Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2114 E. 2021/1675 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2114
KARAR NO: 2021/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2021
NUMARASI: 2021/51 Esas – 2021/569 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/12/2021
Hasımsız olarak görülen davada ilk derece mahkemesince ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması uterine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirkete ait Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca saklanması zorunlu olan genel kurul karar defterinin, müvekkilinin mukim işyerinden taşınmasından sonra kaybolduğunu, söz konusu taşınma 06.01.2021 ile 10.01.2021 tarihleri arasında gerçekleşmiş olup; müvekkil 13.01.2021 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne adres değişikliğini bildirmek için gerekli hazırlığı yapmak için defteri ararken defterin kaybolduğunun farkedildiğini ileri sürerek müvekkili şirkete ait genel kurul karar defterinin zayi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, talep eden şirketin adresinin halen ” … Sitesi … Blok D:.. Sarıyer/İST” olduğu, adres değişikliğine ilişkin herhangi bir başvuru veya tescil işlemleri olmadığı, şirketin en son tescil işleminin 20/04/2012 tarihi olduğu, genel kurul karar defterinin tasdik bilgilerinin istenmesine rağmen Beşiktaş …Noterliğinden bu konuda olumsuz yanıt verildiği, davacı tarafça anılan adresteki taşınmazın başkasına kiralandığına ilişkin kira sözleşmesi fotokopisi ibraz edilmesine rağmen kira sözleşmesinin, taşınma esnasında genel kurul karar defterinin kaybolması ispata yeterli delil olmadığı, taşınma hususu dahil karar defterinin kaybolduğu konusu ispatlanamadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; adres değişikliğine ilişkin başvuru veya tescil işlemleri genel kurul karar defterinin kaybolmuş olması sebebiyle yapılamadığını, tanık dinlenmesi talebinin reddedilmesi sebebiyle müvekkili şirketin kaybolma halinde kusurunun bulunup bulunmadığı, tedbirli tacir gibi davranıp davranmadığı dahi tartışılabilir olmaktan çıktığını, noterliklere yazılan müzekkereye henüz cevap verilmemiş olduğu halde, gerçeğe aykırı şekilde gerekçeli kararda sadece Beşiktaş … Noterliğine müzekkere yazılmış gibi olumsuz yanıt geldiğinin belirtildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. TTK’nın 82/7. maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” TTK’nın 82/3. maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir. Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8). Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). Somut uyuşmazlıkta talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir. Somut olayda; davacı tarafça, şirketin taşınma sırasında genel kurul defterinin kaybolduğu iddia edilmiştir. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur. Bu durumda, zayi belgesi verilmesi istenilen defterin ne şekilde ve ne zaman zayi olduğuna dair soyut bir iddianın ötesinde somut bir kanıt sunulmadığı gibi, basiretli bir tacir gibi davrandığını kanıtlayacak delil de gösterilmemiştir (Yargıtay 11 H.D’si 04/02/2008 tarih, 2006/14049 E. 2008/956K. Sayılı ilamı). Davacı tacirin, defterin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen karar sonucu itibariyle isabetli olmakla, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021