Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2157 E. 2021/1652 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2157
KARAR NO: 2021/1652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2021
NUMARASI: 2021/180 Esas – 2021/733 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile davalı aleyhine açmış olduğu icra takibine davalının itiraz ettiğini takibin durduğunu, davalı ile müvekkil arasında 11/11/2015 tarihli satış yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup sözleşme gereği ödenmesi gereken hizmet bedeli müvekkiline ödenmediğini, Davalı şirket, müvekkiline Kartal … Noterliği 30/10/2018 tarih ve … yevmiye nolu bir ihtar göndererek sözleşme gereği daire satışı için gereken işlemlerin yapılmadığı iddiasında bulunduğunu, Davalının bu haksız ihtarına karşı, 06/11/2018 tarihinde Kadıköy … Noterliği 06/11/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, aralarında bir sözleşme olmasına rağmen borçlu borcu olmadığı yönünde itirazda bulunmuş ve ödemesi gereken sözleşme bedelini ödediğine dair herhangi bir delil de sunmadığını, davalının itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce davacı yanca yasanın aradığı usulü şart olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, dava şartı yerine getirilmediğini, davacı taraf ile müvekkile arasındaki sözleşme komisyonculuk sözleşmesi olduğunu, davacı, müvekkil ile imzaladığı sözleşme kapsamında sözleşme içeriğinde tanımlanan bağımsız bölümlerin satımına aracılık etmeyi ve bunun karşılığında komisyon bedeli almayı kabul ettiğini, sözleşmenin kurulması tarihinden 30/10/2018 tarihine kadar davacı tarafça bağımsız bölümlerin satımı için her hangi bir girişimde bulunulmadığını, sözleşme şartlarının davacı yanca ihlal edilmesi üzerine Kartal … Noterliği’nin 30/10/2018 tarihli … yevmiye no’lu ihtarname gönderildiğini, davacı yan ise ilgili ihtarnameye tarihe ilişkin somut veriler içermeyen bir kısım afiş fotoğrafları ile cevap verdiğini, davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını ve müvekkilinin ticari kayba uğramasına neden olduğunu, taraflar arasında arabuluculuk görüşmesi yapılmadığından davanın usulden reddine, usulden red taleplerinin kabul edilmemesi halinde esastan reddine, takip konusu alacağın en az %20 si oranındaki Kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak tarafına verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Somut olayda davacı vekili iş bu davaya ilişkin arabulucuk son tutanak aslını mahkememize sunmadığı, davanın Arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden açıldığı anlaşılmıştır.Her ne kadar davacı tarafça arabulucuya başvurulmuş ise de sehven kayıt olarak arabuluculuk faaliyetine başlanılmadan kaydın kapatıldığı anlaşılmıştır. Anılan düzenlemelere göre dava açılmadan arabuluculuğa başvurulması gerektiği, iş bu dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte olmadığı, aksinin kabulü düzenlemenin amacına aykırı olacağı, bu hali ile arabulucuya başvuru şartının dava açılmadan önce yerine getirilmediği, anlaşılmakla açıklanan nedenlerle dava şartı yokluğu nedeniyle açılan davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın emlak simsarlığı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, emlak simsarlığının 6102 sayılı TTK’da değil 6098 sayılı TBK’da düzenlendiğini, bu nedenle davanın ticari dava olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan komisyon ücreti alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davanın ticari dava olup olmadığı ve arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı noktasındadır.Taraflar arasında 11.11.2015 tarihinde satış yetki sözleşmesi ile davalı tarafından tamamlanacak dairelerin satışına davacının aracılık etmesi ve bunun karşılığında komisyon ücreti ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, 11.11.2015 tarihli satış yetki sözleşmesi sebebine dayalı olarak 18.262,84 TL’nin tahsili istemiyle icra takibi başlatılmış ve itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça eldeki dava itirazın iptali istemiyle açılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 520/1. Maddesine göre, simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Anılan maddenin 3. Fıkrasında ise taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı düzenlenmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmuş ancak “başvurucu …’ın tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlık konusu tarihte yapılan işin emlak faaliyeti olduğu, başvurucunun gayrisafi hasılatının TTK m.11’de öngörülen esnaf işletmesi sınırını aşmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle uyuşmazlık konusu TTK m.5/A kapsamında ticari dava sayılmayıp dava şartı arabuluculuğun konusu oluşturmadığından dosya sehven kayıt nedeniyle” kapatılmıştır. Mahkemece yapılan araştırmada davacının … Komisyoncuları Esnaf Odasına kayıtlı olduğu tespit edilmiş ancak ticari işletmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir kayda ulaşılmamıştır. Zaten taraflarında bu yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra asliye ticaret Mahkemesinin görevinin tayininde uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türü ve ticari iş karinesi etkili değildir. Zira Türk Ticaret Kanunu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar). Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde dahi davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra, davanın TBK’nın 532 ila 545. Maddelerinde düzenlene komisyonculuk sözleşmesinden değil TBK’nın 520. Maddesinde düzenlenen simsarlık sözleşmesinden kaynaklandığı da nazara alındığında eldeki dava, TTK’nın 4/1. maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. Taraflar arasında her hangi bir tüketici işlemi bulunmadığı da nazara alındığında HMK’nın 2. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi(HMK m.2) görevli olup, mahkemenin görevli olması(HMK m.114/1-c) dava şartları arasında sayıldığından mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca göreve ilişkin dava şartı noksanlığının giderilmesi de mümkün değildir. Dava, ticari dava niteliğinde olmadığından TTK’nın 5/A maddesinde ticari davalar için öngörülen arabuluculuk düzenlemesinin somut olayda uygulanma imkanı yoktur. Buna göre HMK’nın 355. Maddesi uyarınca yalnızca kamu düzenine aykırılık sebebi ile sınırlı olarak ve bu aşamada davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin yapılan inceleme sonunda, istinaf başvurusunun kabulü ile görevsiz mahkemece verilen kararının kaldırılmasına ve dairemizce görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının, HMK.’nın 353(1)a-3 uyarınca usulden KALDIRILMASINA, 1-Kararı veren mahkemenin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2- HMK’nın 20. Maddesi uyarınca, taraflardan birinin, görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile İHTARINA, 3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca harç ve istinaf aşaması dahil yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama harç ve giderlerinin davanın açıldığı mahkemece karara bağlanmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara resen tebliğine, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davacıya iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021