Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2021/369 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/371
KARAR NO: 2021/369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/01/2021
NUMARASI: 2020/707 Esas Ara Karar İstinafı/
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, Davalılardan … ile dava dışı …’in ortağı oldukları davacı şirketi 2019 yılında kurdukları ve ortakların her ikisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu, adı geçen davalının 2020 yılında davalı şirketi kurduğu şirketlerin benzer isimli oldukları gibi faaliyet konularının da aynı olduğu, davacı şirketin internet sitesini kullanarak kendi kurduğu davalı şirkete ait ürünleri sattığı, böylece TTK 396. maddesine aykırı davranarak haksız rekabet yasağını ihlal ettiği, davacı şirketi zarara uğrattığını belirterek davalının haksız rekabeti nedeniyle davacı şirketin elde edemediği gelirlerin ve zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL zararın davalılardan tahsiline ve öncelikle davalı şirketin … Bankası A.Ş Taksim Şubesinde bulunan hesabına ihtiyati tedbir konulmasına ve …com/ adlı internet sitesi üzerinden yaptığı satışların tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, HMK 389. Maddesi gereği uyuşmazlık konusu üzerinde tedbir konulabileceği gibi yargılama ile elde edilebilecek hüküm sonucunu doğurucu şekilde tedbir verilmeyeceği zira davalı şirketin banka hesabının dava konusu olmadığı, internet sitesinden yapılan satışların durdurulması talebinini de nihai karar ile elde edilebilecek olması nedeniyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, HMK 389. Maddesindeki ihtiyati tedbir koşullarının gerçekleşmediği yönündeki gerekçenin ve verilen red kararının yerinde olmadığı, davalı gerçek kişinin haksız rekabet yaptığının sabit olduğu, davacı şirkete ait internet sitesinde satış yaptığı ve satış bedellerinin aktarılması için bildirdiği banka hesap numarasının da davalı şirkete ait olan tedbire konu hesap olduğu, davalının bu eylemi nedeniyle davacı şirketin kendi internet sitesinde ürünlerini satamaz hale geldiği ve zarara uğrağını belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbire verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirket yönetim kurulu üyesinin TTK 396. maddesine aykırı olarak rekabet yasağını ihlali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Talep, davalı şirketin banka hesabına tedbir konulması ve internet sitesinden yaptığı satışın durdurulmasıdır. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin yukarıda yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 396.maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılması gerekmektedir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Kanun hükmü, tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. İlk derece mahkemesince isabetli bir şekilde tespit edildiği üzere, tedbire konu davalı şirket banka hesabı, dava konusu olmadığı gibi uyuşmazlık konusu da değildir. Bunun dışında hüküm sonucunun elde edilmesini sağlayacak şekilde de tedbir kararı da verilemez. İş bu dava, anonim şirket yönetim kurulu üyesi tarafından TTK 396. maddesindeki haksız rekabet yasağının ihlal edilmesi sonucu şirketin zarara uğratıldığı iddiasına dayalı olarak açılan tazminat davasıdır. Davalı gerçek kişinin eylemleri ile zarar oluşup oluşmadığı ve varsa dava tarihi itibarıyla miktarının ne olduğu belirlenecek olup, toplanacak deliller ve yapılacak yargılama ile aydınlığa kavuşabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece tedbir talebinin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2021