Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2175 E. 2021/1635 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2175
KARAR NO: 2021/1635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL AND. 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2021/448 D. İş-2021/448 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair ek kararın, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Alacaklı vekili, 10.08.2020 tanzim, 11.05.2021 vade tarihli 2.550.000 TL miktarlı bonoya dayalı olarak keşideci borçlu aleyhine ihtiyati haciz verilmesini talep etmiştir. İHTİYATİ HACİZ: Mahkemece 23.06.2021 tarihli karar ile, alacaklı vekilinin talebinin kabulü ile senet bedeli kadar alacağı karşılayacak oranda borçlunun malvarlığının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ: Borçlu vekili, müvekkilinin yerleşim yerinin ”… Mah. .. Sok. NO:… İzmir olduğu, senet üzerinde yer alan adreste hiçbir zaman bulunmadığı, bu sebeple dosyanın yetkili İzmir Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiği., alacaklı olduğunu iddia eden kişi ve yine senet üzerinde lehdar görünen… isimli kişiyi tanımadığı, senetteki keşideci imzasının müvekkilline ait olmadığı, lehdar ve ciranta görünen bu şahıslara borcu olmadığı gibi mal kaçırma ihtimali ya da hazırlığı, hakları ihlal edecek nitelikte hileli bir davranışının bulunmadığı, müvekkilinin tacir veya iş sahibi olmadığı, hatta sigortalı çalışan dahi olmayıp, boşanmış bir ev hanımı olarak kızı ve annesi ile birlikte yaşadığını, eski eşinden aldığı nafaka ile geçindiği, kimseye 2.550.000 TL gibi hayatın olağan akışı dışında borcu olamayacak bir kimse olduğunu, belirterek yetki ve diğer itirazların kabulüne ve ihtiyati haczin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece 28.09.2021 tarihli kararla; ihtiyati hacze konu senet üzerinde düzenleme tarihi bulunmadığından belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve bu durumda da, genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olacağı, borçlunun adresi İstanbul ili Kartal ilçesi olarak gösterilmiş ise de, borçlunun bonodaki imzayı inkar ettiği ve ikamet adresinin de İzmir olduğunu beyan ettiği, borçlunun mernis kaydında borçlunun 18.03.2021 tarihinde adresini itirazına konu İzmir adresine taşıdığı, eski adresinin de 29.05.2019 tarihinden itibaren İzmir olduğu, bononun düzenleme tarihinde mahkemenin yetki sınırlarında oturmadığı, İİK’nin 50. maddesi ile yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunulduğu, mahkemenin yetkisi belirlenirken senedin bono olduğu kabul edilirse alacaklı ve borçlu veya borçluların yerleşim yerinde, keşide veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği, yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK.’nın 17. maddesine göre, bono düzenleyenlerin tacir olması şartının arandığı, yetki şartında, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği itiraz edenin tacir olmamasına göre, belgenin bono olarak kabulü halinde yetki şartının da geçersiz olduğu, alacaklının yabancı uyruklu gerçek kişi olup, Türkiye’de ikamet etmediği, adresinin Beşiktaş ilçesi olarak gösterildiği, bonodan doğan alacağın aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan, bu alacaklar için 6098 Sayılı TBK’nin 89/1. maddesi hükmü uygulanamaz ise de, uygulansa bile gerek HMK ve gerekse MÖHUK uyarınca yine mahkemenin yetkili olmadığı, borçlu vekili HMK’nin 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazında, yetkili mahkemeyi doğru olarak gösterdiği, İİK’nin 50. HMK 6. maddeleri de gözetildiğinde; talebe konu belge yönünden ihtiyati haciz kararı vermeye borçlunun ikametgah yeri olan İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu ve borçlu vekili süresi içinde itirazda bulunduğundan ihtiyati hacze itirazın yetki yönünden kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, alacaklı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Alacaklı vekili istinaf dilekçesiyle; bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı olup, kambiyo vasfına haiz olduğu, ihtiyati hacze dayanak bono incelendiğinde tanzim yerinin bulunduğu, üzerinde tanzim yeri bulunan kambiyo senedinin MHÖK’ya göre değerlendirilerek ihtiyati haczin kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bonoya bağlı borcun aranacak borçlardan olduğu ve borçlunun yerleşim yeri mahkemesinin yetkili bulunduğu, ayrıca bonoda yer alan ödeme yerinin de yetkili olduğu ancak bu konuda açıklık bulunmadığı durumlarda keşidecinin yerleşim yeri ödeme yeri sayıldığından, yine keşidecinin yerleşim yerinin yetkili olduğu, açık bono düzenlenmesinin ve tanzim tarihinin sonradan atılmasının mümkün bulunduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ihtiyati hacze itirazın yetki yönünden kabulü ile kaldırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İİK 258.maddesi uyarınca, ihtiyati hacze İİK.’nın 50. maddesine göre belirlenen yetkili mahkemede karar verileceği, İİK.’nın 50. maddesinde ise yetkili mahkemenin tespitinde HMK hükümlerine atıfta bulunulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, alacaklı, bonoya dayalı olarak borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemeden (HMK. 6. Md.) ya da bonoda öngörülen ödeme yerinde veya düzenleme yerinde yahut bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartı ile belirlenen mahkemeden talepte bulunulabilir. Ancak yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, bonoyu düzenleyenlerin tacir olması şartı aranmaktadır.Somut olayda, bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olup, talep dilekçesi ekinde, mahkemeye sunulan bonoda tanzim tarihinin olmadığı görülmektedir. Talebin bonoya dayalı olmasına ve ihtiyati haczin verildiği tarihte tanzim tarihinin bulunmamasına ve tanzim tarihinin bononun zorunlu unsurlarından olmasına göre, artık bonoda öngörülen ödeme yeri veya düzenleme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunulamaz. Başka bir anlatımla, senedin ödeme ya da düzenleme yeri mahkemesi yetkili mahkeme olarak kabul edilemez. İhtiyati hacze itiraz eden keşideci konumundaki borçlunun tacir olduğu ileri sürülmediğine göre, yetki şartı da geçerli değildir. Bu hale göre, yetkili mahkeme HMK 6. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmelidir. Dosya kapsamından, itiraz eden borçlunun yerleşim yerinin Çiğli/İzmir olduğu anlaşıldığından, yetkili mahkeme Karşıyaka Mahkemeleri olup, ihtiyati hacze karar veren mahkemenin yetkili mahkeme olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021