Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2086 E. 2021/1640 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2086
KARAR NO: 2021/1640
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2021/578 Esas-2021/787 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirket defterlerinin muhasebecisi olan …’a teslim edildiği, adı geçenin 09.07.2019 tarihinde vefat etmesi nedeniyle şirketin ticari işlerinin aksamaması ve muhasebe kayıtlarının sağlıklı biçimde tutulabilmesi için Mali Müşavir …’ın yetkilendirildiği, yapılandırma kanunu kapsamında ilgili defterlerin kontrolü sağlanırken 2016-2017-2018 yıllarına ait Yevmiye Defteri, Defteri Kebir, Envanter Defterleri ile “…” ve “Genel Kurul Müzakere ve Karar Defterinin vefat eden muhasebecinin kayıtlarında ve arşivinde bulunmadığının anlaşıldığı ve bu durum üzerine araştırmalara başlandığı ancak tüm aramalara rağmen defterlerin bulunamadığını belirterek müvekkilinin 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir, Envanter Defteri ile Pay Defteri, Genel Kurul Müzakere ve Karar Defterinin zayi olması nedeniyle TTK 82/7 uyarınca zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, tacirin TTK 82/7 maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerektiği, davacının defterlerini muhasebecisi …’a teslim edildiği adı geçenin 09.07.2019 tarihinde vefatı ile şirket defterlerine tüm aramalara rağmen ulaşılamadığını ileri sürdüğü, kanun koyucunun zayiin öğrenilmesinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürü içerisinde zayi belgesi verilmesi için dava açılabileceğini öngördüğü, davacının zayii tam olarak hangi tarihte öğrendiğini belirtmediği ve zayi olan belgelerin ölen muhasebeci tarafından muhafaza ediliyor olması dava tarihine kadar aramaların sürdürüldüğünün bildirilmesi karşısında davanın yasal süre içerisinde açıldığının kabul edildiği ancak davacının kanunen saklamakla yükümlü olduğu belgelerin muhafaza edildiği yeri bilmediği, bu belgelerin muhasebecisinin inisiyatifine bıraktığı, muhasebecide bulunan ve zayi olduğu iddia edilen belgeler arasında şirket pay defterinin de bulunduğu gözetildiğinde, talep eden şirketin saklamakla yükümlü olduğu defterlerin muhafazasında basiretli tacir gibi hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Dav iradesi dışında meydana gelen olaylar ve sebepler olarak tanımlandığı, TTK’da açıkça tanımlanması da, mücbir sebeplerin bir hukuki işin veya ilişkinin aksamasına sebep olan, ilgilinin kusuruna bağlı olmayan, kaçınılması ve öngörülmesi mümkün olmayan nedenler olduğu, çeşitli kanunlar ve Yargıtay kararlarındaki tanımlamalarda görüleceği üzere mücbir sebeplerin sınırlayıcı biçimde sayılmış olmayıp, somut olaya özgü biçimde gerçekleşebileceği, ancak kanun koyucu ilgili hükmün anlaşılması açısından deprem,sel, yangın örneklerini verdikten sonra “gibi” kelimesini kullanarak bu sebeplerin somut olaya özgü biçimde meydana gelebileceğini belirttiği, dolayısıyla mahkemenin gerekçeli kararında belirtildiğinin aksine müvekkilinin yaşadığı mağduriyetin dikkate alınması gerektiği, Yargıtay içtihatları göz önünde bulundurulduğunda dava konusu olayda müvekkilinin ticari defterlerinin yetkili kıldığı muhasebeci tarafından kaybedilmesi veyahut vefatı nedeniyle ulaşılamaması da mücbir sebep olarak nitelendirilmesi gereken bir durum olduğu, zira müvekkilinin basiretli bir tacirin yapması gerektiği gibi iktisat alanında eğitim almış ve yasal olarak gerekli şartları taşıyan bir muhasebeci ile sözleşme imzalayarak şirketin muhasebe işlerini yürütmeye yetkili kıldığı, bu durumda muhasebecinin vefatını ve ilgili defterlerin bulunamayacağını önceden kestirmesinni mümkün olmadığı, mali müşavirlik, muhasebecilik gibi meslekler her ne kadar serbest meslek olarak gözükseler de yarı kamusal nitelikte meslekler olduğu, kanun koyucu bu mesleklerin nitelikleri gereği herkes tarafından icra edilebilmesini engelleyip birtakım koşullar getirdiği, bu koşulların sağlanması ile bu mesleklerin kendine özgü güven ve vekalet ilişkisini sağlıklı biçimde sürdürmesinin amaçlandığı, dava konusu defterlerin teslim edildiği muhasebeci …’nın da bu nitelikleri sağlamış bir meslek erbabı olduğu ancak ani vefatı ve işlerini herhangi bir kişiye devretmemiş olması sebebiyle müvekkilinin belgelerini yitirdiği, müvekkilinin tam kusursuz olduğu elinde bulunmayan ve öngörülmesi mümkün olmayan sebepler nedeniyle ticari defterlerin ziyaanın oluştuğu aşikar olup, mahkemenin gerekçeli kararında belirtildiği üzere, müvekkilinin basiretli tacir gibi hareket etmediğinin kabul edilemeyeceği, müvekkilinin vergisel ve diğer yükümlülüklerini hukuka uygun biçimde ifa edebilmesi açısından bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, şirketin halihazırda geçirdiği bir vergi soruşturması veya incelemesinin bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 82/7. maddesi kapsamında zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Talepte bulunan tacirin, söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için, defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması ve ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. Basiretli bir tacirin şirkete ait defter ve belgelerin muhafazası için gerekli dikkat ve özeni göstermesi zorunludur. (Yargıtay11. Hukuk Dairesi 2014/6973 E- 2014/13720 K sayılı 16.10.2014 tarihli kararı) Somut olayda, davacı, ticari defterlerini muhasebecisi …’ teslim ettiğini beyan etmiştir. Adı geçen muhasebecinin 09.07.2019 tarihinde vefat etmesine ve şirketin ticari defterlerinin muhasebeciye teslim edildiğinin bilinmesine göre, bu tarihten itibaren makul sürede muhasebecide bulunan ticari defter ve belgeler yönünden inceleme ve kontrolün yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekirken, bu gereğin yerine getirilmeyerek muhasebecinin vefatından yaklaşık 2 yıl sonra şirketin pay defteri de dahil bir kısım ticari defterlerinin olmadığının farkedildiği ve defterin zayi olduğunun öğrenildiği iddiası hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi defterin muhafazası için gereken dikkat ve özenin yerine getirilmediği anlaşıldığından davacının TTK.’nın 82/7 madde hükmünden yararlanması mümkün değildir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesice davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021