaklanan alacaklarını tahsil etmek için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, ” İflasın ertelenmesine ilişkin davaya bakan mahkemece, takip tarihinden önce verilen ara karar ile tedbir karar tarihi olan 15/02/2016 tarihinden itibaren borçlu şirket hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine hükmedilmiş olup, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında tedbir devam ettiği sürece takip yapılamayacağı açıktır. Bu halde 15/02/2016 tarihli tarihli ara karar tarihinden sonra ve tedbirlerin kaldırıldığı 22/05/2019 tarihli nihai karardan evvel 18/04/2019 tarihinde başlatılan icra takibine yöneltilen itiraz üzerine açılan eldeki davanın, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu da dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur. (Emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2017/1005 Esas, 2018/370 Karar sayılı kararı)” gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-firmanın, hem takipte hem de arabuluculuk görüşmesinde borca da itiraz etmiş olmakla dava açmakta hukuki yararın mevcut olduğunu, davalı taraf davaya cevap vermediği, delil bildirmediği halde Mahkemece, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/182 E. sayılı dosyasının celbi ve re’sen delil toplanması ve hükme dayanak yapılmasının taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu HMK’ya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/182 E. sayılı dosyası gerekçeli kararında davalının 28/03/2019 tarihi itibariyle borca batıklıktan çıkmış olduğu belirlenmiş olup, takip talebinin 18/04/2019 tarihi olduğunu, farzı muhal dava şartı noksanlığı olsa idi dahi yargılama sırasında bu noksanlık sona ermiş olmakla usulden red kararının yine de hukuka aykırı düştüğünü, arabuluculuk görüşmesi tutanak tarihinin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/182 E. sayılı dosyasının karar çıktığı 22/05/2019’dan 3 ay daha sonra olduğunu, kaldı ki Hakim tarafların nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, vakıaları kendi tavsif etmek durumuda olduğunu, huzurdaki dava itirazın iptali davası olarak açılmış olsa da şayet dava şartı noksanlığı var ise bunu tamamlamak için ve keza davayı ‘alacak’ davasına ıslah edilip-edilmeyeceğine dair süre ve imkan verilmesinin hukuk ve hakkaniyet gereği olduğunu, farzı muhal davanın usulden reddi gerekse dahi, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretinin kendilerine yüklenmesinin de hakkaniyet ile bağdaşmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, karşılıksız çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, dava şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında karşılıksız kalan bir adet çeke dayalı olarak 18/04/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış, borçlu hakkında iflas erteleme tedbirlerinin bulunduğu da bildirilerek itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur. Davalı hakkında iflas erteleme davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/182 Esas sayılı dosyasında 12/02/2016 tarihinde iflas erteleme davası açılmış, 15/02/2016 tarihinde ise “davacı şirket hakkında 6183 sayılı kanuna göre yapılan ve yapılmış olan ve daha sonra yapılacak takipler de dahil olarak İİK.nun 206.m.l sırasında yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki,tüm icra ve iflas takipleri, satış ve muhafaza işlemleri, ihtiyati haciz uygulamaları gibi tedbir uygulamalarının İİK.nun 179/b maddesine göre durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına” karar verilmiştir. Sonrasında ise iflas erteleme kapsamında verilen tedbriler 22/05/2019 tarihli nihai karar ile kaldırılmıştır. Buna göre, davalı hakkında icra takibi başlatıldığı tarihte iflas erteme tedbirlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK’nun mülga 179/b maddesinde iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine takip yapılamayacağı ve evvelce yapılan takiplerin duracağı belirtilmiş, davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durumda davalı hakkında açılan itirazın iptali davası görülüp hüküm kurulabilir. Ancak verilecek hükmün iflasın ertelenmesinin sonucuna kadar infazı yapılamaz. Somut olayda, dava tarihinden önce, davalı borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası açılıp, ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. İflasın ertelenmesi talebinde bulunulması ve icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı ya da iflas erteleme kararı verilmesi infaza ilişkindir, ihtiyati tedbir ya da iflas erteleme kararı verilmesi borçlu davalı hakkında itirazın iptali davası açılmasına veya açılan davanın yürütülmesine engel teşkil etmeyeceğinden mahkemece işin esası incelenip bir karar verilmesi gerekir(Yargıtay 19. HD’nin 05/10/2015 Tarih ve 2015/383 – 2015/11988 E-K sayılı Kararı; Yargıtay 19. HD’nin 12/03/2019 Tarih ve 2017/3293 – 2019/1580 E-K sayılı Kararı). Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2021