Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/240 E. 2021/620 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/240
KARAR NO: 2021/620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2020/697 Esas – 2020/901 Karar
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili, davalı … Ltd Şti’nin iki ortaklı olup, müteveffa …’nın % 99, avukatı …’ın ise % 1 hisse oranında şirkete ortak olduklarını, müteveffa …’nın 29.06.2014 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları müvekkilleri …, … ile davalılardan … ve onun 18.09.2007 tarihinde Rusya’da evli olduğu sırada dünyaya gelen ve 2009 yılında müteveffa tarafından tanınan … ve müteveffanın evlilik dışı ilişkisinden olan İsa … olduğunu, müteveffanın vefatından sonra mirasçı olarak … tarafından şirket temsilcisi ve şirkete Gaziosmanpaşa …Noterliğinden 25.07.2014 tarih ve … yevmiye ile çekilen ihtar ile şirketin durumu hakkında bilgi talep edildiğini, ancak Kartal … Noterliğinin 07.08.2014 tarihinde tanzim olunan … yevmiye sayılı cevabı ihtarla bilgi verilmediğini ve verilmeyeceğinin bildirildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014-1178 Esas sayılı dosyası ile şirketin fesih ve tasfiyesi davası açıldığını, mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, anılan dava dosyasında 10.07.2014 tarihinde verilen tedbir kararı ile …’ın şirkete kayyum olarak tayin edildiğini, şirketin bir takım nakit paralarının ve gayrimenkullerinin davaya konu sahte ortaklar kurulu kararlarına istinaden şirketin hesaplarına yatırılmayarak şirket müdürü görünen …’in uhdesinde kalmak suretiyle şirketin içinin boşaltıldığını, davalı şirketin 30.07.2008 tarih ve 2008/01 nolu; 10.08.2012 tarih ve 2012/04 nolu; 30.07.2013 tarih ve 2013/01 nolu ortaklar kurulu kararlarındaki imzaların sahte olduğunu, sahte ortaklar kurulu kararıyla şirkete müdür tayin edilen davalı …’in sonrdan hazırlanan başka sahte ortaklar kurulu kararıyla kendisine genel ve soyut ifadelerle şirketin gayrimenkullerini satma yetkisi almış ve fakat 3. Kişilerle yapacağı bu işlemleri ticaret siciline tescil ve ilan ettirmediğini ileri sürerek 30.07.2008 tarih ve 2008/01 nolu; 10.08.2012 tarih ve 2012/04 nolu; 30.07.2013 tarih ve 2013/01 nolu ortaklar kurulu kararlarındaki imzaların sahte olduğundan iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, murisin sağlığında bilinen ve inkar edilmeyen kararların sahteliğinin ileri sürülmesinde hukuki yararların bulunmadığını, imza incelemesi yapılması durumunda imzaların murise ait olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkili …’ın imzasını inkar etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkiline husumet düşmediğini, imzaların sahteliği iddiasının dayanaksız olduğunu, dava konusu kararlardaki tüm imzaların gerçek olduğunu, müvekkilinin şirketin14.08.2008 tarihinden itibaren 5 yıllık dönem için müdür olarak tayin edildiğini ve bu dönemde görevini layıkıyla ifa ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacılar vekilinin, 10.11.2020 tarihli dilekçesi ile; davanın ortaklar kurulu kararının iptali olmakla şirket eski müdürü …, ortaklar … ve …, mirasçıları …, … hakkındaki davadan feragat ettiklerini bildirdiği, bu davalılar hakkında davanın tefrik edilerek yeni esas numarasına kaydedildiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragate yetkisinin bulunduğu, feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl ettiğinden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davadaki taleplerin müvekkili … ile birebir ilişkili talepler olduğunu, dolayısıyla davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, feragatın bölünmezliği ilkesinin bulunduğunu, şirket dışında diğer davalılar yönünden davadan feragat ve davanın tefrik edilmesinin usule aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, şirketin 30.07.2008 tarih ve 2008/01 nolu; 10.08.2012 tarih ve 2012/04 nolu; 30.07.2013 tarih ve 2013/01 nolu ortaklar kurulu kararlarındaki imzaların sahte olduğundan bahisle yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacılar vekilinin, davalı şirket dışındaki diğer davalılar hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine, davadan feragat edilen gerçek kişi davalılar hakkındaki davayı esas davadan tefrik etmek suretiyle bu davalılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davadan feragat HMK 307 ve devamı maddeelerinde düzenlenmiş olup, Feragat ve Kabulün Şekli başlıklı 309. madde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.” şeklinde düzenlenmiş olup, feragat mahkemenin ya da karşı tarafın kabulüne bağlı tutulmamış, davacı tarafından kullanıldığı anda sonuç doğuran bir kurum olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, ortaklar kurulu kararlarındaki imzaların sahteliği iddiasına dayalı olarak dava konusu şirket ortaklar kurulu kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti istenmiş olmasına ve şirket ile diğer gerçek kişi davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmamasına, davacılar vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisini haiz olmasına göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 54,50 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.