Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2153 E. 2021/1638 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2153
KARAR NO: 2021/1638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2019/271 Esas – 2021/799 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı … Sigorta Şirketi vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … numaralı nakliyat emtia blok sigorta poliçesi ile sigortalanan … A.Ş’ye ait 120 adet bulaşık makinesi emtiasının Almanya’dan Türkiye’ye nakliyesi işinin davalı … Lojistik tarafından üstlenildiğini, emtiaların … numaralı konteynere tam ve sağlam olarak yüklendiğini, davalı TCDD Taşımacılık A.Ş tarafından TCDD Çerkezköy geçici depolama konteyner sahasına getirilen konteynerin davalı …’in manevrası esnasında devrildiğini ve konteynerde hasarlanma meydana geldiğini, fatura ve yapılan tespitler gereği 42.351,87 Euro toplam zarar bedelinin tespit edildiğini, bu zarar bedeli üzerinden sigortalıya ödeme yapıldığını ve temlik esasına göre sigortalının haklarına halef olunduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkarı tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile diğer davalı … Lojistik arasındaki ticari ilişki gereği … Lojistik’in vinç taşımacılığını, müvekkilinin kendi ekipmanı ve istihdam etmiş olduğu kendi personeli ile yürüttüğünü ancak acil durumlarda müdahale yapmak adına sahada kullanılan tüm araç ve ekipmanların anahtarlarının araç üzerinde bırakıldığını, bunun saha kuralları gereği bir zorunluluk olduğunu, müvekkiline ait vincin müvekkili şirket yetkililerinin bilgisi ve izni olmaksızın, müvekkili şirket personeli dışında … isminde başka bir kişi tarafından kullanıldığını, bu durumun 12.01.2018 tarihli tutanak ile tespitli olduğunu, ekspertiz raporunda sovtaj bedelinin çok düşük tespit edildiğini, elektronik donanıma sahip ev eşyasının sadece dış sacının ezilmesi ile hurda haline gelmeyeceğini, elektronik eşyaların makina aksamının çalışıp çalışmadığı hususunun kontrol edilmediğini, bu nedenle davanın reddi ile %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı TCDD Taşımacılık A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın TCDD Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmesi gerektiğini, hasara konu kazanın meydana geldiği kazanın yönetim, tasarruf ve mülkiyetinin TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu, müvekkilinin tren işleticisi sıfatıyla eşyayı gönderici veya alıcısına vagon üstü teslim etmek suretiyle sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle davanın reddi ile %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı …Lojistik davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacının yabancı para alacağının tahsili amacıyla davalılar hakkında icra takibi başlattığı; dosyamız arasına celp edilen icra dosyasının incelenmesinde takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği tespit edilmekle itirazın iptali davasına konu usulüne uygun bir icra takibinin olmadığının kabulü ile (aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/12593 E., 2015/9366 K. ve 24/06/2015 tarihli kararı; İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/78 E., 2021/696 K. ve 03/06/2021 tarihli kararı) HMK’nın 114/2 ve 115. maddesi uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinin UYAP üzerinden başlatıldığını ve harca esas değerin yine Uyap sistemi üzerinden güncel kura göre hesaplandığını, harca esas değerin alacaklı tarafından belirlenmediğini, takibe ilişkin harçların eksiksiz ödendiğini, Uyap sistemindeki fiili imkansızlık nedeniyle yabancı para alacağının TL karşılığının yazılamadığını, ayrıca borçlunun bu yönde bir itirazının bulunmadığını, Mahkemenin, sadece, takip talebinde harca esas değerin yazılı olmamasına odaklanarak neticede kararının gerekçesine dayanak gösterdiği BAM kararına aykırı bir durum olmadığını göremediğini, yabancı paranın aynen ödenmesine dair bir talebin söz konusu olmadığını, İİK’nun 58/3 maddesine aykırı bir hususun da bulunmadığını, dolayısı ile Mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemenin hüküm aşamasına gelmiş dosyada usulden ret kararı vermesinin kişilerin hukuk düzenine olan inancını yaraladığını, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılamanın sona erdiği ve bilirkişi raporlarının dosyaya sunulduğu bir davada yapılan yargılama giderlerine rağmen hiçbir tarafın itirazı olmadığı bir husus sebebiyle üstün kamu yararının göz ardı edilerek davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ekonomisine ve adil yargılanma hakkına açıkça aykırılık teşkil edeceğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, sigorta riskinin gerçekleşmesi sonucu sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, takip talebinde yabancı paranın Türk Lirası karşılığının gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında hasar bedelinin tahsili sebebine dayalı olarak 42.351,87 Euro’nun tahsili istemiyle icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, Mahkemece de takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 4949 sayılı Kanunun 12. Maddesi ile değiştirilen 58/3. Maddesinde, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin takip talebinde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Aynı durum, İİK.nun 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de söz konusudur. Anılan değişikliğin gerekçesinde, yapılan yeni düzenlemede alacaklının yabancı para alacağının Türk Parası karşılığını takip talebinde göstermesi yanında bu alacağının hangi tarihteki kur üzerinden tahsilini istiyorsa bunu da açıkça göstermesi ve yine yabancı para alacağına ilişkin faiz alacağına ilişkin talebini belirtmesi esası getirildiği ifade edilmiştir. Takip talebinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmemiştir. Ancak, yabancı para alacağın karşılığı Türk Lirası’nın gerek takip talepnamesinde gerekse ödeme emrinde gösterilmesi yasaca zorunlu kılınmıştır. Kamu düzeni ile ilgili bulunan bu hususun mahkemece re’sen gözönüne alınması gerekir (HGK’nun 12.05.1999 tarih ve 1999/12-271 E, 1999/301 K. sayılı kararı). İtirazın iptali davalarında usulüne uygun bir icra takibinin bulunması dava şartıdır. Somut olayda, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmemiştir. Bu sebeple, davalılar hakkında açılan işbu dava yönünden “usulüne uygun bir icra takibinin bulunması” şeklindeki dava şartı gerçekleşmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 114/2. maddesinde diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklı olduğu ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Usulüne uygun bir icra takibinin bulunması kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olup, HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın kendiliğinden araştırır. Takip talebi ve ödeme emrinde bulunması zorunlu olan yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021