Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2171 E. 2021/1630 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2171
KARAR NO: 2021/1630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/792 Esas
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 23/10/2021 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesiyle; taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve davalı şirketin mal varlıklarına, banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davanın yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 23/10/2021tarihli ara kararı ile 6100 Sayılı HMK’nun 389/1 maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükmünün düzenlendiği, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talep ettiği hususların uyuşmazlık konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkilinin cari ilişkiden doğan alacağının vadesi gelmiş olmasına rağmen, davalı borçlu tarafından herhangi ödeme yapılmadığından davalı borçlu yan aleyhine (41.094,26 üzerinden) Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden 13.08.2021 tarihinde saat 10:33’de icra takibi başlatıldığı, icra takibinden haberdar olan davalı borçlu şirketin aynı gün saat 15:15 ‘de takibe konu alacağın bir kısmı olan 21.654,00 TL sini müvekkilinin banka hesabına ödediği,19.440-TL’si içinse aynı gün reklamasyon faturası adı altında iade faturası kestiği, akabinde ödeme emrine itiraz ettiği, müvekkilinin alacağının likit ve faturaya dayalı bir alacak olup, zarara uğramasını önlemek için ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemece usule aykırı olarak reddine karar verildiği, oysa dava ile alacağın sürüncemede bırakılmaması ve alacağın semeresiz kalmaması adına ihtiyati tedbir konulması gerektiği, HMK 389. maddesi koşullarının oluştuğu, buna göre, mevcut durumda Covid-19 salgının ekonomiye olan olumsuz etkisi ile birlikte oynayan kurlar nedeniyle ticari hayatın günümüz Türkiye’sinde kaygan bir zeminde olması, söz konusu firmanın köklü olmaması ve iflasının bu şartlar dahilinde muhtemel olması meydana gelebilecek bir değişme niteliğinde olup, hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin söz konusu olduğu, kaldı ki davalının borcu ödememe yönündeki kötü niyeti oldukça açık olup, alacaklı müvekkilin mal tesliminden sonra kestiği 10.06.2021 tarihindeki en son faturadan ve 04.08.2021 tarihinde davalı borçlu tarafından gönderilen BA-BS mutabakatından sonra 13.08.2021 tarihinde tahminimizce icra takibinden haricen haberdar olunması üzerine takibe konu bir kısım borç ödenmekle birlikte kalan kısım için davalı borçlu tarafından iade faturası düzenlediği ve arabuluculuk aşamasında da anlaşma sağlamadığı, bu nedenle, durum değerlendirilmesi tam olarak yapılmadan tedbir isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Talep, ihtiyati tedbir talebini kapsamaktadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. Somut olayda, cari hesap alacağının tahsilini teminen yapılan icra takibine itirazın iptali davasında uyuşmazlık konusunun davalı borçlunun banka hesapları veya malvarlığına ilişkin bulunmamasına ve ihtiyati tedbirin yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek bir koruma tedbiri olmasına göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli istinaf karar harcının davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan harçtan mahsubuyla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021