Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2140 E. 2021/1637 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2140
KARAR NO: 2021/1637
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2021/215 D. İş-2021/219 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Alacaklı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre 01.06.2021 tarihli hesap mutabakatına dayalı olarak 3.149,250 Euro ( 1 Euro=10,00 TL (30.07.2021) karşılığı 31.492.500 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek şimdilik 16.000.000TL alacağın tahsilini teminen borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ: Mahkemece, 03.08.2021 tarihli karar ile, İİK’nun 257/1 maddesi gereğince alacaklının, 16.000.000,00 TL alacağı yönünden borçlunun borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Borçlu vekili itiraz dilekçesiyle; aynı nedene dayalı olarak aynı alacak içir Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/153 D.İş.nolu dosyası ile talep edilen ihtiyati hacze itiraz edildiği ve itirazı üzerine verilen kararın henüz kesinleşmediği, huzurdaki talebin mükerrer olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, alacaklının dayandığı faturanın iade edildiği, bu durumda yetkili mahkemenin sadece müvekkilinin yerleşim yeri adresi olup, müvekkilinin de kurulu olduğu adresin Sakarya olmasına göre yetkili mahkemenin Sakarya Mahkemeleri olduğu, sunulan cari hesap mutabakatında iki farklı tarihin bulunduğu, borç doğmadan gerçek dışı fatura ve sevk irsaliyesi düzenlendiği, mal kaçırma hazırlığı içinde olunduğu iddiasının da doğru olmadığı, mutabakat mektubunun içeriğine ve bundaki imzaya itiraz edildiği, davacı tarafın iddia ettiği tutardaki alacağın kantar fişi, tesellüm evrakları, irsaliyeler gibi hiç bir resmi evrak ile tevsik edilemediği göz önüne alındığında böyle bir alacağın varlığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve işbu sebeplerle alacağın varlığın yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle ihtiyati hacze itiraz edilmiştir. Üçüncü kişi … Tekstil vekili, ihtiyati hacze dayanak alacağın muaccel olmadığı, haciz kararının müvekkili adresinde uygulandığı istihkak iddiasının ileri sürüldüğü, alınan teminatın yeterli olmadığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 15.09.2021 tarihli ek kararla; ihtiyati hacze konu alacağın faturaya dayalı olup para alacağı olduğu, 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi uyarınca taraflar arasında aksine bir anlaşma olmaması halinde alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin ifa yeri olarak düzenlendiği, 6100 Sayılı HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi’nin de yetkili olduğunun düzenlendiği, taraflar arasında ifa yeri ve ihtilaf halinde yetkili mahkemelere ilişkin bir yetki sözleşmesi olduğunda dair dosyaya belge sunulmadığı, bu durumda mahkemenin yetkili olduğu, alacağın dayanağı faturalarda belirli bir vade belirtilmediği gibi, taraflar arasında cari hesap mutabakatı da bulunduğu nazara alındığında, mevcut duruma göre alacağın muaccel olduğu, cari hesap mutabakatının geçerli olmadığı, cari hesaba göre alacağın muaccel olmadığı itirazları mevcut durumda ihtiyati hacze itiraz kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmayıp, açılacak davada yargılama ile tespit edilebilecek hususlardan olduğu, İİK’nın 265. maddesinde belirtilen ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında yer almadığı, teminat miktarına yapılan itirazın da, genel uygulama, ihtiyati haczin dayanakları nazara alındığında yerinde görülmediği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazların reddine karar verilmiştir.Bu ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Borçlu vekili istinaf dilekçesiyle; iki ayrı tarihli imzası inkar edilen hesap mutabakatı, sevk irsaliyesinde açıkça kantar fisi, plaka nosu gibi zorunlu unsurların bulunmadığı, içeriği itibariyle fiziken bu miktarda bir sevkin gerçekleştirilemeyeceğinin şeklen de incelenip tespit edilebilecek bir husus olduğu, gerçek dışı sevk irsaliyesinin ve buna bağlı düzenlenen ve üstelik resmi olarak iade edilmis faturanın ihtiyati haciz dayanağı olarak kabul edilmemesi gerektiği, karsı tarafça herhangi bir sözlesme ilişkisinin ileri sürülmediği, cari hesap iliskisinden bahsedilmiş ise de buna ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığı, oysa ki bunun geçerlilik sartı olduğu, bununla birlikte karşı tarafça itiraza uğramamış herhangi bir fatura sunulmadığı gibi mutabakat mektubunun içeriğine ve bundaki imzaya itiraz edildiği, alacaklının iddia ettigi tutardaki alacagın kantar fisi, tesellüm evrakları, irsaliyeler gibi hiç bir resmi evrak ile tevsik edilemediği göz önüne alındığında böyle bir alacağın varlığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve işbu sebeplerle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemedigi gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. Somut olayda, alacaklı vekili cari hesap mutabakatı, e-fatura ve irsaliyeye dayanmış olup, asıl alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Borçlu vekilince ileri sürülen itirazların İİK 265. maddesi kapsamında olmadığı ancak açılacak bir davada iddia veya açılan bir davara savunma olarak ileri sürülebilecek nedenlerden olduğu gözetildiğinde; ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığından borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gerekli istinaf karar harcının borçlu tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan harçtan mahsubuyla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Borçlu tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021