Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/292 E. 2021/1649 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/292
KARAR NO: 2021/1649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2020
NUMARASI: 2019/275 Esas – 2020/488 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekilinin 29/08/2017 tarihinde içinde Led Trafo ürün olan kargosunun … adlı kişiye gönderilmesi için … A.Ş firması ile anlaşmış olduğunu ve kargosunu … fatura numarası ile davalı firma çalışanına teslim ettiğini, taşıma işlemi için … kargo tarafından düzenlenen fatura örneğini sunduklarını, kargo sözleşmesinde belirtildiği üzere davalı kargo firmasının teslim aldığı ürünleri en geç 72 saat içinde alıcıya teslim etmesi gerektiğini, ancak davalı firma tarafından kargonun teslim edilmediğini, iletişime geçtiklerini ancak herhangi bir açıklama yapılmadığını, kargonun alıcıya ulaşmadığı anlaşılınca kaybolduğunun ortaya çıktığını, davacı müvekklilinin kargonun alıcıya teslim edilmemesi sababiyle hem ürünün bedeli kadar zarara uğradığını hem de sürekli olarak iş yaptığı müşterisi ile ticari ilişkilerinin bozulduğunu, kargo ile gönderilen ürünün Led Trafo olduğunu, ürünün bedelinin 5.900,00.-TL olduğunu, taşıyıcı firma ve çalışanlarının teslim edilecek kargoyu emniyetli şekilde taşımak ve sağlam şekilde ulaştırmak için gerekli bütün önlemleri alması ve basiretli şekilde davranması gerektiğinin açık olduğunu, davanın kabulü ile şimdilik 5.900,00.-TL maddi tazminatın, ürünün davalı tarafça kayıp kabul edildiği ve zararın oluştuğu 08/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kabul anlamamına gelmemekle birlikte taleplerin tamamının zaman aşımına uğradığını, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmede hukuki yararının bulunmadığını, HMK 107 md gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkilinin şirket sektöründe öncü bir firma olduğunu, mezkur taşımada müvekkiline izafe edilebilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, teslim anında kargonun içeriği ve değerinin müvekkili şirkete bildirilmediğini, davacı tarafından kargo faturalardan da anlaşılacağı üzere 1 paketin bulunduğu ancak gönderi içeriğinin bildirilmediğini, müvekkili şirketin kargo gönderilene ilişkin içerik bakmasının yasak olduğunu, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını, davacının fahiş tazminat talebinin yersiz ve dayanaksız olduğunu davanın öncelikle usulden reddini, esasa ilişkin ise müvekkili şirkete yüklenilecek bir sorumluluk bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davalının süresinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu, TTK’nun zamanaşımını düzenleyen 855.maddesi, “gönderilen veya göndericinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan haklarını eşyanın teslimi tarihinden itibaren 1 yıl içinde kullanabilir” hükmünü taşımakta olup dava konusu uyuşmazlıkta 29/08/2017 tarihli taşımaya ilişkin 24/10/2017 tarihinde davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/832 E. Sayılı dosya kapsamında davanın açıldığı böylelikle zaman aşımının kesildiği dikkate alındığından zaman aşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Karayolları Taşıma Yönetmeliği Md 45 ile ; (2) “Gönderen, eşyanın cinsi, miktarı, nitelikleri, istifleme şekli, kalkış ve varış noktası, alıcıın adı ve adresi ile kimliğini ibraz etmek suretiyle kendi adres ve kimlik bilgileri gibi diğer önemli bilgileri tam ve doğru olarak yeki sabihine bildirmek zorundadır. Yanlış ve eksik bildirimlerden doğacak sorumluluk gönderene aittir. ” şeklinde olduğu ve TTK md 882 (1) ile; “Gönderinin tamamının zıyaı ceya hasarı halinde , 880 ve 881. Maddeler uyarınca ödeenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının , taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. ” denildiği, buna göre taşıma sırasında emtianın kaybolduğu ve davacıya ödenecek olan tutarın kanunen TTK 882/1 bendi gereği hesaplanan 408,35-TL olduğu ve davacıya ödenmesi gerektiği hususunda mahkememizce tam kanaat geldiğinden ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü- kısmen reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kargo ile gönderilen ürünün bedelinin 5.900 TL olduğunu, buna ilişkin … seri no’lu irsaliyeli fatura örneğini dosyada mevcut olduğunu, kaybolan eşyanın değeri yönünden bir inceleme yapılmaksızın, sadece taşınan kargonun ağırlığına bakılarak bir zarar tespitinin hukuken doğru olmadığını, kargo içeriğinin, ürünün ne olduğu yani kargoya teslim edilen ürünün nevi, ürünün ne kadara alındığı gibi bilgilerin dosya içerisinde mevcut olduğunu, taşıma belgesinde ürünün ne olduğunun yazdığını, buna karşın oluşan zararın sadece kilo hesabı ile 408,35 TL olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, taşıyıcı firma ve çalışanlarının, teslim edilecek kargoyu emniyetli şekilde taşımak ve sağlam şekilde ulaştırmak için gerekli bütün önlemleri alması ve basiretli şekilde davranması gerekliliğinin bulunduğunu, dava konusu olayda tüm kusurun tamamen taşıyıcı davalı firmada olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kısmen red kararın kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kargo taşıması için davalıya teslim edilen emtianın alıcısına teslim edilmeden kaybolması nedeni ile uğranılan zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının görevlilerince teslim alındıktan sonra alıcısına teslim edilmeden kaybolduğu iddia olunan üründen dolayı davalının zarardan sorumlu olup olmadığı, kargo içeriğinin ispatlanıp ispatlanamadığı ve zararın miktarı noktasındadır. Davacı tarafça, alıcı …’a teslim edilmek üzere 29/08/2017 tarihinde “adresten alım “suretiyle kargo davalıya teslim edilmiş, 08/09/2017 tarihinde de kargoya kayıp kaydı düşülmüştür. Davacı tarafça, kargonun alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zararın tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davacının gönderilerinin, davalının görevlilerince teslim alındıktan sonra alıcısına teslim edilmediği ihtilaf konusu değildir. Buna göre kargoya konu emtianın taşıyıcı sorumluluğunda iken ziya a uğradığının kabulü gerekir. Davalı taraf her ne kadar cevap ve istinaf dilekçesinde davalının üzerine düşen edimi yerine getirdiğini beyan etmiş ise de, 29/08/2017 gönderi tarihli kargonun alıcısına teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Ayrıca davalı şirket tarafından 08/09/2017 tarihli kayıt ile kargo kayıp statüsüne alınmıştır. Davacı … tarafından, …’a 165 ve 5 adet trafo emtiası satılmış ve bunu ilişkin olarak … nolu, 5900,00 TL bedelli irsaliyele fatura tanzim edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu(VUK)’nun 230/5. Maddesi uyarınca da, satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır. 24/12/2015 tarih ve 29572 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 464 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin Kargo ve Lojistik İşletmeleri başlıklı 3.4. Maddesinde, kargo ve lojistik işletmeleri ticari nitelikteki gönderileri Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu tevsik edici belgeler ile birlikte kabul edecekleri ve taşıma esnasında istenildiğinde ibraz edilecek şekilde gönderiye ekleyecekleri hususları düzenlenmiştir. Davalı şirket, dava konusunun ticari bir taşıma olması ve taşıttıranın tüketici olmaması nedeniyle taşımaya konu emtiayı kabul ederken gönderiye ilişkin sevk irsaliyesiyle birlikte kabul etmek zorunda olduğundan, davacının gönderi ile birlikte sevk irsaliyesini de verdiğinin kabulü gerekir. Aksinin davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Dosyada böyle bir ispat bulunmadığı nazara alındığında kargo içeriğinin davacının dava dışı …’a kestiği … nolu irsaliyeli fatura içeriğiyle aynı olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 875. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Davalı taşıyıcı, taşımaya konu emtiayı alıcısına teslim edememesine ilişkin hiç bir somut gerekçe ileri sürmemektedir. Alıcısına malı teslim etmeyen taşıyıcının sorumluluğu kural olarak TTK nun 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk ise de teslim edilmeme durumuyla ilgili olarak hiç bir gerekçe gösterilmemesi karşısında bu eyleminin pervasızca davranış olarak kabulü gerektiğinden, TTK’nın 886. maddesi uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını kaybettiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle davalı taşıyıcı, taşıma konusu emtianın gerçek değerini ödemekle yükümlüdür. Malın gerçek değerinin TTK’nın 880/3. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Taşımaya konu emtianın alıcısına satıldığı ticari kayıtlarla ispatlanmıştır. Yani, emtia davacı tarafından satılmış ve alıcısına gönderilmek üzere davalı kargo şirketine verilmiştir. Bu durumda, alıcıya kesilen fatura değerinin davacının zararı olarak kabulü gerekir. Davalının taşıma bedelinin ödenmediği yönünde bir iddiası bulunmadığından fatura bedelinden taşıma maliyetinin düşürülmesine de gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla davanın 5.900,00 TL üzerinden kabulü gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak sınırlı sorumluluk esaslarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile, 5.900,00 TL’nin dava tarihinden itibaren (24/05/2019) işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Başlangıçta peşin olarak alınan 100,76 TL harcın, alınması gerekli olan 403,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 302,26 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 64,70-TL, bir bilirkişi ücreti 600,00 TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 100,76. TL peşin harç, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 816,26.-TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan davacıya verilmesine, 5- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 6-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL, posta ve tebligat gideri 40,00 TL olmak üzere toplam 202,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021